Kayboldum translate Portuguese
777 parallel translation
Onu terk ettim, çocukları aldım ve gizlice ortadan kayboldum.
Abandonei-o, levei os meus filhos e fugi em segredo.
Aşağıya, ben kayboldum bile!
Pronto, já estou a caminho!
Başkente giden yolu ararken kayboldum.
Perdi-me ao tentar encontrar um atalho para a Capital City.
Kayboldum.
Estou perdido.
Ama bir gece siste kayboldum ve döndüğüme seviniyordum, evine hoş geldin konuşması neydi sence?
Mas, uma noite, quando me perdi no nevoeiro e fiquei contente por aterrar, como acha que me recebeu? Desejou que tivesse caído.
Kayboldum...
Estou perdido. Eu...
Fundalıklarda kayboldum!
Estou perdida nos pântanos!
Ben Monroe'dan Elizabeth Bacon, ve kayboldum.
... mas sou Elizabeth Bacon de Monroe e acho que estou perdida.
Ben de kayboldum.
Bem, pode ver como a encontrei.
Kabul etmeliyim ki kayboldum.
Estou perdido e admito-o.
Bir adam öldürdüğüm için, bir süre ortadan kayboldum.
Eu matei um homem, por isso desapareci por um tempo.
Ben kayboldum, sen bulundun.
Perdi-me, encontrou-se.
Burada kayboldum.
- Acho que estou perdida.
Otostop çekiyordum ve kayboldum.
Porque me perdi.
Kar fırtınasında kayboldum, Montana'dan gelen geçitte.
Perdeu-se no nevão, no desfiladeiro, a vir de Montana.
Bilmem. Kaçarken kayboldum.
Perdi-me enquanto corria.
Sonra biri geldi ve o koşup uzaklaştı... ben de kayboldum.
Então alguém apareceu, e ela fugiu e deixou-me e eu perdi-me.
Kayboldum!
Estou perdido!
Korkarım kayboldum.
Receio estar perdido.
Senin odanı ararken kayboldum.
Então tentei encontrar o seu quarto, mas perdi-me.
Kayboldum.
Perdi-me.
Kyoto'ya dönmeyi umuyorum ama bu kamış tarlasında kayboldum.
Espero regressar a Kyoto mas perdi-me neste campo de canas
Ve kayboldum.
E eu perdi-me!
Sanırım kayboldum.
Receio que me tenha perdido.
Elimden gelenin en iyisini yaptım. Seni, bir atın sırtına koyup yola çıktım,... ama daha sonra, akşam karanlığında kayboldum.
Coloquei-o num dos cavalos, mas perdi-me depois de anoitecer.
Şimdi tümüyle kayboldum.
Sem-vergonha, safado...
Bak, kayboldum ve yardımına ihtiyacım var.
Estou perdido e preciso da sua ajuda.
Kayboldum!
Estou perdida.
Tamamen kayboldum.
Eu perdi-me na floresta.
- Ben kayboldum.
Tenho sede.
* Kayboldum yolda *
I got lost on the way
Ben kayboldum. Kayboldum.
Estou perdido, perdido.
- Hayır, Kayboldum.
- Não, estou perdido.
Yolda kayboldum.
Perdi-me no caminho.
Kayboldum.
Perdido.
Hayır. Ben gerçekten kayboldum!
Não, a sério, perdi-me de verdade!
Tabii hemen kayboldum.
E fugi.
Kayboldum. 138.
Perdi-me.
Hey, ben kayboldum.
Perdi-me.
Peşinden gittim ve fırtınada kayboldum.
Fui atrás dele... e perdi-me na tempestade.
Kayboldum!
Sim!
Evet, kayboldum.
Perdido.
- Kayboldum.
- Andava à procura.
Kayboldum.
Estou perdida.
- Söyledim ya, kayboldum.
- Já disse : Estava perdida.
Kayboldum da.
Perdi-me.
Büyük mağazalardan birine gittik ve ben kayboldum.
Fomos a uma dessas grandes lojas de coisas antigas... e me perdi.
Ben bir yabancıyım. ... ve kayboldum.
Eu sou estrangeira, e estou perdida!
Ben kayboldum.
Estou a leste.
Savaştan önce, amaçsızca yaşadım ve kaçtım, hep büyük kalabalıklarda kayboldum.
Não há ninguém que o possa fazer. Pensam que o Benny ou Bart poderiam?
Okyanusta gemide olmalıydım ama sanırım kayboldum.
- Pelos vistos, perdi-me.
kaybol 495
kayboldu 136
kaybol buradan 28
kayboluyor 20
kaybolduk 72
kaybolmuş 47
kaybolun 67
kayboldular 25
kaybol gözümün önünden 18
kayboldu 136
kaybol buradan 28
kayboluyor 20
kaybolduk 72
kaybolmuş 47
kaybolun 67
kayboldular 25
kaybol gözümün önünden 18