Kimlik translate Portuguese
4,522 parallel translation
Kol, kimlik teşhisi için laboratuara gidiyor.
O braço vai a caminho do laboratório para ser identificado.
Ona yeni kimlik verdiler.
Eles deram-lhe uma nova identidade.
Magpie'a yeni kimlik verdiklerinde diğerini öldürdüler.
Quando deram á Magpie a sua nova identidade, mataram a antiga.
Onu en fazla, taciz ve sahte kimlik bulundurmaktan suçlayabiliriz.
No máximo, podemos acusá-la de perseguição e posse de identidades falsas.
Bana kimlik kartını gösterdi.
- Ele mostrou-me a identificação.
- Böyle bir kimlik mahkemede fazla dayanmaz.
Bem, uma identificação assim não se aguentaria em tribunal.
Bir kimlik görebilir miyim, lütfen?
Posso ver alguma identificação, por favor?
Kurt adam lanetini tetikledim diye sana bir kimlik verip, bir değerin olmasını sağladığım için mi?
Porque despoletei a maldição do lobisomem, dei-te uma identidade e fiz com que te tornasses alguém?
Taylor Bennet. Kimlik doğrulandı.
É Taylor Bennet, identificação positiva.
Kimlik doğrulandı efendim.
Identidade confirmada, senhor. É Corban Bennet.
Park izni, kimlik kartı, anahtarlar...
Passe para estacionar, identificação, chaves.
Çocuğun kimlik bilgisine ulaştık.
Voltemos à identificação do desaparecido. Temos um nome.
Görünüşümü değiştirip, bana yeni bir kimlik verecekler.
Vão mudar o meu visual, e dar-me um novo disfarce.
Sahte kimlik işi, uyuşturucu, yemek kartları uyuşturucu girişleri ve dağıtım şebekesi de dahil.
Isso será... os roubos de identidade, drogas, cartões EBT, assim como todas as rotas das "mulas" e de distribuição.
Orada yakınınıza geçici bir kimlik verilip, grip aşısı yapılacak ve bundan sonra ne bekleyebileceklerine ilişkin bir bilgi paketi verilecek.
Lá, o seu ente querido vai receber identificação temporária, vacina contra a gripe, e informações sobre o que podem esperar daqui para a frente.
Başka bir gün ona kimlik çıkartırız.
Podemos fazer a sua identidade noutra altura.
Sahte kimlik kullanıyorum, bu yüzden rahatsız olmuyorlar.
Usei identidade falsa para não os incomodar.
Ormandaki kurban için bir kimlik belirlendi mi?
Já se conseguiu identificar a nossa vítima da floresta?
Diş tabakası küçük bir hata payı ile birlikte tam olarak olmasa da, kimlik doğrulamayı sağlayacak düzeyde eşleşmiş.
As chapas dentárias estavam dentro da margem de erro. Não eram perfeitas, mas suficientemente próximas.
Ceketinin yakasında kimlik kartı asılı oluyor, yanından geçerken alabilmen zor olmayacaktır.
Usa a identificação na lapela do casaco, bastante fácil de se soltar com um simples empurrão.
Hani eğer ortağa ihtiyacın olursa sahte kimlik konusunda iyiyimdir.
Porque se precisares de um par, eu tenho umas boas identidades falsas. - Sobe o fecho.
Biri sana bir kimlik ve geçmiş yaratarak seni benim hayatıma soktu.
Alguém deu-te uma identidade, e enfiou-te na minha vida.
Çalıntı kimlik olayı.
É um caso de identidade roubada.
Kimlik kartını yakasından sökecek cesaretim yok.
Não tenho coragem de lhe tirar o crachá de segurança.
Tek ihtiyacımız olan kimlik kartın.
Só precisamos das suas credenciais.
Kimliğin yanında mı? Kimlik ne demek?
O que é um B.I.?
Biyometrik kimlik doğrulama.
Autenticação biométrica.
- Kimlik lütfen.
Identificação, por favor.
Kimlik.
Identificação agora.
Kimlik görmem gerekecek.
Vou precisar de ver um documento.
Kimlik doğru.
Identificaзгo positiva.
Hepsi de para, silah ve kimlik dolu.
Estão repletos de dinheiro, armas e documentos de identidade.
Hatta Andreas'a söyleyeceğim ve bana yeni kimlik ayarlayacak. - Bükreş'te her şeye sil baştan başlayacağız.
Na verdade, o Andreas vai arranjar-me uma nova identidade e vamos começar de novo, em Bucareste.
Kimlik kartında lisanslı hemşire manasına gelen LH harfleri vardı. Bana soracak olursanız SİH yazıyordu orada. "Sarmak istediğim hemşire."
O crachá dizia que era enfermeira, mas era uma enfermeira que eu gostava de abraçar.
Çünkü henüz bir kimlik kazanmadınız.
Porque ainda não assumiram nenhum identidade.
Burada pek kimlik göremiyorum.
Não vejo muita identidade aqui.
Elimizde ne parmak izi var, ne kimlik, ne de nereden geldiklerine dair bir kayıt.
Não temos impressões digitais, identificação, nem registos de onde vieram.
Arthur, bir banka hesabı açabilecek kadar sağlam bir sahte kimlik oluşturamayacağımı söylemişti.
O Arthur disse que eu não criava uma identidade falsa convincente para abrir uma conta bancária.
Burası tam bir kimlik karmaşası güruhu.
É um grande circo de tus e eus.
Yani... Neden Bayan Riggins'in sahte kimlik ihtiyacı var?
Por que é que a Miss Riggins precisava de uma falsa?
Hey. Benim kurban ing Herhangi bir şans kimlik'?
Alguma sorte com a identidade da minha vítima?
Yeni kimlik, yeni cep telefonu. Nakit 30.000 $.
Nova identidade, telemóvel, 30 mil dólares em dinheiro.
Kurt ona uçak bileti için ödemişti, onun sahte kimlik, onu cep telefonu, Ve onun geleceği için yapmış başka düzenlemeler.
O Lobo pagou o bilhete de avião, a identidade falsa, o telemóvel pré-pago e qualquer outro acordo que precisasse de fazer no futuro.
Ben 15 yaşındayken, ben yapmaya çalıştım sahte kimlik kalem kullanarak, tebeşir ve saç spreyi.
Quando eu tinha 15 anos, tentei falsificar um bilhete de identidade usando lápis, lápis de cera e spray do cabelo.
Anladığım kadarıyla kimlik teşhisi için gittiğinizde dükkanın sahibi hastanedeymiş.
Sei que o dono da loja estava no hospital, quando lá foi para a identificação, correcto?
Kabataslak yada değil, verilen kimlik bilgileri, Gabriel'in üzerine sertçe gitmene neden oldu.
Pouco específica ou não, a identificação deu-lhe uma razão para atacar o Gabriel. - Não é verdade?
Hatırla telsiz sessizde ve iyi bir kimlik tespiti.
Lembra-te... Rádio em silêncio e boa identificação do alvo.
Kimlik hırsızlığı konusunda tecrübeleriniz mi var?
Tem experiência com roubos de identidade?
- Buyurun? Bu onun eski çalışan kimlik numarası.
Este é o antigo crachá dele.
Arkadaşımın biri kimlik yapıcısını kullanıyor.
Um amigo meu usa o sistema de identificação da escola.
Baksana, nereden sahte kimlik edinebilirim? Ne kadar çabuk lazım?
Estás com pressa?