Korkmadım translate Portuguese
600 parallel translation
Şu ana kadar hiç korkmadım.
Até agora... não senti medo nenhum.
Hayatımda hiç bu kadar çok korkmadım.
Nunca na minha vida tive tanto medo.
Seni tanıdığımdan beri hiç korkmadım.
Não senti mais medo depois que te conheci.
- Korkmadım.
- Não estava nada.
- Korkmadım.
- Não estava assustada.
Korkmadım. Adam üzerime geliyordu ama.
Não estava, mas ele não se deteve.
- Ben korkmadım.
- Não sabia.
- Oh, Korkmadım.
- Não tenho medo.
Tahayyül bile edemeyeceğiniz filmler yaptım hiçbir şeyden de asla korkmadım.
Há trinta anos que trabalho nisto e fiz filmes que nem imaginam. - Nunca tive medo de nada.
- Bir saniye için bile korkmadım.
- Eu não senti medo nem por um momento.
Korkmadım.
É verdade.
Gerçekten, hiç korkmadım.
É verdade, Harry, não senti medo.
- Hiç korkmadım.
- Nunca tive medo.
Neden korkmadım mı?
Medo de quê?
Ondan korkmadım.
Não, não era disso que tinha medo.
Hayatım boyunca, hiçbir şeyden korkmadım ve şimdi bana ne olduğunu söylüyorsun ve ben bunu kabul ediyorum.
Toda a minha vida não temi nada... e agora que você me disse o que era, eu aceito isso.
Biliyor musun İtalyan bisikletçileri muhteşemdir fakat onlardan hiç korkmadım.
Sabe? Os italianos são bons ciclistas, mas nunca tive medo.
Bir şeyler yapmak istiyorum Keoma, biliyormusun... bütün hayatım boyunca ölümle yüzyüze geldim... doğru yüzüne baktım, ama korkmadım hiç.
Eu gostava de ter feito alguma coisa, Keoma, mas... É engraçado, toda a minha vida, encarei a morte. Nunca tive medo.
Korkmadım.
Não estava assustada.
- Gerçekten korkmadım.
- Não estava.
Mikroplardan hiçbir zaman korkmadım. En son yirmi sene evvel nezle oldum.
Eu não me constipo há 20 anos.
Senden korkuyorum. Hiçbir hayaletten bu kadar korkmadım.
Temo-te mais do que a qualquer outra aparição que já tenha visto.
Hâlâ korkmadın mı?
Quero dizer, não está com medo?
Korkmadığımı söylemeye çalışıyorum.
O que eu estou a tentar dizer é que não estou com medo.
Kocamla ne işiniz var bilmiyorum ; ama ne olursa olsun size ondan ya da sizden korkmadığımı açıkça söylüyorum.
Não sei no que é que está metido mas, seja lá o que for, digo-lhe francamente que não me assusta com isso ou consigo.
Öncelikle senin korkmadığını bilseydim korkmazdım.
Não temeria se, pela primeira vez, não tivesse sentido que tu temias.
Korkmadınız mı?
Não tiveste medo?
- Korkmadın mı?
- Não tiveste medo?
Senden hiç korkmadığımı düşünmek. Tarzan, ormanın dışında bir erkek genç bir bayanla karşılaştığı zaman... senin gibi davranmaya kesinlikle cesaret edemez.
Sabes, Tarzan, quando um homem conhece uma jovem no mundo exterior... não se atreve a comportar-se como tu o fizeste.
- Ölmekten korkmadığımı biliyorsun.
- Sabes que não receio morrer.
- Tehlikeliydi ama hiç korkmadım.
Não tive medo de nada.
Paniğe kapılmadı mı, korkmadı mı?
Ela não estava perturbada ou assustada?
Aşağıda o karanlıkta hiç korkmadınız mı, küçük kuzular?
Não tiveram medo, meus cordeirinhos? Lá em baixo naquele escuro todo?
- Korkmadın mı?
Não ficou com medo? Medo?
Sen korkmadın mı?
E tu?
Hiçbir şeyden korkmadım.
De que tiveste medo?
Ben korkmadım.
Eu não.
Peki korkmadınız mı?
E não te deu medo?
- Onlardan korkmadığını sandım.
Achei que não tivesse medo algum.
Erland, seni seviyorum, Erland ve korkup korkmadığımı öğrenmek istiyorsan sana cevap vereyim, hayır korkmuyorum.
Erland... te quero, Erland. Se me perguntar se irei, eu responderei sim, Erland, irei.
Korkmadığım bir çok şey var, ama... yanılmak...
Há tantas coisas de que não tenho medo, mas falhar...
Siz korkmadınız mı?
Não tiveste medo?
Seni kabul etmeyeceğimden korkmadın mı?
Tinhas medo que não te recebesse?
Johnny bana korkup korkmadığımı sorduğunda, ona korkmuyorum dedim.
O Johnny perguntou-me se estava com medo. E eu disse : "Não estou com medo, Johnny."
Korkmadığımı sanmayın.
Não pensem que não estava com medo.
Ascyltus korkmadın mı?
Ascilto... Não está com medo?
Defolun! Ama Rico, bize korkmadığımızı göstermemizi söyledin.
Mas, Rico, queria que mostrássemos que não temos medo.
Amerikalılardan korkmadığımızı göstermemizi.
Que não temos medo dos americanos.
Halkınıza şöyle deyin : Biz küçük bir ülkeyiz. Ama yakında, hem de çok yakında kimseden, hiç kimseden korkmadığımızı göstereceğiz.
Diga ao seu povo que agora somos um país pequeno, mas em breve, muito em breve, não teremos medo de ninguém, de ninguém.
Kaptan, daha önce korkmadığımı söylemiştim, şimdi korkuyorum.
Capitão, há pouco, disse-lhe que não tinha medo. Mas agora tenho.
Gerçekten hiç korkmadın mı?
Não tem nenhum medo?
korkma 1266
korkmuyorum 335
korkmak 19
korkmayın 368
korkmana gerek yok 112
korkmak mı 66
korkmanıza gerek yok 47
korkmuş 39
korkmuyorsun 31
korkmuştum 106
korkmuyorum 335
korkmak 19
korkmayın 368
korkmana gerek yok 112
korkmak mı 66
korkmanıza gerek yok 47
korkmuş 39
korkmuyorsun 31
korkmuştum 106