English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ K ] / Kristine

Kristine translate Portuguese

56 parallel translation
Merhaba Kristine.
Olá, Kristine.
Kristine Walsh gülümsüyor.
Kristine Walsh que sorri e conversa com ele.
Elbette Kristine.
Irá falar, Kristine.
Evet Kristine.
Sim, Kristine.
Memnun olduğum başka bir şey daha var Kristine.
Há outra coisa com a qual também estou satisfeita.
O da sensin.
Consigo, Kristine.
Ziyaretçilerin Başkomutanı John'un basın sekreteri şunları söyledi :
Kristine Walsh, Representante para a Imprensa dos Visitantes, disse o seguinte :
Ben Kristine Walsh.
Fala Kristine Walsh.
Tıpkı- - Adı neydi onun? Şu Kristine- -
Como aquela, a Kristine Walsh, sim!
- Kimin tarafında olduğunu bilmiyordum. Ben doğru taraftayım evlat, inan bana.
Foi dos primeiros a visitar uma nave, trabalhou com eles durante muito tempo, há três noites encontrou-se com Kristine Walsh.
Sonra uzunca konuşuruz Kristine.
Quieto! Contra a parede!
Biliyorum Kristine.
Eu sei, Kristine.
- Kristine, ne güzel bir sürpriz!
- Kristine, que agradável surpresa!
Kristine, yine A.B.D. Başkanı ile bir röportaj rica ediyor.
Kristine quer fazer uma entrevista... ao presidente dos EUA.
Kristine Walsh.
Kristine Walsh.
Kristine inancını kaybediyor.
A Kristine está a perder a fé.
Kristine.
Kristine.
Kristine Walsh, bu ne zevk.
Kristine Walsh, muito gosto.
- Kristine?
- Kristine?
Bu plan, Kristine'i Bölüm 34'e göndermek kadar delice.
Isso é tão louco como enviar a Kristine para a sec. 34.
- Kristine Walsh'ın haberini izledim.
- Li o relatório da Kristine Walsh.
Ben Kristine Walsh. L.A. Tıp Merkezi'nden bildiriyorum.
Sou Kristine Walsh, no Centro Médico de L. A...
- Kristine'e güvendi.
- Ela confiava na Kristine.
Kristine Walsh'ın talihsiz ölümünden beri dünya sözcülüğü görevi boş kaldı.
Desde a desafortunada morte de Kristine Walsh o lugar de porta-voz mundial ficou vago.
Peki ya Kristine Kochanski?
Que tal a Christine Kochanski?
Kristine'i geri getirebilirdin.
Podias ter escolhido a Christine.
Rimmer, Kristine Kochanski'yi hatırlıyor musun?
Rimmer, lembras-te da Christine Kochanski?
- Kristine Marie Hopkins.
- Kristine Marie Hopkins. O turno do dia está a tratar disso.
- Kristin, efendim.
- Kristine, meu senhor.
Fransadaki en son siyasi gelişmeler hakkında ne düşünüyorsun?
Diga-me, Kristine : o que acha da situação política em França?
Kristine Parker?
Kristine Parker?
Carolina'ya telefon var.
Kristine.
- Yarışmacıları bekleme odasına götürür müsün?
Kristine, podes acompanhar os nossos concorrentes à sala de espera, por favor? Sim senhora, é para já.
Christine.
Kristine.
Bütün seksi, yarı çıplak kızlar bana Christine'i hatırlatıyor.
Todas as gajas boas e meio nuas que vejo fazem-me lembrar a Kristine.
Bunlar benim en sevdiklerimden, Kristine!
- É uma das minhas preferidas.
Kristine!
Oh, Kristine...
Kristine Johnson'a "James Bond" filmi için teklifte bulundu ve kadının canlı olarak görüldüğü son yer orası oldu.
Convidou Kristine Johnson para um filme do James Bond. Foi a última vez que foi vista viva.
- Selam, Kristine.
- Olá, Kristine.
Sen benim kızkadeşimsin Kristine, seni çok seviyorum.
És minha irmã, Kristine. Adoro-te.
- Kristine.
- Kristine.
Kristine, ben, ee bir şeyler yaptım.
Kristine, eu... fiz coisas...
- Yaptığım şeyler, Kristine...
- As coisas que fiz, Kristine...
- Kristine!
- Kristine!
- Kristine, binmem.
- Kristine, não vou.
Odam şahane Kristine.
O quarto é lindo, Kristine.
Hepsini Kristine'e borçluyum.
E devo tudo à Kristine.
Kristine, ben iyiyim.
Kristine, estou bem.
Senin kadar değil.
Falamos mais tarde, Kristine.
- Kristin?
- Kristine!
Kristine Armstrong!
- Kristine Armstrong!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]