Kurallar translate Portuguese
12,766 parallel translation
Haklısın yeni kurallar.
Certo, as tuas novas regras.
Biraz daha benim kurallarımla oynamanı.
Joga pelas minhas regras apenas mais algum tempo.
Tamam Zanna kurallarına göre tek tanık çocuk değil mi?
De acordo com as regras Zanna, a miúda é a única testemunha, sim?
Burası onu evreni ve onun kuralları.
É o universo dele, as regras dele.
En temel cerrahi kuralları bile beceremedi.
Ela esteve mal num princípio cirúrgico básico.
Kendi ahlak kurallarımı bile çiğnediğimden eminim.
Eu sei que quebrei o meu próprio código moral.
Alt tarafı kuralların biraz üstünden geçiyoruz. Deneyi yapmak için ödeneğimiz var.
Só estamos a mudar um pouco as regras.
Üniversitenin kurallarını ihlal ediyoruz şu an.
Sem muitas perguntas? Mas isto viola o código da universidade.
Biraz öyle ama Einstein'dan alıntılayacak olursam "Bilimin peşinden gitmek bizleri insanların koyduğu kuralları görmezden gelmeye çağırır."
Um pouco, mas... se posso citar Einstein, "O desenvolvimento das ciências pede-nos para ignorar as regras ditadas pelo homem".
Derdi burada kurallar olması ve sınırlar.
O problema dela é que existem regras e limites.
Bazı insanlara kuralları görmezden gelebileceklerini sanıyorlar.
E algumas pessoas pensam que podem ignorar essas regras, que podem ultrapassar esses limites.
Kuralları görmezden gelebileceklerini sanıyorlar ama yapamazlar.
Isso não quer dizer que não existam mais regras.
kuralları oylayacağız.
Vamos votar as regras.
Bütün kuralları ayrı ayrı incelemek için bir topluluk oluşturmalıyız
Devíamos formar um comité. Para verificar cada regra individualmente.
Kuralları da yazarız
Fazemos novas regras?
Büro kurallarına kafayı her zaman bizden daha çok taktığın için mi?
Pois estás sempre mais preocupada com as regras do que connosco?
Kuralları biraz olsun bırakmak istemez misin?
Não pode quebrar as regras?
Kuralları çiğneyen diyecektim ama bu da olur.
Ia dizer, "Não segue as regras," mas tudo bem.
Oyunun kurallarının değişeceği zamana sonbahara kadar.
Até que as regras do jogo mudam... com o Outono.
Kuralları pek sevmezler. Five-O'nun dokunulmazlık ve imkanlarına bayılacaklarından eminim.
Eles não fazem tudo, exactamente, pelas regras, então, sei que irão adorar ter meios e imunidade.
Etik kuralların ihlali söz konusu değildir.
Não parece ter havido violações éticas.
Kurallar konusunda çok katı olursanız ve "Protokol, protokoldür, asla dışına çıkmam" derseniz sanırım çoğu kişi de gerçek hayatta işlerin böyle yürüdüğünü düşünmüyordur.
Se quisermos ser rígidos e dizer que o protocolo é o protocolo e que não pode haver variações, as pessoas sabem que a vida não é assim.
Bazen parçaları yerine oturtabilmek için kuralların dışına çıkmanız gerekir.
Às vezes, é preciso um desvio para tudo fazer sentido.
Bay Kratz etik kuralları bilir.
O Sr. Kratz percebe de ética.
Ken Kratz'in cinsel taciz mesajlarını duyunca, kendi kendime "İşte Ken Kratz'in etik kuralları" dedim.
Quando ouvimos sobre o Ken Kratz e o caso das mensagens, pensámos : "Bom, Ken Kratz, que ética."
Annesi, babası ve benim, ziyarete gelmeden önce birkaç hafta beklememizi bu arada hapishanenin ortamına biraz alışmak ve oranın kurallarını öğrenmek istediğini söyledi.
Queria que esperássemos, a mãe, o pai e eu, umas semanas antes de o irmos visitar, porque se queria ambientar à instituição, saber os horários e essas coisas.
- Kuralları biliyorsun.
- Já sabes as regras.
Tüm o kurallarından yorgun düştün.
Ficaste insensivel com as tuas regras.
- Kuralları bir daha konuşabilir miyiz?
- Alteramos as regras? - Levanta-te, Doug.
Kuralları 52 yıldır yenilememişler.
Há 52 anos que não atualizam as regras.
Çünkü bir anda kuralları değiştirmişsiniz.
Porque acabam de mudar as regras.
Şimdi bana hiç mantıklı olmayan kuralları körü körüne kabul etmem söyleniyor.
Agora, dizem-me para aceitar cegamente regras que não fazem sentido.
Kendisini antik bir varlığa adayan güçlü bir büyücü fizik kurallarını esnetebiliyor, beni öldürmek için çok uğraştı.
Um poderoso feiticeiro que se entregou a uma entidade antiga, e que pode alterar as leis da física, esforçou-se muito para me matar.
Ama çok iyi bildiğin gibi bazen daha büyük iyiliklere hizmet etmek için kuralları yıkmak gerekir.
Mas como bem sabes, por vezes temos de violar as regras para servirmos o bem comum.
Kuralları çiğnemesi, Bağnazları Dormammu'ya götürdü.
As transgressões dela conduziram os zelotas a Dormammu.
Biz kurallarımızı çiğnedik, tıpkı Kadim Kişi gibi.
Violámos as nossas regras, tal como ela.
- Kurallar böyle.
- Temos regras.
Kuralları hiç çiğneyip çiğnemediğimi sormuştun.
Perguntaste-me se eu já quebrei as regras.
Kuralları biliyorsun, seksi şey.
Conheces as regras, boazona.
Hayır. Kurallar öyle değil.
As regras não são essas.
- Arkadaşınızın kuralları varmış.
O teu amigo tem atitude.
Peki ya doğru soruyu sorup, matematik kurallarını da devreye sokarsak flört bilimi sayılara dökülebilir mi?
E se fizermos as perguntas certas e aplicarmos as leis da matemática... será possível determinar as leis do enamorar?
Ben oyunun kurallarını anlamak.
Não entendo as regras do jogo.
Ama sen kuralları değiştirebilirsin.
Mas tu podes mudar as regras.
Tamam beyler, kuralları biliyorsunuz.
Certo, meus senhores, sabem as regras.
Bakın, onların kuralları uyguluyorsunuz.
Olhem para vocês, a seguir as regras deles.
Açıkçası, eğer kurallar farklı olsaydı, belki bir denemek isterdim.
Se as regras fossem diferentes, até dava uma voltinha contigo.
Hâlâ ofisteyiz hava karanlık olsa bile kurallar hâlâ geçerli.
Isto ainda é um escritório. E embora esteja escuro lá fora, as regras não se desligam.
Herkes kuralları hatırlıyor mu?
Lembram-se todos das regras?
Kurallar son derece basit tazı tavşanı yakalayarak kazanır.
As regras são muito simples.
Kuralları biliyorsun Alex.
Sabe as regras, Alex.