Kötü şans translate Portuguese
1,191 parallel translation
Şimdiye kadar, bize sadece kötü şans getirdi.
Até agora só me trouxe azar.
Bak, sağdıcın düğünden önce damadı öldürmesi kötü şans getirir.
Dá azar o padrinho matar o noivo antes do casamento.
Kötü şans, sanırım.
Azar, eu imagino.
Kötü şans.
Muito azar.
Bu tuhaf. Son birkaç saattir kötü şans söylentileri duyuyorum.
Tenho ouvido muitas histórias de azar nas últimas horas.
Kötü şans.
Pouca sorte.
Hepsi bu kötü şansım yüzünden.
- De toda a má sorte no mundo...
Kötü şans, evlat.
Insista na sorte, rapaz.
Beraber kötü şans getirmişsin gibi. Buraya gel.
Talvez tenha trazido má sorte.
Kötü şans, hah?
Que azar, não?
Kilise kötü şans demekti.
Quero dizer, a igreja deu-nos azar.
Oh! Kötü şans.
Que azar!
Kötü şans getirir.
Dá azar.
Ben kötü şans getiririm.
Dou azar.
Tüm erkeklere kötü şans.
Azar a qualquer homem.
- Ne dedin? Olamaz, tabii ki kötü şans.
- Está um navio na cidade.
Kaybetti. Sana daha önce hiç kimse kötü şans getirdiğini söyledi mi?
Eddie, já alguém te tinha dito :
Belki de bize kötü şans getirsin diye büyü yapmıştır!
Quem sabe se ele não deixou uma maldição? Para nos trazer má sorte!
- Ne kötü şans, Moesgaard!
Que azar, Moesgaard...
Baba, mezar taşı devirmek kötü şans getirir.
- Pai, destruíres lápides dá azar!
Kendime bunun kötü şans kötü zamanlama ya da Elçilerin arzusu olduğunu söyledim.
Sempre disse a mim mesma que foi azar, má altura a vontade dos Profetas.
Peki ala, bu tamamen kötü şans, tamam.
B'Elana, parece que você está com azar.
- Kötü şans getiriyor.
Dá-me azar.
sizin kültürünüzde bunun kötü şans getirdiğini biliyorum.
Eu sei que isto é má sorte para a vossa cultura.
Senin için kötü şans. Sadece orada saklanabilirsin.
Infelizmente para ele, só poderá esconder-se aí.
Lotoyu kazanmak iyi olduğu kadar kötü şans da getirebilir.
Ganhar na lotaria pode trazer tanto boa como má sorte.
İster gecikmiş bir El Niño etkisi, ister kötü şans deyin, ama daha pek çok fırtına Amerika'yı sarmış durumda,..... hatta Phoenix ve Arizona'da bile ağır hasar var.
Devido a um atraso no efeito El Niño ou a uma grande má sorte mais tempestades se espalham por toda a América até em Phoenix, Arizona, causando enormes estragos.
Kötü şansım varmış gibi.
Como se eu tivesse má sorte ou coisa parecida.
Evlat, kötü şansın yok.
Filho, tu não tens má sorte.
Fırtınayla ilgili kötü şans.
Que má sorte este tempo.
Düğünden önce görmemen gerekiyordu. Bu kötü şans.
Não me podes ver antes do casamento.
Biliyormusun, Bence göreceğimiz en kötü şansımızı yaşadık.
Dá azar. Acho que já tivemos todo o azar que podíamos ter.
Seni kötü şans bekliyor.
É muito azarada. Foi culpa sua.
Bu senin hatan! Kötü şansın Agustin'i öldürdü.
- Seu azar matou o Augustin!
- Kötü şans.
- Azar.
İyi bir hırsızım. Son zamanlarda şansım kötü.
Mas tenho tido azar.
Kötü bir hafızaya sahip olma şansına sahibim.
Fui abençoado com uma memória péssima.
Şansımız kötü.
Que azar.
Son zamanlarda mali açıdan şansı kötü.
Teve azar financeiramente.
Şansın bu kadar kötü gidemez, kaybetmene imkan yok.
Raia azarada, sem hipóteses de vencer.
Sanırım sen, ben Mary ve Kitty hakkında kötü dedikodular çıktığını ve Lydia'nın ayıbı yüzünden iyi bir evlilik yapma şansımızın bariz bir şekilde zarar gördüğünü kastediyordun.
Creio que o que querias dizer era que tu e eu, a Mary e a Kitty, também ficámos com a reputação manchada. As nossas hipóteses de arranjarmos um bom casamento também ficaram reduzidas, devido á desgraça da Lydia.
Kötü şans. Kaybettin.
A Dona Sorte é uma cabra!
Yağmura rağmen yola devam ettim. Eğer seni kazanmak için bir şansım olduğunu söyleyen sesini duyacağımı bilsem daha kötü bir havada da gelirdim.
Enfrentei a chuva... e enfrentaria coisa pior só para ouvi-la dizer... que tenho ao menos... uma chance de me amar...
Dün konuştuğumuzda bu kadar, kötü değildi. Şimdi eğer kesersek, kangrenden kurtulma şansı var.
Bem, não sinto o odor de que me falou ontem, mas... no entanto seria mais seguro amputá-lo agora.
Başlangıçta, düşündüğümüz şey SG-1 iyi adamlardı ve Goa'uld kötü adamlardı ama Goa'uld o kadar güçlüydü ki SG-1'in gerçekten kazanma şansı yoktu.
Boa.
Belki de, bütün bu olanlar sadece kötü bir şans.
Talvez seja apenas uma maré de azar.
Şansım kötü değildi.
Não tive falta de sorte.
Bu kötü bir şans ama bu işin içine girmemeliydik.
É realmente triste, mas é melhor não nos metermos mais nisto.
Yani kötü bir film çevirseydik, ikinci bir şans isterdik, değil mi?
Nós quereríamos outra oportunidade se fizéssemos um mau filme, certo?
Kötü şans!
Não passou!
Ah, eee, kötü şans.
Pouca sorte...
kötü şans getirir 23
şans 100
şanslı 131
şanslısın 256
şanslıyım 72
şansıma 19
şansını zorlama 45
şanslısınız 85
şanslıyız 73
şansına küs 32
şans 100
şanslı 131
şanslısın 256
şanslıyım 72
şansıma 19
şansını zorlama 45
şanslısınız 85
şanslıyız 73
şansına küs 32
şanslı adam 21
şansımıza 17
şanslı mı 26
şansın yok 21
şansın açık olsun 28
şansımız var mı 19
şanslıydım 39
şansımız varmış 21
şanslı günümdeyim 16
şanslıydık 25
şansımıza 17
şanslı mı 26
şansın yok 21
şansın açık olsun 28
şansımız var mı 19
şanslıydım 39
şansımız varmış 21
şanslı günümdeyim 16
şanslıydık 25