Muhterem translate Portuguese
325 parallel translation
Lüten beni affedin, muhterem beyefendi, fakat parayı unutmuyor musunuz?
Desculpe amigo, mas não esqueceu o dinheiro?
Asil ve en muhterem Kasım Baba'ya satıldı.
Vendida ao nobre e venerável Kassim Baba.
Yasa dışı faaliyetlerin lideri olarak ben etkili ve muhterem biriyim.
Como líder de todas as actividades ilegais, sou um homem influente e respeitado.
Muhterem bir şahsiyet olduğunu duydum.
Muito respeitável, acredito.
O zaman bu muhterem zevat evlenebilirdi.
- Pelo menos pessoas honestas podiam casar.
Oturunuz Muhterem Kardinal.
Sente-se... Eminência.
İçeri girin, Muhterem Kardinal.
Eminência, entre.
Kahve alır mısınız, Muhterem Kardinal?
Quer café, Eminência?
Muhterem Kardinal.
Eminência.
Siz zor bir adamsınız, Muhterem Kardinal.
É um homem duro, Eminência.
Sizi biraz düşüncelerinizle baş başa bırakacağız Muhterem Kardinal.
Vamos deixá-lo sozinho com os seus pensamentos, Eminência.
Kendini kanıtlamak için dünyanın takdirini çalan, balık kokan arka sokak batağının sefil çocuğu Muhterem Kardinal!
Sua Eminência, o Cardeal, capaz de roubar o apreço do mundo só para justificar o rebento miserável de uma pega de rua que cheirava a peixe!
Ve beni muhterem bir moruk olarak öldürsün, aslında annelerin hayır duası böyle biter.
E me traga a morte em boa avançada idade.
Eğer becerebilirsen, onları Baynard Şatosu'na getir. * Ben orada, yanımda muhterem pederler ve derin vukuflu piskoposlarla bekliyor olacağım.
Se tanto conseguirdes, levai-os ao Castelo de Baynard, onde me encontrareis em boa companhia entre os padres e doutos bispos.
Kendisi içeride pek muhterem iki pederle birlikte diz çökmüş, ilahi tefekküre dalmış durumda.
Ele está aí dentro em companhia de dois reverendos padres, absorto em meditações divinas.
- Bir çift muhterem âlimle. - Aylaklık ve uykuyla bedenini semirteceğine, dua ve ibadetle ruhunu zenginleştiriyor.
Não dorme, para engordar seu corpo ocioso mas reza, para enriquecer sua alma atenta.
İkimizin yüzünden Muhterem Peder şehir dışında. Bu yüzden olabilir.
Pode ser que o reverendo esteja fora da cidade por culpa sua e minha.
Bu muhterem yaşlı bayan, Bay Vogler'in büyükannesi.
Essa venerável senhora é a avó do Sr. Vogler.
Muhterem Emmanuel Ana aramızda İsa'yı temsil edecek.
- A Reverenda Madre Emmanuel representa Cristo entre nós.
Elbette, muhterem Rahibe.
- Claro, Reverenda Madre.
" sizin ve muhterem rahibenin huzurunda bu cemaatin kutsal kurallarına...
" prometo para Deus na presença de Sua Graça e nossa Reverenda Madre...
Başım belada, Muhterem Rahibe.
- Estou com problemas, Reverenda Madre.
Belki de Muhterem Rahibe Kongo için henüz hazır olmadığınızı düşünüyordur.
- Talvez a Madre Superiora sente que ainda não está pronta para o Congo.
Teşekkürler Muhterem Rahibe.
- Obrigado, Reverenda Madre.
" Ben, Rahibe Luke... sizin ve muhterem rahibenin huzurunda... ölene kadar itaatkarlığa... namusluluğa ve yoksulluğa direneceğime dair... söz veriyorum.
"Eu, Irmã Luke... " prometo para Deus na presença de Sua Graça e de nossa Reverenda Madre... " persistir na vida da obediência...
Muhterem Rahibe'den izin istemem gerekecek.
- Terei de pedir permissão da Reverenda Madre.
Burada Muhterem Rahibe yetkili değil.
- Reverenda Madre não é responsável aqui.
Muhterem Rahibe ameliyata giren rahibelere izin verdi.
- A Reverenda Madre deu permissão para as irmãs para as cirurgias.
- Günaydın Muhterem Rahibe.
- Bom dia, Reverenda Madre.
Sizi utandırdım, Muhterem Rahibe.
- Faltei com você, Reverenda Madre.
Muhterem Rahibe, tekrar sorduğum için üzgünüm ama... akşam duasına katılmamak için izin isteyebilir miyim?
- Reverenda Madre, sinto em perguntar de novo... - mas posso ter a permissão de ficar ausente das vésperas?
Teşekkürler, Muhterem Rahibe.
- Obrigada, Reverenda Madre.
- Çok iyi, teşekkür ederim, Muhterem Rahibe.
- Muito boa, obrigada, Reverenda Madre.
- Evet, Muhterem Rahibe.
- Sim, Reverenda Madre.
Hastanede yardımcı olamaz mıyım Muhterem Rahibe?
- Não podia ajudar no hospital, Reverenda Madre?
Bu kız rahibe olmak için doğmuş... ki siz bin yıl geçse olamazdınız, Muhterem Rahibe.
- Esta garota nasceu para ser uma freira... - algo que nunca seria em mil anos, Reverenda Irmã.
Bununla kıyaslanamaz, Muhterem Rahibe.
- Não pode haver comparação, Reverenda Madre.
Teşekkürler, Muhterem Rahibe.
- Obrigado, Reverenda Madre.
Muhterem Rahibemiz Emmanuel'den az evvel bir telefon aldım.
- Recém recebi uma ligação telefônica de nossa Reverenda Madre Emmanuel.
Muhterem Rahibe Emmanuel bir hafta içinde bir ziyarette bulunacak.
- Reverenda Madre Emmanuel está fazendo uma visita durante a semana.
Bunu konuşmak için artık çok geç Muhterem Rahibe.
- É tarde demais para discussões, Reverenda Madre.
Bana kalırsa, yıllarca çabaladım Muhterem Rahibe.
- Penso que lutei todos estes anos, Reverenda Madre.
Denedim, Muhterem Rahibe.
- Tentei, Reverenda Madre.
Şu iğrenç dergiye bakar mısınız, Muhterem?
Está a ver esta revista imunda, Reverendo?
- Börülce harika, muhterem.
- Belos feijões, Reverendo.
Buyrun, Muhterem.
Tome, Reverendo.
Yeterince açık mı, Muhterem Garrison?
Não é óbvio, Reverendo Garrison?
Ama, Muhterem, bizi buraya siz davet ettiniz.
Mas foi você que nos convidou a vir cá.
Tamam, Muhterem!
Já está.
Muhterem Pengilly'i ilk kez burda görüyorum.
É a primeira vez que vejo cá o Reverendo Pengilly.
Evet muhterem rahibe.
Sim, madre.