English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ N ] / Nasıldı

Nasıldı translate Portuguese

13,010 parallel translation
- Öğretmenlikte ilk günün nasıldı?
- Como foi o teu primeiro dia de ensino?
Bu nasıldı?
Que tal?
Ufak bir kedicik için bu nasıldı?
Que tal isto para uma gatinha?
Pekâlâ tatlım, öğrendiğimiz tekerleme nasıldı?
Querida, e aquela música que aprendemos?
Nasıldı?
Que tal foi?
Nasıldı?
Como correu?
Onun gibi olmak nasıldı, unuttum.
Já nem me lembro do que é ser ela.
Nasıldım?
Como foi?
- Nasıldı, beyler?
Que tal, rapazes?
Nasıldı?
Como foi?
- Nasıldı?
- Qual foi a sensação?
- Ne nasıldı bayım?
- A sensação de quê, senhor?
- Onu bulduğunda durumu nasıldı?
Qual era o estado dele?
- Madrid nasıldı?
Como foi em Madrid?
- Nasıldı peki?
Como foi?
- Nasıldı?
Como foi?
Ee, nasıldı?
Como é que foi?
Trafik nasıldı, Michael?
Como estava o trânsito, Michael?
Uçuş nasıldı?
Como correu o voo?
Laboratuarınıza bakmasını söyle. Bunları nasıldı?
Peçam ao vosso laboratório para analisar Como é que os conseguiu?
- Tadı nasıldı?
- Soube-te bem?
Duşun nasıldı?
Como foi o teu duche?
O şarkı nasıldı?
Como é que diz a canção?
Nasıldı bu?
Que tal?
Nasıldı ama?
Que tal soou?
Seninki nasıldı?
E o vosso?
Ekipteki ilk günün nasıldı?
Como foi o primeiro dia na polícia?
- Tipleri nasıldı? - Çocuklardı işte.
- Como é que eles eram?
Benim günüm nasıldı biliyor musun?
Sabes como foi o meu dia?
Nasıldır bilirim.
Olha, eu sei como é.
Sırf farklısın diye arkadaşlarını kaybetmek nasıldır biliyorum.
Sei como é perder amigos por seres diferente.
Günün nasıldı?
Como foi o teu dia?
- Konser nasıldı?
- Como foi o concerto?
- Nasıldım?
- O que achaste?
Nasıldı peki? Tek bildiğim...
E como foi Tudo isso, sabe..
- Bu durum nasıldır bilirim.
- Eu sei o que é o abuso.
Cenevre'de havalar nasıldı?
Como correu em Genebra?
Bunu yapacaksan tek başınasın, anlaşıldı mı?
Se fizeres isso, ficas por tua conta, entendido?
O zaman neden ben yalnız bırakıldım...? Neden ben kavrulan kumlarda dolaşırken kardeşim Nil kıyılarında yalınayak oyun oynardı?
Então, porque fui exilado, sozinho, para percorrer as areias escaldantes, enquanto o meu irmão folgava descalço nas margens do Nilo?
Bu yarışmaların nasıl yapıldığını biliyorsun.
Sabes como são estes concursos de beleza.
Bu yarışmaların nasıl yapıldığına dair hiçbir fikrim yok.
Não faço ideia como são esses concursos de beleza.
Papatyalardan nasıl zincir yapıldığını göstereyim mi? - Evet. - Evet.
Queres ver como se faz uma coroa de margaridas?
Şeytan olduğu kanısına nasıl kapıldın?
O que te faz pensar que é um demónio?
Oğlan nasıl yapıldığını göstersin.
O rapaz mostra-te como se faz.
Hayvanlarının kasaphaneye gönderilmesinden ve onlara, orada nasıl davranıldığından.
Mandar os animais dele para o matadouro e a maneira como eram tratados lá.
Nasıl anlaşıldığının farkındasın, değil mi?
- Percebeste como isso soa, certo?
Hepsini dağlara, ağaçlara, ağaçlardaki kuşlara ait kıldılar.
Fizeram tudo que pertence à selva. As montanhas, as árvores, os pássaros nas árvores.
"Yıldızları aksettirmeyen lagünün kan kırmızı sularına gömülü."
"Submerso nas águas cor de sangue da lagoa que não reflecte estrelas."
Çıkmalısın bulutların üstüne Olmalısın bir yıldız
Deverias estar nas nuvens Deverias ser uma estrela
Cesetleri kayalıklara dağıldı.
Eles afogaram-se, os deles corpos caíram nas rochas.
O rezil içki salonları nasıl kapatıldıysa...
Portanto, tal como os salões horríveis tiveram de ser banidos...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]