Ne iş translate Portuguese
7,136 parallel translation
Bir de olayın en iyi tarafı ; Los Angeles'da geri dönüşüm fabrikasında çalışıyor ama ne iş lisansı var ne de anlaşması.
A melhor parte, ele aluga um centro de reciclagem em Los Angeles, sem alvará de funcionamento ou contratos.
- Burada ne iş yapıyoruz?
- Qual é o trabalho?
Siz ikiniz ne iş çeviriyorsunuz burada?
O que é que raios estão a fazer?
Sürekli alışverişe gitmeler falan ne iş?
Anda indo muito ao mercado.
Pek tam olarak ne iş yapıyorsunuz?
E o que faz exatamente?
- Neyi unutayım? Ne iş çevirdiğini biliyorum.
Sei o que estás a planear.
- Ne iş çeviriyormuşum? - Kesinlikle bir tür sürpriz veda partisi ayarladın ve sürpriz partileri sevmediğimden beni çok iyi bildiğim bir yere çekmeye çalışıyorsun.
- Claramente preparaste uma festa surpresa de despedida e estás a tentar fazer-me ir até ao local sabendo muito bem que desprezo festas surpresa.
Kıyametten önce ne iş yapıyordunuz?
Então, o que é que fazias antes do Apocalipse?
Ne iş yapıyorsun?
- Sim. - O que fazes?
Deb yeğeninin ne iş yaptığını söyler söylemez ikimizin sorunları olacağını anladım.
Quando a Deb disse aquilo que o sobrinho dela fazia, vi que teríamos problemas.
Dışarı çıktığında ne iş, ne ev eşin başkasıyla birlikte.
Quando sair, não terá emprego, casa, a sua esposa já estará com outro.
Pakistan Hükümeti, Malikler'in ne iş çevirdiklerinden haberi yok.
O governo paquistanês não sabe das atividades dos Maliks.
Bak, ne iş olsa yaparım dostum. - Deme?
Olha, faço qualquer coisa, meu.
Tamam ama elinden ne iş gelir ki?
Farei aquilo que quiseres.
Ne iş yapıyordu?
Qual era a ocupação dele?
Daha önce ne iş yapıyordu?
O que fazias antes?
Çok tuhaf, gardiyanların mesai saatlerinde ne iş yaptıklarını öğrenmek istediğimizde mahkumlara sormamız yetiyor.
É engraçado, se quiser saber o que os guardas estão realmente a fazer quando estão no trabalho, basta perguntar aos reclusos.
burda ne iş dönüyor bayan? !
Que diabo, senhora?
- Ne iş yapıyorsun, Ronnie?
Em que trabalhas, Ronnie?
- Tam olarak ne iş yapıyordu?
- E o que ele fazia, exactamente?
Raymond Carpenter'ın duruşmasında ne iş var?
O que ele fazia no julgamento do Carpenter?
Ne iş yapacağını düşünüyordun?
O que achavas que ias ser?
Şu an iş arıyorsanız, gerçekten ne iş yaptığını bilenlere ihtiyacımız var.
Se estiver à procura de trabalho, era bom alguém que saiba o que está a fazer.
Sıvı şeyleri uçağa almamaları ve güvenlikten geçerken soyunma durumları falan ne iş?
Porque o que é aquilo de líquidos, e tirar a roupa antes de passar pela segurança?
Pekala... Öyleyse... Yeni saç stili ve büyük adam kıyafetleri ne iş?
Então... porquê o novo corte de cabelo e a roupa de crescido?
İş ne? Joe, benimle kal.
Joe, concentra-te.
Ne bu şimdi? Hatun meselesine mi döndü iş?
O que é isto, uma coisa de rapariga, agora?
Ne! Aman tanrım! Burada çok iyi İş çıkaracaksın
Meu Deus, vai dar-se muito bem aqui.
Onları gizleyerek iyi iş çıkarmışsın ama ne aradığını bilince bulması o kadar da zor olmuyor.
Fez um bom trabalho em escondê-las, mas não foram muito difíceis de encontrar, quando soubemos o que procurar.
Ama Brezilya hükümetinin ne kadarını bildiğini bilmiyoruz ya da Brezilyalı şirketlerle iş birliği yapıyorlar mı...
Mas nós não sabemos quanto o governo brasileiro sabe, ou quanta colaboração tem eles das empresas brasileiras.
Öyle mi Beavis? İş ortağın Butthead * buna ne diyor?
O que é que a tua "Butthead" de sócia nos negócios acha?
Maskeler ne iş?
Porquê as máscaras todas?
Başka ne diye FBI ile iş birliği içinde olayım?
Porque outra razão eu ocupava-me com o FBI?
Modellik gerçek bir iş ve bana inanın, ikiniz de yapamazsınız. - Ne?
Ser modelo é um trabalho sério e nenhum de vocês conseguiria.
Ne kadar çabuk iş birliği yaparsan, o kadar çabuk çıkarsın.
Quanto mais depressa cooperar, mais depressa sairá daqui.
Ne bu? Evde iş yoktu, unuttun mu?
Nada de trabalho de casa.
Ne biçim iş o?
- O que vem a ser isso?
Otel ne kadar çok iş yaparsa, ben de boşanmamdan o kadar çok para alırım.
Bem, mais dinheiro no hotel, mais dinheiro eu faço no divórcio.
Bu iş ortaklığında, ne kadar süredir, pazarlık yapıyordunuz?
Esta parceria, quanto tempo esteve nas negociações?
Bay Shin, Wong Tei Gaming'in J-Serve ile iş ortaklığı görüşmeleri ne kadar sürdü? - 6 ay.
Sr. Shin, quanto tempo é que a "Wong-Tei Gaming" negociou a sua parceria com a "J-Serve"?
İçeri bir gireriz. Ve içerideyken de ne bileyim, iş kredisi filan alabiliriz.
Sim, vamos só entrar e, já que estamos aqui, bem, não sei pedimos um empréstimo para o negócio.
Sen ne diyorsun yahu, iyi iş çıkartmak mı?
O que é que estás a dizer?
Ne söyleyeceksen söyle ve bu iş bitsin.
Diz apenas, o que tens de dizer e vamos acabar com isto.
- Ne için? Devlet maaşımı biraz arttırmaya çalışıp bu güzelim restoranda dürüst iş yapmaktan mı?
Tentar aumentar o meu salário pago pelo governo com trabalho honesto num restaurante?
Ne insanlar hakkında bu iş değil mi?
E quem não veio trabalhar hoje?
O programı çekmeye ilk başladıklarında ne kadar önemli bir iş yaptıklarını fark etmişler miydi?
Não sei se sabiam o quão importante o programa era, quando o começaram a fazer.
Aşkın ne olduğunu bilmiyorum.
# I wanna know what love is... #
İyi iş, aşırı duygusal değil, güzel fotoğraflar birileri orada ne yaptığını biliyor.
Bom trabalho, não demasiado sentimental, boas fotografias... Alguém lá sabe aquilo que está a fazer.
- Ne iş yapıyorsunuz.
O que é que fazem?
İş yapacaksan, ne kadar iyi olduğunuzu görmem lazım.
Se vamos fazer sociedade, tenho de ver se és mesmo bom.
Bu iş bittikten sonra ne yapacaksın biliyor musun Jen?
Sabes o que vais fazer depois, Jen?
ne iş yapıyorsun 139
ne istiyorsun 3273
ne istersiniz 85
ne istersin 198
ne istiyorsun benden 62
ne istersen 261
ne iş yapıyorsunuz 56
ne istiyorum 20
ne istiyorsunuz 879
ne istiyorsun peki 16
ne istiyorsun 3273
ne istersiniz 85
ne istersin 198
ne istiyorsun benden 62
ne istersen 261
ne iş yapıyorsunuz 56
ne istiyorum 20
ne istiyorsunuz 879
ne istiyorsun peki 16