Ne zaman translate Portuguese
66,428 parallel translation
Ne zaman çalacağı belli olmaz.
Quanto demora a tocar a música?
Ne zaman istersen kaydedebiliriz.
Podemos gravar quando quiseres.
İsa'yla en son ne zaman konuştunuz?
Quando foi a última vez que falaram com Jesus?
- Sonraki mola ne zaman acaba?
- Sabe quando é a próxima pausa?
Ne zaman oldu bu?
Quando aconteceu isso?
- Ne zaman oldu bu?
- Quando aconteceu?
- O lafı ne zaman öğrendin?
- Quando aprendeste essa palavra?
Ne zaman harekete geçmeye hazır oluruz sence?
Quanto tempo até estarmos prontos?
İçkiye ne zaman başladın?
Quando é que começou a beber?
Sen ne zaman benim asistanım oldun?
Quando é que te tornaste meu assistente?
O ne zaman olacak sahi?
Quando é que isso vai acontecer?
Green Arrow'un Dedektif Malone'u öldürdüğünü ne zaman öğrendiniz?
Quando é que soube que o Arqueiro Verde matou o Detective Malone?
Çünkü ne zaman gelsem sizi birbirinize uzun bakışlar atarken yakalıyorum.
Porque todas as vezes que apareço vocês estão a trocar olhares. - Não, não estamos.
- Ne zaman?
- Quando?
Haklı olduğuna inanıyorum fakat ne zaman bir adım atsam sanki geçmiş beni geri çekiyor.
Acredito que tenhas razão, mas todas as vezes que dou um passo à frente, sinto como se o passado me puxasse para trás.
En son ne zaman doğum gününü kutladığımızı hatırlamıyorum bile.
Não comemoramos o teu aniversário há já não sei quanto tempo.
Sanırım mutlu olmanın ne zamanı ne de yeri.
Acho que não está na hora e nem no lugar para uma coisa remotamente feliz.
Ne zaman?
- Quando?
Alicante'yi ziyarete ne zaman geleceksin?
Então, quando vais a Alicante?
Pekala sen ne zaman hazır olursan.
Bem, quando estiveres preparado eu estarei aqui.
Ayrıca bu ne zaman olursa olsun Kuşaklılar hep kaybeder.
Seja o que for que aconteça, os Belters perdem sempre.
Ne zaman yanından geçsem beni güldürüyor.
Faz-me sorrir sempre que passo por ela.
Ne zaman asker oldun sen?
Quando foi que te alistaste?
Ne zaman oldu bu?
Quando foi isso?
Yazdığın bir şeyi ne zaman okuyacağım?
E quando é que leio algo teu?
Telefonuna ne zaman parola koydun?
Quando puseste uma senha no telefone?
Buraya ne zaman gelsem bana harika bir oda verirler.
Sempre que cá venho, dão-me um ótimo quarto.
Hadi ama, en son ne zaman fevri bir şey yaptın?
Vá lá, quando foi a última vez que fizeste algo por impulso?
Hadi. Bunu yapma fırsatını ne zaman bulacağız?
Vá lá, quando é que temos hipóteses de fazer isto?
Alexis'in hikayesini ne zaman okudun?
Quando leste a história da Alexis?
Yaratıcı yazarlığa ne zaman merak saldın?
Desde quando gostas de escrita criativa?
Ne zaman gelebilirim?
Quando posso ir aí?
Ne zaman istersen.
Quando quiseres.
Ne zaman görüşebiliriz?
Quando nos podemos encontrar?
Yine içine girmek için sabırsızlanıyorum. Ne zaman gelebilirim?
Quero voltar a estar dentro de ti...
Peki ne zaman...
Mas quanto tempo até...?
Ama o ne zaman olacak bilmiyorsun ki.
Mas não sabes quando isso será.
Sana oradaki her bir şeyi o binadaki herkesin ne yapacağını ve ne zaman yapacağını söyleyebilirim.
Posso dizer-te tudo o que cada pessoa irá fazer naquele edifício, e quando o fará.
Neden sen anlatmaya başlamıyorsun? Ben sana ne zaman duracağını söylerim.
Podes começar a contar-me e eu digo-te quando deves parar.
En son ne zaman bir seçmeye ayık gittin?
Eu costumava beber antes de fazer uma audição e... Quando foi a última vez que entraste sóbrio para uma audição?
Ne yaparsam yapayım hiçbir zaman uyuşturucu kullanmadım ve özellikle bunu bebeğimizin evinde yapmadım!
Independentemente do que fiz, nunca usei drogas e nunca fiz nada na casa da nossa filha!
O kadar uzun zaman oldu ki ne yapacağımı şaşırdım.
Estamos nisto há tanto tempo que já não sei o que é certo.
- Ne yapacağız o zaman?
- Então, o que fazemos?
- O zaman ne?
- Terias o quê?
Dinle, sadece ikiniz aranızda ne olursa olsun, her zaman buradayım.
Quero que saibas que o que quer que se passe entre vocês podes contar comigo.
- Ne zaman başladı bu?
Quando é que começou?
O zaman burada ne arıyorsun?
O que está fazer aqui?
- Sorun ne o zaman?
- Então, qual é o problema?
İnsanlar burada ne olduğunu sana sorduğu zaman Kuzey'in unutmadığını söyle.
Quando te perguntarem o que aconteceu aqui... Diz-lhes que o Norte lembra-se.
O zaman ne diye Işığın Tanrısı seni geri getirip duruyor?
Então porque é que o Senhor da Luz está sempre a trazer-te de volta?
Şimdi, yaşarken bildiğimden daha fazla bir şey bilmiyorum ve şu an ne biliyorsam o zaman bilmiyordum...
Não sei muito mais agora do que quando estava viva. Tudo o que sei agora, que não sabia na altura, é algo que não consigo expressar por palavras.
ne zaman oldu 58
ne zaman öldü 28
ne zaman geliyorsun 16
ne zamandı bu 24
ne zaman istersen 196
ne zaman gidiyorsun 81
ne zamandan beri 195
ne zaman olursa 26
ne zaman geldin 79
ne zaman döneceksin 75
ne zaman öldü 28
ne zaman geliyorsun 16
ne zamandı bu 24
ne zaman istersen 196
ne zaman gidiyorsun 81
ne zamandan beri 195
ne zaman olursa 26
ne zaman geldin 79
ne zaman döneceksin 75