English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ N ] / Nerdeyse

Nerdeyse translate Portuguese

2,097 parallel translation
Oh Charlie, nerdeyse unutuyordum.
Oh, Charlie, quase que me esquecia...
Nerdeyse asla külotlu çorap giymeyeceğim.
Eu também. Já quase nunca uso meias.
Tuvalete gideli yarım saat falan oldu nerdeyse. Affedersin.
Foste à casa de banho há meia hora.
Çocuk oyuncağı. Ve nerdeyse terlemedin bile.
Facilimo e nem chegas-te a suar.
Kumarhanenin güneydoğusundaki tuvalet sorununu nerdeyse unutuyordum.
Quase que me esquecia do problema na casa de banho da parte sudeste do casino.
Nerdeyse bitti, Lisa, bundan sonra amniyosentez yapacağız.
Nós estamos quase a acabar, Lisa, e depois fazemos a amniocentese.
Geçen sene geri geldiğinde, nerdeyse seninle Atlantis'e gitmiyordu.
Bem, quando tu voltás-te cá no ano passado, ela quase que não voltou contigo para Atlantis.
Çok geç, nerdeyse vardık.
Tarde demais, estamos quase a chegar lá.
Onları Weir'in içinde açtığımızda, o nerdeyse hemen iyileşmişti.
Quando os activamos na Weir ela foi curada quase instantaneamente.
Sen ve ben iş görünüşe gelince nerdeyse aynıyız, öyle mi?
Tu e eu estamos empatados quanto à aparência, certo?
Nerdeyse.
Quase.
Beni nerdeyse ağlatacaktın!
Você quase me fez chorar.
- Avrupa'da ofisteki insanlar nerdeyse sürekli çıplaktır.
Nos escritórios europeus, andam nus a toda hora.
Kuduz nerdeyse bin yıldır var.
A raiva esteve por aí há 1000 anos.
Bu sezon canavar julietle karşılaştığında, Çeşitli parıltılar görüyoruz nerdeyse o onun fotoğrafını çekiyor gibi
Nesta temporada, quando o monstro encontra a Juliet, vemos diversos flashes, quase como se lhe tivesse a tirar fotos.
Sen de nerdeyse onu öldürtüyordun!
E quase que a mataste!
Nerdeyse adama çarpıyordun.
Quase que bateste no homem.
Nerdeyse oldu...
Está quase...
Sonra, nerdeyse bir barbekü satacağım.
Logo, estou a preparar-me para movimentar um Beastmaster.
Ben nerdeyse gidiyodum.
Quase que entrei.
Nerdeyse zamanı geldi, nerelerdesin sen?
Já não era sem tempo. Onde estiveram?
Ya sana şu nerdeyse nesli tükenen Aurora Borealis malından oluşan bir gizli zulamın oturma odasındaki bir kutuda olduğunu söylesem?
E se te dissesse que tenho um bocado secreto da mais recentemente extinta Aurora Borealis numa caixa na sala?
- Evet, nerdeyse 10 yıldır.
- Sim, já a conheço há 10 anos.
Kuzenim nerdeyse ağlıyordu onu kumarhanenin başına koyunca.
O meu primo quase chorou quando o pus à frente do casino.
Nerdeyse varmıştık Nemo!
Estávamos quase lá, Nemo.
Nerdeyse bitti, Carter.
Está quase, Carter.
- Nerdeyse tamam.
- Está quase.
Nerdeyse bitti, tamam mı?
- Está quase a acabar, está bem?
Nerdeyse geldik.
Estamos quase lá.
Nerdeyse kıçımda!
Estamos quase lá.
Hayır, nerdeyse vardım.
Estou quase a conseguir.
Nerdeyse geldiler.
Estão a chegar.
Engelleri geçmek, Kale direklerine koşmak ve sen nerdeyse sonuca ulaştın.
Um médio atacante a correr, superando os obstáculos, a correr para a baliza e está bem perto.
Size söyleyebileceğim, nerdeyse 30 yıldır hapisteymiş.
Tanto quanto me consta. Está preso há quase 30 anos.
Riley ve Jane nerdeyse burda olurlar ve yemek birazdan hazır.
O Riley e a Jane estão prestes a chegar, e o jantar está quase pronto.
Sanırım nerdeyse dört ay oluyor.
Esteve mais para quatro, acho.
- Nerdeyse saten bir kumaş alıyordum.
- E eu encomendei uma peça de sarsenet!
Cranford'dan tamamen uzaklaştı, nerdeyse otuz yıl boyunca.
Evitou Cranford completamente, durante quase 30 anos.
Oh, nerdeyse unutuyordum.
Oh, eu quase esqueci.
Şehri boşaltma işlemi nerdeyse tamamlandı
- A evacuação está quase completa...
Bu olay nerdeyse zamanın başlangıcı kadar eski.
Origem que desenvolveu-se nas névoas do tempo.
Bu ıssız vadilerde nerdeyse her şeyin ev yapımı olması gerekiyor.
Nestes vales remotos, virtualmente tudo tem que ser aproveitado.
Birkaç yüzyıl kadar önce, aynı buzul bu vadiyi de kaplıyordu ve nerdeyse köye kadar uzanıyordu.
Há apenas alguns cem anos, essa mesma geleira encheu este vale, entendendo-se até a vila.
Cantor, harikuladedir, Çünkü sorusu o kadar çılgıncadır ki... Nerdeyse, dumanlı kafayla eşdeğerdir.
Cantor é impressionante porque ele é muito louco, é o mesmo que estar drogado.
Kulağa muhteşem geldiler ama çok tehlikeliydiler. Görüyorsunuz ya, nerdeyse kendisiyle çelişkiliydiler.
Elas parecem ótimas mas são muito perigosas, são quase contraditórias.
Şey, bu bana nerdeyse "modern an" ın özünün özüymüş gibi gelir,
Isso me parece ser a essência do mundo moderno.
1955'den beri nerdeyse her yıl evini ve telefon numarasını değiştirmiş.
Esperem... Chaves. Olhem, acho que está a ir para a porta.
Nerdeyse ilk evlilik süremin iki katı kadar.
É quase o dobro do tempo que durou o meu primeiro casamento.
Nerdeyse açıldı. Tut şunu. Vov, geliyor!
E depois de tudo eu devia de comer todas essas platanos?
Nerdeyse ne dediğimi unutuyordum.
Esqueci-me do que estava a dizer.
- Hayır, gelmedik, gelmedik gelmedik! Nerdeyse geldik.
Estamos quase lá.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]