English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ O ] / Once

Once translate Portuguese

241,129 parallel translation
"Once Upon a Time" in önceki bölümlerinde...
Anteriormente em Era uma Vez...
Beş yıl önce kendini o duvarda buldu.
Fixada nesta parede há cinco anos.
Pekâlâ, bu cidden bir psikoloji oyunudur kendi bile bilmeden önce rakibin hamlesini tahmin etmek.
- É mesmo um jogo de psicologia, antecipar o jogo do oponente antes dele mesmo saber. - Entendo.
Sekiz yıl önce gençler turnuvasında oynamıştık.
Joguei com ele num torneio júnior há 8 anos.
- Birimizin kaybetmesi gerek. Kesintisiz hesaplayıcı adını çözmeden önce ona ulaşmak zorundayız ve maçımızın ne kadar uzayacağını tahmin etmek mümkün değil.
Temos de chegar antes que a apanhem, e não sabemos o tempo da nossa partida.
Böylesi bir kötü haberi vermekten hiç hoşlanmıyorum ama onaylanmadan önce tahtayı bozdunuz.
Sob regras internacionais, está desqualificado.
- Bu geri zekâlılar az önce kendilerini turnuvadan attırdılar.
- Aqueles idiotas foram expulsos do torneio.
Ayrılmadan önce tuvalete gitmem gerek.
Ela venceu o americano muito depressa.
Bazen sadece acı vardır. Az önce CIA'deki adamımızda konuştum.
Às vezes só há dor.
O konuda... planlamaya başlamadan... önce biraz bekleyeceğiz.
Sobre isso. Vamos esperar um pouco antes de começarmos a planear.
Hepsini daha önce duydum.
Já ouvi tudo antes.
Hala yıllar önce... o meyhanenin kapısından girmediğine... pişman mısın?
Ainda o lamentas? Não ter entrado pela porta da taverna há tantos anos atrás.
Biraz önce hepimizi öldürmeye çalışmıyor muydu?
- Estava a tentar matar-nos a todos.
Bu beş dakika önce... bize uyku laneti yapanla aynı kişi.
É a mesma pessoa que nos lançou a maldição do sono, ainda agora.
Belki de ona güvenmeden önce... büyüyü bozarak işe başlayabilir.
Ela que comece por anular a maldição para podermos confiar nela.
Bana daha önce hiç böyle hitap etmemiştin.
Nunca me chamaste isso antes.
Beni tekrar kaçıracaksan, rica etsem önce... biramı bitirebilir miyim?
Se me vais raptar de novo, posso pedir humildemente para acabar a cerveja?
Burov, ülkesine ihanet etmeden önce kendini feda edecek bir adamdır.
O Burov irá sacrificar-se, antes de trair o seu país.
Başlamadan önce Matthew'layken kontrolü kaybettiğini hissedersen tam manasıyla kaybeder gibiysen ona düşünmek için zamana ihtiyacın olduğunu söyle.
Antes de nós começarmos, se alguma vez sentires que estás a perder o controle com o Matthew, a realmente perderes o controle, diz-lhe só que precisas de algum tempo para pensar.
Valiz misali, bizi yanında bu rezil yere sürüklemeden önce söylemen gerekirdi!
Tu devias ter-nos contado antes de nos teres arrastado para este triste lugar tipo tua bagagem!
Diğer dükkanlar arada sırada sizden önce davranıyordur elbet.
As outras lojas estão obrigadas a bate-la nisso por vezes.
Ama öncesinde... O ölmeden önce yeterli yiyeceğimiz yoktu.
Mas antes... antes dele morrer, não havia comida que chegasse.
Altı hafta önce bir tatarcık kargosu Oklahoma'daki bir iş adresine gönderilmiş.
Um carregamento de mosquitos foi enviado há seis semanas atrás para um endereço comercial em Oklahoma.
Üç yıl önce öldürülen şu KGB memurunu hatırlar mısınız?
Lembra-se de quando há três anos aquele agente do KGB foi morto?
Yakın zaman önce boşandığını biliyorlar.
Eles sabem que ele se divorciou recentemente.
Üç yıl önce öldürülen şu KGB memurunu hatırlar mısınız?
Lembra-se de quando há três anos, aquele agente do KGB foi morto?
Bir dostum, Terry birkaç sene önce bir psikiyatriste görünmüş ve bazı sorunları vardı.
Bem, uma amiga minha... a Terry... foi observada por um psiquiatra há um par de anos, e ela andava a ter alguns... problemas.
Birkaç ay önce soyuldum.
Há alguns meses, eu... fui assaltada.
Uzun zaman önce burada, Washington'da.
Aqui, em Washington, há já muito tempo.
Bunlardan önce de böyle hissediyordum.
Já me sentia assim antes de tudo isto.
Katıldığında, savaştan önce ve sonra yaptıklarımızla ilgili ne kadar şey biliyordun?
Quando tu foste recrutado, quanto é que tu sabias sobre o que fazíamos antes e depois da guerra?
Ben birkaç gün önce Kimmy'ye gittim.
Eu... Estive com a Kimmy há alguns dias atrás.
Gabriel gitmeden önce bütün ekipmanlarını bana verdi.
O Gabriel deu-me todo aquele equipamento antes de partir.
- Az önce neredeydin?
- Onde estiveste, agora mesmo?
Gün boyu çalışmasına rağmen şöyle der "Hayır, önce kaymaya gideceğiz."
"Não, nós vamos patinar primeiro."
En önce, orası sizin de memleketiniz.
Primeiro que tudo, é a sua pátria.
O senaryolar yirmi yıl önce yazıldı, o zamandan beri kendilerini geliştiremediler mi sizce?
Não acham que eles desenvolveram o jogo deles nos vinte anos desde que aqueles programas foram escritos?
Bunu daha önce de yaptınız.
Vocês já fizeram isto antes.
- Gitmeden önce...
Antes de se ir...
Biz buraya gelmeden önce bizim için belirlediler.
Bem, antes que aqui chegarmos, o nosso pessoal tratou disso.
Harekete geçmeden önce gerçekten o olduğuna emin olacağız.
Temos que ter a certeza que ela, antes de fazer seja o que for.
Az önce devlet karşıtı faaliyetlere karışan birini sorguluyordum.
Eu simplesmente acabei a interrogar alguém por actividades contra o Estado.
Olabilir ama yapmadan önce emin olmak isterim.
Talvez. Mas eu quero ter a certeza antes de...
- Emin oluruz önce.
Nós iremos ter a certeza.
Dediğiniz kişiyle karşılaşmadım hiç, bu ismi daha önce duymadım.
Eu nunca conheci essa pessoa, eu nunca antes ouvi esse nome.
Önce kürekle, sonra kovayla en son da ellerimle kazdım. Onları çöp misali içine attık.
Eu usei uma pá, um balde, depois as minhas mãos... nós atirámo-los lá para dentro como se fossem lixo.
Uçağın 20 dakika önce indiği yazıyor.
O avião chegou há 20 minutos.
- Az önce gitti.
- Ela acabou de sair.
Daha önce yapmamış olmasına şaşırdım.
Surpreende-me que não o tenha feito antes.
Tanışmasını engellememiz gereken kişiler az önce tanışmış.
Então, as pessoas que deveríamos impedir de se conhecer acabaram de se conhecer.
- Az önce bana hanım efendi mi dedin?
Chamou-me "Senhora"?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]