English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ O ] / Onu duydun mu

Onu duydun mu translate Portuguese

157 parallel translation
Onu duydun mu?
- Ouviu falar dele?
- Onu duydun mu?
- Ouviste - o?
Onu duydun mu?
Ouve?
Onu duydun mu?
Já ouviu falar dele?
- Onu duydun mu?
- Já ouviu falar dele?
- Onu duydun mu?
- Ouviu?
Onu duydun mu?
Não ouviste?
Onu duydun mu Tom?
Escutaste, Tom?
Savcı.... jake, onu duydun mu?
O legista... Jake, apanhaste-o?
Onu duydun mu?
Você já ouviu falar sobre isso?
Peg, onu duydun mu? Bir tutam ne anlama geliyor? Lütfen gelen bir psikopat katil olsun ;
Geralmente, achamos que nós mesmos somos a melhor publicidade, por isso gostamos que as nossas raparigas Patty usem os nossos cosméticos.
Onu duydun mu? - Sesini alçalt.
Ouviste o que ela disse?
Onu duydun mu?
Ouviste-a?
Robert Hossein için bir poster yaptı... Onu duydun mu peki? Hayır mı?
Ele fez um cartaz para Robert Hossein Ouviram falar, não?
- Onu duydun mu?
Já ouviste falar dele?
- Onu duydun mu?
- Ouviu falar disso?
- Onu duydun mu?
Você ouviu? Oh, sim.
Bir kez onu duydun mu, ondan sonra...
Uma vez que a ouviste, saberás o que tens de fazer para continuar a viver.
Onu duydun mu?
Você ouviu o que ele me disse?
Onu duydun mu? Böyle bir pislik sonsuza dek patronun olabilir.
Vamos a mexer esses coiros!
- Onu duydun mu?
- Já tinhas ouvido falar dela? - Sim.
Doyle? Onu duydun mu?
Doyle, estás a ouvi-la?
Onu duydun mu hiç.
Tens que o ver.
Onu bu şeyle beslemeye son vereceksin, duydun mu beni?
Deixa da a obrigar a beber! Ouves?
- Onu hiç duydun mu?
- Já ouviu falar dele?
Evet, sanırım onu yemeğe davet edeceğim. Bunu kabul etse iyi eder, duydun mu? Evet efendim.
Vou convidá-lo e acho bom ele aceitar, ouviu?
Onu duydun mu?
Conhece?
Hey Quarrel, eğer ejderha görürsen onu yakala ve yüzüne üfle, duydun mu?
Ei, Quarrel, se vir um dragão, chegue-se e respire em cima dele, OK?
Onu hiç duydun mu?
Ouviu falar?
Duydun mu? Onu bir daha görene kadar yaşamının anlamı olmadığını söyledi.
Ela diz que não valerá a pena viver, enquanto não voltar a vê-lo.
- Onu öldürme, duydun mu, evlat?
- Vê se näo o mates, filho.
Onu canlı istiyorum Galt. Beni duydun mu?
Quero-o o com vida, Galt!
Ve onu yakından izle, beni duydun mu?
E vigia-o de perto, ouviste-me?
Onu geri çek, duydun mu?
- Tire-o daqui.
Duydun mu onu?
Ouvis-te aquilo?
Onu söylerken duydun mu?
Ouviste-o dizer isso?
Onu hiç duydun mu? Ne?
Já ouviste falar dele?
Herneyse, Babamı arıyordum da. - Onun hakkında birşey duydun mu yada onu gördün mü?
De qualquer maneira, eu estive a procurar o meu pai e você sabe dele?
Onu hiç duydun mu?
Já ouviste falar dela?
Hiç Pylalı Krakus'u duydun mu? Onu ben öldürdüm.
Alguma vez ouviste falar do Krakus de Pyla?
- Anne. Duydun mu neler diyor? Onu neden aramadığı anladın mı şimdi?
Vês por que não te ligo mais?
Onu duydun mu?
- No outro dia...
- Onu hiç duydun mu?
- Alguma vez a ouviram?
- Onu mu duydun?
Ouviste-o, não foi?
Bırak onu. Beni duydun mu?
- Largue-o.
Onu öldürdüm. Duydun mu?
Eu matei-o, ouviu bem?
- Onu hiç duydun mu?
- Tu conhece-lo?
Duydun mu onu?
Ouvir falar?
Onu hiç görmedin. Beni duydun mu?
Tu não a viste, entendes?
Senin onu tekrar incitmene izin vermeyeceğim. Duydun mu beni?
Não vou deixar que arranjes forma de ele se magoar outra vez... estás a ouvir-me?
Onu yarın ararız. Şunu duydun mu?
É tarde, telefonamos amanhã.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]