Oyna translate Portuguese
2,032 parallel translation
Eğer başkası onu elde ederse, evin üzerine oyna.
Quando outra pessoa a consegue, estamos feitos.
Oyna gitsin.
Joga só o jogo.
Softball oyna demeyeceksin muhtemelen. "Git cini avla" diyeceksin
Bem, não o que jogou softball, mas dirias "vai caçar o Jinn."
Tutkularıyla oyna.
Como jogar com suas paixões.
Git kardeşinle orada oyna.
Vai com seu irmão. Vai brincar com seu irmão.
Kapat çeneni ve oyna!
Cala a boca e toque!
Seneye West Cambria'ya gelip benimle oyna.
Vem jogar comigo no próximo ano em West Cambria.
Bu çok hoş Parker, ama burada herşey kontrolümüz altında. İstersen gidip oyna.
Muito bonitinho, Parker, mas temos tudo sobre controle, pode brincar se quiser.
Oyna o zaman. Ne duruyorsun?
Então vai à luta!
- Oyna, evlât.
- Abaixo.
Her sürücüde iyi olana oyna.. biz bir aileyiz ve bizim tamir ettiklerimiz en iyisi
Ao estar aqui em todas as corridas a apostar nos nossos condutores. Só te digo isto, porque somos da família e para te apressares a arranjar o Ford.
Hadi oyna, Süleyman.
Passa, Souleymane!
Gülümse, oyna, biz sadece konuşan iki dostuz.
Continua a sorrir, camarada. Somos só dois gajos a falar.
Sen oyununu oyna.
- Basta colaborares.
Hadi, git, oyna!
Vai brincar.
Kapa çeneni ve oyna, şapşal.
Cala-te e joga, caralho!
Sızlanmayı bırak ve oyununu oyna.
- Queres dizer, bolas? Pára de choramingar e passa a maldita bola!
Fisher 11 numara. Oyna Jasmine!
Joga Jasmine!
- Slavushka, gidip oyna.
- Slavushka, vai brincar. - Certo, pai.
Dışarı çık ve karanlıkta oyna.
- Sete dias por semana!
Biraz oyna, masaj falan yap.
Você sabe, você jogar um pouco, massagens.
uzerinde biraz oyna, olur mu?
Joga apenas com as palavras. Está bem?
Baksana Sally, git Bobby ile oyna.
Sabes que mais, Sally? Vai brincar com o Bobby.
- Sen git oyna, Sophie.
- Vai brincar, Sophie.
Tamam. Git ve oyuncaklarınla oyna, tatlım.
Vai brincar com as tuas coisas, querida!
Kabalaşma, gel be bizimle oyna.
Não sejas má, anda e brinca connosco.
- Repliği oyna.
- Diga o texto.
Bana karşı oyna.
Joga contra mim.
Git başka yerde oyna.
Vai jogar noutro lado.
Oyunu oyna, Chris.
Joga o jogo, Chris.
Sen git o saçma kostümle oyna.
Sai tu daqui com esse traje parolo.
Dostum, adam gibi oyna!
Pete, assim não tem graça.
Git ve oyna o zaman.
Podes ir, vai!
Şimdi git ve arkadaşlarınla oyna.
Agora vai brincar com os teus amigos.
Git odanda oyun oyna.
Vai brincar para o teu quarto.
Hadi oyna. uyan
Anda jogar. Desperta
Dexter, gel bizimle oyna.
Dexter, vem brincar connosco!
Derslerine yardım et, oyunlar oyna beyzbolda yanında ol.
Para os trabalhos de casa e brincadeira. E jogos de softbol.
İstediğinle oyna.
Brinca com o que quiseres.
Ne dersiniz? Sen Angela'nın babası olursun. Sen Angela'yı oyna, ben de senin yerine geçeyim.
Tu és o pai da Angela tu vais ser a Angela, e vou ser você.
- Adil oyna.
- Joga bem.
Oyna gitsin işte.
- Devo... - Apenas brinca com ela.
- Ne? Oyna.
Pois é.
Git ve arkadaşlarınla oyna.
Vai brincar com os teus amigos.
Golf oyna, balığa çık kemoterapi seansı yaptır.
Jogue golfe, vá à pesca... Faça uma sessão de quimioterapia, você sabe...
Şimdi aşağıya in de oyna.
Agora, vai lá para baixo brincar.
Git ve oyna.
Vai brincar.
Ama... ama topu sen oyna, ben de benimkinin yanına senin bayrağını dikeyim. Tamam mı?
Mas...
Hadi, oyna artık.
Vá lá, joga!
Hadi sen git kardeşinle oyna.
Vai lá. Vai brincar com o teu irmão.
Benim için oyna.
- Fiquem aqui.