Paranormal translate Portuguese
440 parallel translation
Psişik araştırmalar adına, o evi birkaç haftalığına bana vermelisiniz.
Pelo bem do estudo do paranormal, tem de ma arrendar por algumas semanas.
Burada meydana gelen paranormal olaylardan çok daha fazlası söz konusu.
Isto é muito mais que um mero episódio paranormal.
Şu medyum değil mi o?
O que tem a dizer sobre o roubo? Este é o paranormal, não é?
Kusura bakmayın ama psişikliği 19 yaşımda bıraktım.
Lamento, mas desde os dezanove que não me meto no paranormal.
Başından gerçek üstü bir olay yaşamış her şizofren ile görüştünüz.
Tens encontrado todos os tarados que tiveram uma experiência paranormal.
"Profesyonel olarak paranormal araştırmalar ve arındırmalar."
"Lnvestigações paranormais profissionais e Eliminações."
Bugün bütün Doğu Sahilinde paranormal aktiviteler konuşuluyor.
Hoje, toda a costa leste fala de actividade paranormal.
1909'dan bu yana olan en büyük paranormal olaya tanıklık ettiniz.
Participou no maior acontecimento paranormal desde 1909.
Bir kez daha hatırlatalım dördüncü yarışta fovariler üç numaralı Paranormal ve yedi numaralı Nomaly.
Volto a lembrar que, na quarta corrida, foram retirados o número três, Paranormal, e o número sete, Nomaly.
Bebeğim hala başı çekiyor. Paranormal ikinci durumda. Biz iyiyiz.
O My Baby ainda lidera e o Paranormal está em segundo.
Bebeğim önde. Paranormal ikinci sırada.
O My Baby vai na frente e o Paranormal a seguir.
En Uzun Gün üçüncü ama son sürat Paranormal'e yaklaşıyor.
O Longest Day... é terceiro, mas vai ganhando terreno ao Paranormal.
Canlılar Tiyatrosu'yla işim kalmamıştı. New York'un önde gelen paranormal araştırmacılarından biriydim. Yani 72'de topu atıncaya kadar.
Depois de ter deixado o Teatro Vivo... fui pesquisador de fenómenos paranormais... até 1972.
Paranormal mi?
Paranormais?
Hepimiz son derece güçlü paranormal bir deneyim yaşadık ve bu gerçekti.
Passámos por uma intensa experiência sobrenatural.
Cornwell mumya müzesinin başına geçecek. Müze... Şükran Günü Parkı'nda yer alacak ve 50 büyük paranormal deneyime adanacak.
O Ed Cornwell fica à frente do museu de cera... dedicado aos maiores momentos do sobrenatural.
Hadi ama! Ella ile senin aranda güçlü bir bağ olduğunu biliyorum ama paranormal bir yakınlık...
Eu sei que há uma forte ligação entre ti e a Ella, mas contacto paranormal?
Bu bina, doğaüstünü araştıran ekibin bir canavar bulmasıyla birlikte Nazilerin paranormal saplantısının merkezi haline geldi.
Este edifício tornou-se o centro da obsessão nazi pelo paranormal quando investigadores do oculto descobriram um monstro pré-histórico.
Sanıkların mahkeme emriyle paranormal araştırma yapmaları yasaklanmıştır.
Os réus estão sob uma ordem judicial restritiva que os impede de actuarem como investigadores paranormais.
Özel hayalet konuğumuzun olduğu ve öteki dünyadan lezzetlerin pişeceği mutfağımıza siz de katılın.
Entrem para a despensa paranormal, com um convidado especial que é fantasma, e preparem refeições que vêm de além-túmulo -
Biraz doğa üstüsün.
Tu próprio és um bocado paranormal.
Başına gelen doğa üstü bir şey söyle.
Dá lá um exemplo de uma coisa paranormal que te tenha acontecido.
- E tabi canım, bu evde her şey çok hoş ve doğaüstü..
- Tudo é simpático e paranormal cá.
Medyum gibi birşey misin sen?
Tu és paranormal ou algo parecido?
Doğaüstü psikoloji, astroloji, saklı şeyler.
Psicologia Paranormal, Astrologia, O Oculto...
Son dakika haberlerinden nefret ediyorum
Eu odeio dar as notícias, mas é isso o que um paranormal faz.
Evet, Detectif Dick Durkin ve onun medyum yardımcısı Harley Stone Karanlık güçlerle savaşmaya yeniden başlamadan önce,... bir an için dinlenebilir...
Sim, o detective Dick Durkin e o seu ajudante paranormal Harley Stone podem relaxar por um momento, até serem convocados mais uma vez... para lutar contra as forças das trevas.
Psikopatoloji.
Psicologia paranormal.
Yüzlercesini. Paranormal fenomenleri ve büyücülükle ilgili bulabildiğim her şeyi okudum ve - -
Li tudo o que podia sobre fenómenos paranormais, sobre o oculto e...
Senin sadece paranormal olayları sevdiğini sanmıştım.
Pensei que só gostavas dos casos do tipo paranormal.
Kesinlikle paranormal kokusu.
Um certo travo paranormal.
Şu ana kadar paranormal bir şey yok.
Não há nada de paranormal até agora.
Bir şekilde, paranormal alanındaki Çalışmalarıma devam edeceğim.
Continuaria o meu trabalho no paranormal, de alguma forma.
Garip şekilde davranan bireyler genellikle UFO'lardan ya da diğer olağanüstü şeylerden etkilenmişlerdir örneğin Telefon patlamaları. "
pessoas a actuarem de forma estranha, estão normalmente relacionados com OVNIS, ou outro fenómeno paranormal. por exemplo, explosões de telefones. "
Baksana, medyummuş.
É uma paranormal.
Paranormal yetenekleri olan bir kabile.
Uma tribo com habilidades paranormais.
Bir suçu çözmek için psikolojiyi kullanmak, şey gibi - -
Usar a psicologia para resolver um crime era como, hum... - Acreditar no paranormal?
Ve şimdi sen, bir tür psişik gücüm olduğundan eminsin.
E agora está convencido que tenho uma espécie de poder paranormal.
Bu davada birçok şey açıklanamadı. Açıklanamayan şeylerin, paranormal fenomenler olduğu ihtimali yüksek.
Vários aspectos deste caso continuam por explicar sugerindo a possibilidade de um fenómeno paranormal.
"Frank Bannister, Psişik dedektif"?
Frank Bannister, investigador paranormal?
Özel ajan Dammers, paranormal psikoloji konusunda 20 yıldan fazla tecrübeye sahip.
O agente Dammers tem mais de... 20 anos de experiência em assuntos de... psicologia paranormal.
İyi niyetli bir psişik olduğunu söylüyorsunuz oysa ben hasta ruhlu bir adam olduğunu duydum.
Diz que é um paranormal... no entanto, só ouvi merdas.
O psişik neredeyse her şeyi mahvediyordu Patty.
Aquele paranormal cagalhão quase nos destruiu, Patty.
Ajan Mulder, Ajan Scully,... Ephesian'ın medyumluk, astral seyahat gibi paranormal yeteneklerinin açıklamasıyla ilgili soruşturmaya siz atandınız.
Agente Mulder, Agente Scully, foram incumbidos nesta missão de investigar as capacidades paranormais do Ephesian : canalização, projecção astral.
Son günlerde pek doğaüstü olay yok.
Não tem havido muita actividade paranormal ultimamente.
Son günlerde doğa üstü olayların azalmış olması gecikmelerinin ve..... gardını indirmenin mazereti olamaz.
Só porque o paranormal tem sido mais "normal", e menos "para lá" ultimamente, não é desculpa para atrasos ou para baixar a guarda.
Açıklanamayan.
- Paranormal, inexplicável.
Görgü tanıklarına göre, araştırdığımız ölüm paranormal bir olay neticesinde gerçekleşmiş :
Segundo as testemunhas oculares, a morte foi precedida por um acontecimento fortean :
Paranormal olayları araştıranlar bunlara likit damlalar diyorlar ve siyah ve kırmızı olanları biliniyor ; ayrıca bazı olaylarda mavi, mor ve yeşil olanları da rapor edilmiş.
Já foram investigadas antes. Chuvas preta e vermelha são comuns, mas também já se registou azul, púrpura e verde. - Chuva púrpura?
- Paranormal olaylara inanmak gibi mi?
- Exactamente.
- Paranormal.
Mais o quê?
paran 31
paran var 16
paran var mı 160
paranın 16
paranoya 20
paranızın üstü 16
paranı istemiyorum 32
paranı alacaksın 35
paranız var mı 25
paran var 16
paran var mı 160
paranın 16
paranoya 20
paranızın üstü 16
paranı istemiyorum 32
paranı alacaksın 35
paranız var mı 25