Patlama translate Portuguese
4,065 parallel translation
- Patlama hakkında Hutchins'le konuştuğumuzda büyük patlamalardan bahsetmemeye çalışırım.
Vou tentar não referir o Big Bang quando falar da explosão à Hutchins.
Sanki patlama yüzünden oluşan yırtılma bir pencere açmış.
Parece que a explosão abriu uma janela para...
Patlama olduğunda elindeydi herhalde.
Devia tê-la na mão quando se deu a explosão.
Troy'da bir patlama olmuş.
- Houve uma... - Explosão num armazém em Troy.
Troy'da bir patlama oldu.
Houve uma explosão em Troy.
Condor, bir patlama duydum.
Condor, ouvi uma explosão.
Eski Çinli gök bilimciler bu patlama olayına M.S. 1054'te şahit olmuşlardır.
Antigos astrónomos chineses puderam testemunhar o evento real em 1054 DC.
- Deprem? Sel? Volkanik patlama?
- Nada de terramotos, inundações?
Evet, sadece su şebekesinde bir patlama.
Sim, só rebentou o cano da água.
Başladı hepsi Büyük Patlama ile
Que tudo começou com um big bang!
Tori'nin çatı katında bir patlama... -... olduğu duyumunu aldık.
Soubemos de uma explosão na casa da Tori.
Umarım patlama Yıldırım Atar'ı bulutların arasından çıkarır da Toothless ve benim onu plazma patlamasıyla vurmamızı sağlar.
Espero que a explosão tire o Skrill das nuvens directo para o Toothless e para mim, onde poderemos derrubá-lo com um ataque de plasma.
Ben ona "ağzınızda 7 ufak patlama" diyorum.
"7 pequenas explosões na tua boca".
- Bunu söylemek hoşuma gitmiyor Lynn. Ama çoğu insan patlama fotoğrafı gibi göründüğünü düşünüyor.
Não tiro qualquer prazer em dizer isto, mas montes de pessoa pensam que parece uma fotografia duma explosão.
Depoda 15 yıl kalmalarının ardından limonlar gecikmeli de olsa patlama yarattı.
Depois de 15 anos guardados, os Lemmons desenvolveram um efeito tardio.
Yukarı doğru en etkin patlama nerede olurdu?
Onde é que a explosão teria maior amplificação ascendente?
Duyguları patlama yaptı.
As emoções dele estão no máximo.
Bir dizi patlama...
Estamos perante uma série de explosões...
Patlama dört dakika içinde gerçekleşecek.
Explosão em quatro minutos.
- Yani giden kişinin kafasının patlama ihtimali var öyle mi?
Portanto... manda um branco para ser ele a levar o enxerto.
Patlama ile ortalığı karıştırır ganimetimizi alır çıkarız.
Entramos com uma explosão e saímos com o saque.
Muazzam bir patlama ve yürümeye devam ediyorum.
Há uma enorme explosão e eu continuo a andar.
İşime gittiğim son gün patlama oldu.
Na ultima vez em que estive por fora, houve uma explosão.
Patlama hikayesi doğruymuş demek ki
Combustão espontânea, no entanto, pode acontecer.
Patlama dalgası, o şehri yakıp erimiş metale dönüştürecek.
A onda de choque incinerará aquela cidade, reduzindo-a a metal fundido.
"Tohum'un patlama çapını öğrenmeliyim."
"Preciso de saber o alcance da detonação da Semente."
"Patlama..."
Explosão...
Duş Kankası büyük patlama yaratacak.
O Amigo do Chuveiro está garantido. Mr.
Böyle şeyleri satarak yığınla para kaldırıyor. Duş Kanka'mıza ise patlama yaratacak dedi.
Eles fazem montes de massa a vender coisas, ele diz que o Amigo do Chuveiro é garantido.
Tek seferlik ücret için patlama yaratacak malımızı neden satalım anlamıyorum.
- E vendemos um produto garantido?
Patlama tetikleyicisi var.
A fechadura tem explosivos.
Ama hasar görmediyse, muhtemelen büyük bir patlama olacaktır.
Mas, se não for, deverá haver uma explosão considerável.
Patlama gerçekleşmeden hemen önce elimi direksiyondan çektim bir sigara aldım, ağzıma koydum.
E mesmo antes da explosão, tinha tirado a mão...
Ve yakmaya çalıştığımda patlama gerçekleşti.
Peguei num cigarro, meti-o na boca e quando ia acendê-lo, deu-se a explosão.
Ama patlama...
A explosão...
Ana şaft boku yedi. Patlama sırasında mahvolmuş.
O veio de transmissão principal ficou todo rebentado com a explosão.
Konuya böyle girersen sonunda bir "patlama" beklenir. Olmadi.
"Acumular" implica que se avizinha uma explosão.
Biri "patlama" mı dedi?
Alguém falou em explosão?
Pekâlâ, bütün hesapları yaptım her patlama müziğin ritmine denk gelecek.
Muito bem, fiz todos os cálculos... e cada explosão estará perfeitamente sincronizada com a batida.
" Beynin hedef bölgesi boyunca düşük seviyedeki voltajı uzun süre devam ettirerek sinaptik patlama paternlerini düzenliyor.
"executando prolongada tensão de baixo nível... " através de áreas específicas do cérebro. "
Patlama New York 10 blok düzeyinde olacak ve ölü 11,000 bırakın.
A explosão arrasará 10 quarteirões de Nova Iorque e causará mais de 11 mil mortos.
Patlama nedeniyle.
- Por causa daquela explosão.
Evrenbilimcilerin çoğu evrenin 13.7 triyon yıl önce başladığına inanır. Büyük patlama diye bilenen Big Bang olayı ile.
A maioria dos cosmólogos concordam que tudo começou há 13,7 mil milhões de anos, num acontecimento conhecido como o Big Bang.
başlangıçta bir patlama vardı, 3 dakika içinde maddenin % 98 i ortaya çıktı artık bir evrenimiz vardı.
No início, houve uma explosão de 3 minutos. 98 % da matéria foi produzida. E tínhamos o universo.
Belediye başkanınızın yakın zamanda talihsiz bir patlama atlattığından haberdar oldum.
Entendo que o presidente teve recentemente o azar de ser mandado pelos ares.
1 Ocak, Big Bang yani Büyük Patlama.
1 de janeiro, o Big Bang.
Kulağa çılgınca geldiğini biliyorum ancak Büyük Patlama teorisini destekleyen çok güçlü gözleme dayalı kanıtlar mevcut. Bunlar arasında evrendeki helyum miktarı ve patlamadan geriye kalan radyo dalgalarının ışıması da var.
Sei que parece uma loucura, mas há fortes provas observacionais para apoiar a teoria do Big Bang, e incluem a quantidade de hélio no cosmos e o brilho de ondas de rádio deixadas pela explosão.
Patlama sırasında ayrılmış olmalı.
Deve ter-se soltado durante a explosão.
İsa kaç patlama sesi duydu?
Jesus ouviu quantos tiros?
- Her biri beş saniyelik üç patlama.
- 3 impulsos de 5 segundos cada.
Aradığımız patlama budur.
Isto é o máximo.