Patlayabilir translate Portuguese
282 parallel translation
Çok erken çalıştırırsam fazla yük alabilir, hatta patlayabilir.
Se a activar demasiado cedo... pode entrar em sobrecarga e até explodir.
Johnny yüzünde patlayabilir diye mi korkuyorsun?
Teme que o Johnny expluda?
Barut fıçısı her an patlayabilir.
Um barril de pólvora prestes a explodir a qualquer momento.
Dikkat et. Patlayabilir.
Cuidado aí, pode disparar!
- Günlüğüm. - Ada her an patlayabilir.
A ilha vai explodir a todo o momento.
Çabuk kaç! Öteki tank da patlayabilir!
O outro tanque pode explodir!
Burada bir şey patlayabilir mi? - Tabi.
Acha que poderia explodir?
Dağ gibi biri her an patlayabilir.
Um tipo como o Mountain pode explodir a qualquer momento.
Ama acele edersek, bu iş elimizde patlayabilir.
Mas, se mostrarmos o jogo cedo de mais, estragamos tudo.
Bu şeyler patlayabilir, fakat ülkemde olmayacağı kesin.
Essas coisas podem sair, mas não vai ser no meu país.
Bu şekilde size daha pahalıya patlayabilir.
Desta forma poderá custá-los um pouco mais.
- Tümüyle patlayabilir.
- Isto pode ir pelos ares.
Kapıyı açarsan, patlayıcılar patlayabilir.
Se se abre a porta, os explosivos podem rebentar.
Patlayabilir.
Pode explodir...
Patlayabilir!
Pode explodir!
Patlayabilir. - Tehlike yok.
- Não há perigo.
Bu tip arastrmalar pahalya patlayabilir.
Este tipo de investigação pode ser pesado para a sua carteira.
Yoksa bu şehir patlayabilir.
A cidade ficaria um caos.
Olmaz. Hey, bomba her an patlayabilir.
Esta bomba ainda rebentava.
Hayır yanılıyorsun, benzin de kendiliğinden patlayabilir.
Eu acho que alguém deu a dica a Columbo.
Gemi her an patlayabilir!
Esta coisa ainda explode.
O patlayıcılar her an patlayabilir!
Estes explosivos vão explodir a qualquer centon!
Patlayabilir.
Pode disparar.
Her an patlayabilir!
As tarraxas voaram!
Patlayabilir.
- Há muito gás.
Devreler her an patlayabilir.
Com os fios assim, a nave pode rebentar a qualquer momento.
Her an patlayabilir.
Pode disparar a qualquer altura.
Burası her an patlayabilir.
Isto está para explodir.
Zira bu aptalın duyguları, ona, düşündüğünden daha pahalıya patlayabilir.
A esse garoto, a paixão pode custar bem mais caro do que só um castigo.
Uçak yere çarpınca, patlayabilir.
Quando ele bater no chão, pode explodir.
Evet, ama patlayabilir.
Sim, mas... Pode explodir.
Her an patlayabilir.
Pode explodir a qualquer segundo.
Yakıt tankları her an patlayabilir.
Os depósitos estão para explodir.
Her an patlayabilir.
Isto vai explodir.
Burası her an patlayabilir.
Isto vai explodir.
Kürkümle temas ettiği anda patlayabilir.
Pode explodir ao contactar com pêlo.
Ağaç bir bomba gibi patlayabilir!
Uma árvore pode explodir como uma bomba!
- Patlayabilir.
- Pode explodir.
Yıldız her an patlayabilir.
A estrela vai explodir a qualquer momento.
Yıldız her an patlayabilir.
A estrela vai explodir em breve, Senhor.
Bu şey hâlâ patlayabilir.
Isto ainda pode rebentar.
Yani, arabanın sol sinyali yanarken, arkadan arabaya çarpılırsa, patlayabilir.
Quer dizer que se o carro tiver uma colisão por trás quando a seta esquerda estiver a piscar, ele pode explodir.
Her an patlayabilir.
A qualquer momento.
Her an patlayabilir veya bir hafta daha dayanabilir.
Pode rebentar a qualquer minuto ou para a semana.
- Vagon'un içindeki bomba herhangi bir şekilde patlayabilir..
- A bomba pode estar ligada a qualquer coisa.
"Asla birine silah çevirme, patlayabilir."
"Nunca apontes uma arma a alguém, pode disparar."
Bulutlar böyle toplanmaya devam ederse çok sayıda hortum patlayabilir.
Se as nuvens continuarem a crescer, poderá haver um número recorde de tornados.
Patlayabilir.
Pode rebentar.
Aortası patlayabilir.
A aorta pode rebentar.
Gemi her an patlayabilir!
A nave pode explodir a qualquer minuto!
Eş zamanlı da patlayabilir.
Podem estar sincronizadas.