English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ S ] / Sabahın 3

Sabahın 3 translate Portuguese

354 parallel translation
Sabahın 3.00'ünde ne satıyor olabilir?
O que venderia às 3 : 00?
Dan, sabahın 3 : 00'ü.
São três da manhã, Dan.
Saat sabahın 3 : 30'u.
São 3h30 da madrugada.
Saat sabahın 3ü.
São 3 da manhã.
Tanrı aşkına Higgins, saat sabahın 3'ü oldu.
Por amor de Deus, Higgins, devem ser quase três da manhä.
Tanrım, saat sabahın 3 : 30'u.
Credo, são 3 : 30 da madrugada.
Sabahın 3'ünde bahçede ne yapıyorlardı?
QUE FAZIAM NO JARDIM ÀS TRÊS DA MANHÃ?
Sabahın 3 : 14 ünde ne de huysuz oluyorsun.
Ficas bastante irritadiça às 03 : 14h da manhã.
Saat sabahın 3'ü.
São três da manhã.
Yoksa, yataktan kalkıp banyo yapıp, sabahın 3'ünde evine dönen bir kadın olacaktım.
Ia acabar por ser uma mulher a quem tu ias levantar-te da cama e sair às 3am para ir limpar os tua chaminé.
Tamam da sabahın 3'ünde duş yapmanın ebedi kurtuluşla ne ilgisi var?
O que é que um duche às 3 : 00 da manhã... tem a ver com a salvação eterna? Quero estar limpa.
Komşunuz sabahın 3'üne kadar gürültü yapıyorsa ne yapabilirsiniz?
Que podemos fazer se um vizinho faz muito barulho ás 3 da manhã?
Orada, herhalde, saat sabahın 3 : 00'ü falandır.
Lá devem ser... quê? Três da manhã?
- Sabahın 3'üne kadar, bu kez O sorunlarını anlattı.. Oda servisi ne düşündü bilmem..
Ficámos juntos até às três da manhã.
Ajan Desmond, saat sabahın 3 : 30'u.
Agente Desmond, são 3 : 30 da manhã.
Sonra yaklaşık altı hafta önce aniden sabahın 3'ünde uyandım.
Então, á cerca de seis meses atrás, Eu acordei repentinamente às 03 : 00h da manhã.
Saat sabahın 3'ü.
- São três da manhã.
Sabahın üçünde şehre gidildiği nerede duyulmuş?
Quem é que chega a algum lado às 3 : 00 da manhã?
Sabahın üçüne, dördüne dek sokaklarda dolaşmaya başladım.
Ficava vagando pela rua até às 3, 4 horas da manhã.
Yarın sabah 3 : 00'da mahkeme toplansın.
Marque para amanhã às 3 da tarde.
Pazartesi sabahı bu paranın 3.000 dolarını bankaya yatırmanı istiyorum Beneatha'nın tıp öğrenimi için.
Segunda de manhä quero que você tire 3 mil e abra uma poupança para o curso de medicina de Beneatha.
Sabahın üç buçuğunda bu ne biçim bir selamlama?
- Mas que saudação às 3.30 da manhã?
" 22 Ocak sabahı Zulu kralı Cetewayo'nun savaşçıları ile 24. Piyade Taburu 1. Batarya'dan 5 takımla 2.
" Lamento dar parte duma acção desastrosa que ocorreu na manhã de 22 de Janeiro entre os exércitos do Rei Zulu Cetewayo e a nossa Coluna Nº 3, composta por Cinco Companhias do 1 º Batalhão, 24º Regimento de Infantaria,
Sabahın üçüne ya da dördüne kadar buradayız nasılsa.
Estaremos aqui até às 3 ou 4 da madrugada.
- Herkesle tanıştık ve... sabahın üçünde bir cümbüşe davet edildik.
- Todos se conheceram e, por volta das 3 : 00, convidaram-nos para uma farra.
Sabahın üçünde bitirdim.
Acabei às 3 da manhã.
Hayır. Genelde sabahın üçünden önce yatağa girmem.
Não, raramente me deito antes das 3 : 00.
- Hem de sabahın üçünde.
- E às 3 : 00. - Vamos, Jau Jau.
3 kişi. Belki kötü yaralıyı da sayarsak 4 kişi azaldı. Yarın sabah geri dönüyoruz.
Temos três... talvez quatro mortos e um ferido grave.
Elyazısı araştırılmamış. Affedersiniz, Komiser. şu Bay Lessing bu sabah 3,000 $'ın üzerinde bir çekle büromda olacaktı.
Tenente, o Sr. Lessing era suposto ter ido ao meu escritório entregar um cheque de mais de 3000 dólares.
Sabahın üçünde kedi, ona özel yiyecek almam için beni kaldırıyor.
O gato acorda-me às 3 da manhã e quer comida especial. Devo estar completamente doido.
Beni sabahın üçünde banyodaki örümcek için mi çağırdın?
Fizeste-me vir cá às 3 da manhã porque há uma aranha na casa-de-banho?
Sabahın üçü.
São 3 da manhã.
Yani siz beni sabahın saat üçünde Doktor Josef Mengele'nin Paraguay'da olduğunu söylemek için mi aradınız?
A sério que me telefonou às 3 da madrugada para dizer-me que o doutor Josef Mengele está no Paraguai?
Kimse sabahın üçünde kapı çalmaz!
Ninguém bate à porta às 3 : 00 da manhã!
Sabahın üçünde veda için mi geldin?
Você vem aqui às 3 da manhã para dizer adeus?
Sizi ancak sabahın üçünde alırlar.
- Oh Cale-se! ... um grupo de suecos para a Jugoslávia, antes de nos poder carregar às 3 da manhã.
Bu sabah 3 ila 4 arası büyüklükte... bir deprem olacağını bildirdiniz.
Previu um sismo... de 3 a 4 graus na escala, para esta manhã.
Sabahın üçünde mi?
Às 3 da manhã?
Ve III. Dünya Savaşı'nı bekleyen bir delinin radyosu sabah 3'te hep açık.
E um louco tem o rádio ligado ás 3 da manhã, à espera da III Guerra Mundial.
Sabahın beşinde kalkıp gün boyu çalışıyoruz, ikindide kamp kuruyoruz, avcı çukuru kazıyoruz, yemek yiyip gece pususu veya ormanda dinleme noktası kuruyoruz.
Levantamo-nos às 5 da manhã, caminhamos o dia todo curvados, cavamos uma toca, comemos, e depois temos de passar a noite toda emboscados ou a vigiar em grupos de 3.
Yarın sabah onu, 3 nolu alana gönder.
Manda-o ao Posto 3 amanhã de manhã.
Saat sabahın üçü oldu.
Bem, são 3 horas Da manhã.
Saat sabahın üçü.
São 3 : 00 da manhã.
Bak saat sabahın 3'ü. Bu adamlar kahve ve yaklaşık dört saatlik uyku ile duruyor.
Ouve...
Sabahın üçünde kim izler bunu?
São 3 da manhã! Quem está a ver? Os ardinas?
Sabahın üçünde kimle konuşuyordun?
Com quem estavas a falar às 3 da manhã?
Daha sabahın 3'ü.
São 3 : 00 da manhã.
Bruce saat sabahın üçü.
Bruce, são 3 da manhã.
Sabahın üçüne kadar, başka bir deniz ürünü açık büfesi bulmaya çalıştık.
Andamos às voltas até às 3 da manhã... à procura de outra marisqueira.
- Sabahın üçünde kimi arıyorsun?
A quem ligas ás 3 da manhã?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]