Rose translate Portuguese
5,455 parallel translation
Merhaba Mike. Rose ile kalmanı istiyorum.
Mike, quero que fiques com a Rose.
- Şunu fark etmeliler ki... - O halde, çocukları okuldan sen alacaksın senin dönüş saatinde Rose burada olacak ve ben de yarın öğlen evde olacağım.
Então, levas as miúdas à escola, a Rose vai cá estar quando voltares e eu voltarei amanhã ao meio-dia.
Pekâlâ, her zamanki gibi saat 5 : 00'te evde olurum ve çocukları da Rose alacak.
Estarei em casa às 5h, como sempre, e a Rose vai buscar as meninas.
Rose?
Rose?
Rose, büyük ayini bensiz tamamlamak için, benden habersiz malumu buraya getirdi.
A Rose trouxe o malum sem o meu conhecimento, para completar o Ritual Supremo sem mim.
Kathryn Rose Moretti, vay canına.
Kathryn Rose Moretti, em carne e osso.
Basına sızdırılan bütçe raporunda kod adları Chalk Eagle ve Tractor Rose gibi olan birçok askeri programın varlığı gözler önüne seriliyor.
O relatório de orçamentos revelou vários programas da Inteligência Militar. Com codinomes como "Águia Branca" e "Tractor Rosa".
Bayan Rose ne durumda?
Como e nossa Miss Rose segurando?
Bu akşam ormanda bir cadı gördük, ama o cadı Bayan Rose değildi.
Fizemos ver uma bruxa na floresta, esta noite, mas nao perca Rose.
Neden, Rose?
Por que, Rose?
Bunlar Rose'dan mı?
Já se acabou o vinho rosé?
Bak şuna. Biraz Rose'un oldu.
Olha para isto, já tens um rosé.
- O 2014 üretimi bir Rose mu?
- É uma edição Rose de 2014?
Sweetbriar Rose verandamdan çok net görülüyor.
Tenho uma vista privilegiada para o "Sweetbriar Rose" do meu alpendre.
Koca Jim Sweetbriar'da bir toplantı yapacak, orada olacaklar.
O Big Jim vai ter a cidade reunida no Sweetbriar Rose.
Leydi Rose, Lord Hazretlerinin telsiz radyo almasını mı istiyor?
É verdade que a Lady Rose quer que o Sr. Conde compre uma telefonia?
Rose'un mültecileri için bir şeyler ayırıyoruz.
Estamos só a fazer uma escolha para os refugiados da Rose.
Zavallı Rose.
Coitada da Rose.
Hayır, Rose'un.
Do Tom? Não, foi da Rose.
- Yapabileceğin her şeyi yapmak.
- A fazer tudo o que a Rose faria.
Rose'un sıradan hayat tanımını sevdim.
Adorei a definição de vida normal da Rose.
Ya diğer kız kardeşimiz?
- Qual nossa irmã? - Rose.
Rose? Düşman ellerinde perişan olan değil, onun koruduğu ve sevdiği.
Ela morreu não pelas mãos dos inimigos, mas daqueles a quem protegeu e amou.
Bunu, bu ölüm aracını buraya Rose getirtti, haberim olmaksızın, bana gözdağı vermek ve beni mağlup etmek için.
A Rose trouxe-o para aqui este instrumento de morte, sem o meu conhecimento, para me desafiar e derrotar.
Sweetbriar Rose'da ne olduğunu merak ediyordum da.
Queria saber o que está a acontecer no Sweetbriar Rose...
- Rose gitti mi?
- A Rose já saiu?
Rose'un Rus çayını merak ediyorum.
Estava a pensar no chá dos russos da Rose.
İş de yıldönümü şenliğine döndü.
A Rose quis convidar uns russos para o chá e transformou-se numa celebração do jubileu.
- Rose mutfakta bulmuş ve katılmasını istemiş.
- A Rose encontrou-a na cozinha e
Leydi Rose, bizim York'a dönüşümüzü hemen ayarlayabilir misiniz?
Lady Rose, pode tratar do nosso regresso a York imediatamente.
Ve Edith, Tom ve Rose tabii.
E com a Edith e o Tom e a Rose.
Rose MacClare.
- Rose MacClare.
Rose Apartmanı, Hoehyeon-dong.
Condomínio Rose, Hoehyeon-dong.
Rose eve varır varmaz öğrenecekler zaten.
Vão descobrir logo que a Rose chegue a casa.
Rose'a boşanacaklarını söylemeye geldiklerinden şüpheleniyorum.
Suspeito que veio contar à Rose que se vão divorciar.
- Hayır. Rose'u bunun dışında tuttuğunuz için sen ve Cora'ya şükrediyorum.
Quantas vezes não o abençoei e à Cora por manterem a Rose longe disso.
- Rose'a söyle, Anderson işi tamam.
Diz à Rose que o trabalho com o Anderson está feito.
Rose kendisi için kayıt dışı bir şey yapmamı istedi.
A Rose pediu-me para fazer uma coisa... só entre nós.
- Rose'u görmek istiyorum.
Quero ver a Rose.
Todd Crane, Marcus Fox, Rose Gilchrist.
Todd Crane, Marcus Fox, Rose Gilchrist.
- Rose Gilchrist mi?
Rose Gilchrist?
Konuşmamız lazım, Rose.
Temos de conversar, Rose.
Rose benden birini bulmamı istedi.
A Rose pediu-me para encontrar alguém.
- Rose'u görmek istiyorum.
- Quero ver a Rose.
Amy'e bunu Rose yaptı!
A Rose é que lhe fez aquilo.
- Ya Rose?
- A Rose?
Bayan Patmore, Leydi Rose.
Sra. Patmore, Lady Rose.
- Rose.
Rose.
Rose Rusları çaya davet etmek istedi.
Não pergunte.
Peki ya sen Rose?
E a Rose?
Ya da Rose'u.
Ou a Rose.