English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ S ] / Senden n

Senden n translate Portuguese

6,091 parallel translation
Saul'u gururlandırdığını biliyorum ama, CIA'den önce, senden normal bir hayatı hatırlamanı istiyorum.
Eu sei que isso deixa o Saul orgulhoso, mas antes da CIA, estou a pedir-te para te lembrares da vida normal.
Biliyorsun eskiden senden nefret ederdim ama şimdi arkadaşım olmak için çabalayan tek insanın sen olduğunu anlıyorum.
Tu sabes, eu costumava detestar-te por isso, mas... agora eu acho que tu eras a única pessoa que estava a tentar ser minha amiga.
Bana karşı tercih ettiğin O insanların senden ne istediklerini ve seni nasıI gördüklerini asla bilemeyeceksin.
As pessoas que escolheste em vez de mim, não vês como elas são, o que elas querem, como elas te vêm.
Coulson'ın senden bu şey üzerine... -... fazladan bir araştırma istediğini hatırlamıyorum.
Não me lembro de o Coulson te pedir para investigares mais esta coisa.
Senden bir şeyler saklamalarının bir nedeni var.
Tu mal te aguentas.
Claire çok üzgünüm ve senden aldığımı asla yerine koyamam ama ihtiyacın olan bir şey varsa, herhangi bir şey.
Claire, sinto muito. Nunca poderei substituir o que te tirei. Mas se precisares de algo, seja o que for...
Bugün bir balığın ölüsüne baktığında vazgeçtim senden adam.
Quando te vi a olhar para o peixe morto, desisti.
Yarın, birkaç günlüğüne hastaneye yatmam gerekiyor ve senden çocuklara bakmanı istiyorum.
Preciso de ser internado num hospital amanhã, por alguns dias, e preciso que tome conta das crianças.
Senden hoşlandığını görebiliyorum.
Estou a ver que ela gosta de ti.
Babamın ölümü beni senden daha fazla derinden etkiledi sadece.
A morte do papá pesou mais em mim do que em ti.
Ama eğer Barry'nin senden bir şey sakladığını hissediyorsan gidip ona sormalısın bence.
Mas se achas que o Barry te está a esconder alguma coisa, devias perguntar-lhe.
İnan bana o da senden fazlasını bilmiyor.
Acredite. Ele não sabe nada além de si.
Senden yalnızca Miaotong'ın özgürlüğünü satın almanı istiyorum.
Só te peço para fazer uma última coisa por mim. Compra a liberdade da Miaotong.
Senin için yaptıklarımı, sana ne önerdiğimi, ailenin senden beklediğini anladığını sanmıyorum.
Acho que não compreendes o que eu fiz por ti. O que... o que estou a oferecer-te. O que a tua família precisa de ti.
Senden istemediğim sürece hastalarla konuşmayacaksın, anlaşıldı mı?
Não fales com um paciente a menos que peça, percebido?
Ellis'i tanıdığım kadarıyla senden ayrılmanın hayatındaki en zor kararlardan biri olduğunu söyleyebilirim.
Por conhecer a Ellis, deixar-te foi a escolha mais difícil da sua vida.
Senden Voland'ın son saatleriyle ilgili bulabileceğin ne varsa istiyorum.
Preciso que descubras o que puderes sobre as últimas horas do Voland.
Kraliçe düşüp de herkes senden Toprak Krallığı'nı bir arada tutmak için yardım beklerken senin tek yaptığın, Zaofu'da saklanmak ve sonuçlarla uğraşmayı diğerlerine bırakmak oldu.
Quando a Rainha caiu e todos te pediam para ajudares a impedir que o Reino desmoronasse, só querias esconder-te em Zaofu e deixar os outros lidarem com as consequências.
Bay Kealoha'nın senden yarım milyon çaldığın günden de mi kötü?
Hoje é pior do que quando o Sr. Kealoha te roubou meio milhão de dólares?
Senden bunu düzenlemeni,... -... ve basının bundan haberdar olmasını istiyorum.
Organiza isso e informa a imprensa.
Elias Openshaw senden oğlundan fazlasını aldı, değil mi?
Elias Openshaw levou de si mais do que o seu filho, não foi?
Daha önce senden bir şey istedim mi? Tek yaptığın benden bir şeyler istemek. Tek yaptığın benden bir şeyler istemek.
Tudo o que tu fazes é pedir-me coisas.
Zaten onların elinde ya da Bolivya'ya otostop çekiyordur çünkü sonunda senden usandı.
Talvez o tenham apanhado. Ou pode estar à boleia até à Bolívia porque finalmente se cansou de ti.
Senden asla sır saklamamalıydım. Özellikle de senin benden asla sır saklamadığını bilirken.
Nunca devia ter escondido um segredo de ti, especialmente sabendo que não o farias comigo.
Böylece tüm güçlerin sınırlandırılacak ve tüm krallığınız senden uzakta ve güvende olacak.
Todos os seus poderes serão contidos... e todo o reino ficará a salvo... de si.
Senden vazgeçtikleri için onlara çok kızgındın.
Estavas tão revoltada com eles por terem abdicado de ti.
Senden harika bir sendika başkanı olacağını sen de adın gibi biliyorsun.
Sabe muito bem que daria uma excelente delegada.
Aram, eğer senden bir E.M.R yaratmanı istesem, bunu onların veri tabanına...
Aram, se eu pedisse para criares uma ressonância, colocavas no seu banco de dados?
Haydi o zaman. Noah'nın Chloe yüzünden senden ayrıldığını söylemeyi unuttun.
Esqueceu-se de mencionar que o Noah terminou contigo pela Chloe.
Nadia'nın tedavi olmasını kimse engellemeyecek. Onu senden almayacaklar. Ama tedavi olması için hastaneye getirmen gerekiyor.
Ninguém vai negar o tratamento médico da Nadia, ou levá-la embora, mas tens de trazê-la aqui, para se tratar.
Sersemlik etmediğim zamanlarda da senden daha azını beklemem.
E quando não estou a agir como idiota, não espero nada menos de ti.
Dinle, senden davranışlarım için özür dilerim, beni deli sanmış olmalısın.
Ouça... Tenho que pedir-lhe desculpa. Do modo como agi, deve ter pensado que sou louco.
Renzo ve senden başka... -... güzergâhın değişeceğinden kimin haberi vardı?
Quem, além de si e do Renzo, sabia sobre a mudança de rota?
Ukalalaştığın zaman senden zerre hoşlanmıyorum.
Não gosto quando fica demasiado convencido.
Çünkü arkadaşın senden önce konuşursa bil bakalım kim daha fazla hapis yatacak?
Porque se o teu amigo falar antes de ti, acho que vais ser preso por mais tempo.
Haley senden geçene kadar pek çok kalbi kıracak, güzel bir kadınsın sen. Benimki de dâhil.
Haley, és uma mulher linda que ainda vai quebrar muitos corações, o meu incluído.
Senden iki sınıf büyükler...
Estavam mais adiantados que tu...
Şehri görmek için hepimiz can atıyoruz ama senden Raina'nın sorgusunu yönetmeni istiyorum.
Todos queremos ver a cidade, mas eu quero que lidere o interrogatório da Raina.
Öncelikle o senden rica etmedi, ayrıca o 2 numaralı adamını korumak istiyor.
Em primeiro lugar, ele não te pediu exactamente, e em segundo lugar, ele só quer o seu número 2 de volta.
Artık senden istediğimi yaptığını biliyorum o yüzden teşekkürler.
Agora sei que fizeste o que te pedi. Por isso, obrigado.
Senden konfetiler atmanı beklemiyorum ama söylediğimi duymadın mı?
Não quero confettis ou qualquer coisa assim, mas tu não ouviste o que eu disse?
Bu sabah senden sır sakladığım için sinirlenmiştin ve haklıydın da.
Hoje de manhã estavas chateada comigo. Por guardar segredos de ti, e tinhas razão em estar chateada.
Hadi ama, kimse insansız hava uçaklarını senden iyi bilemez.
Ninguém conhece aqueles drones melhor do que tu.
Ve Mouch, senden, sigortam, aylığım, adını üzerime alma konusunda falan yardım isteyecektim.
E, Mouch, queria pedir-te para ajudares-me a alterar o meu seguro, pensão, colocar o nome dela neles...
İnsanların paniğe kapılmasını istemiyorum bu yüzden senden bu söylediğimin aramızda kalmasını istiyorum.
Não quero ninguém em pânico.
Vaktimiz bitti ancak senden insanlar üzerinde bıraktığın beklentiler hakkında düşünmeni istiyorum.
Não temos muito tempo, mas quero que reflicta sobre as expectativas que cria sobre os outros.
Claude, kralın olarak, sana Conde ile evlenmeni emredebilirim, ama senden kardeşin olarak bunu rica ediyorum.
Cláudia, como teu Rei, poderia ordenar-te que casasses com Condé. Contudo, peço-te que o faças como membro desta família.
Senden çıksın, tıpkı... -... yetkinlik gibi görünsün.
Vindo de ti, eles entendem como... arrogância.
Bu aldatmacada senden başkasının parmağı varmış gibi durmuyor.
Não faça de conta que este estratagema foi ideia de outra pessoa qualquer.
Senden çok şey öğrenebilir. Özellikle de benim eğitimimden nasıl faydalandığını.
Ela pode aprender muito contigo, principalmente quando se trata de aprender o máximo de mim.
Arkadaşın senden yardım istiyor.
O teu amigo está a pedir ajuda.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]