Tabii ki biliyorum translate Portuguese
308 parallel translation
Tabii ki biliyorum.
Claro que sei.
Tabii ki biliyorum. Ben de öyle söyledim.
Claro que sei, e eu disse a ele...
- Tabii ki biliyorum.
- Claro que sei.
Evet tabii ki biliyorum.
Sim, claro que sim.
Tabii ki biliyorum.
Claro que tenho, senhor.
Tabii ki biliyorum, sen bir balıkçısın.
Excelente! Bem, és uma peixeira!
Tabii ki biliyorum.
Compreendo, com certeza.
- Tabii ki biliyorum.
- É claro que sei o que é.
Tabii ki biliyorum, tahvil departmanının şefiyim.
Claro que sei, sou o chefe do departamento.
Biliyorum, tabii ki biliyorum.
Eu sei. Claro que sei.
Tabii ki biliyorum.
Sei, pois.
- Tabii ki biliyorum.
- Ah pois sei.
Tabii ki biliyorum. Ben bir babayım.
Claro que conheço a sacudidela.
Tabii ki biliyorum.
É claro que eu sei.
Pekala, tabii ki biliyorum.
Bem, claro que eu sabia isso.
Dinle, benim kararım olduğunu biliyorum, o yüzden hayatıma devam etmem kolay oldu, bir de üzerine espriler yapmak tabii ki.
Sei que foi minha decisão e que facilitaria para mim, sabe como é, fazer piadas e tal.
- Tabii ki biliyorum.
- Certamente.
Tabii ki moronun karısına ne dediğini biliyorum.
Claro que sei o que disse o atrasado à mulher.
Tabii ki ne yaptığımı biliyorum.
É claro que eu sei o que eu estou fazendo.
Kime baktığını biliyorum ama,... Zachary'i buradan götürdüler. Tabii ki peşindeki adamlarla çatışmadan,... teslim olmadı...
Sei quem procuras, mas o Zachary não chegou.
- Tabii ki biliyorum.
Claro.
Ülkeniz İngiltere hakkında o kadar az şey biliyorum ki... tabii dünyanın en cesur milleti olduğunuz dışında. Böyle müttefiklerimiz olduğu için çok şanslıyız.
Pouco sei do vosso país, a Inglaterra... só que é a mais valente nação da terra... e que é uma sorte tê-la por aliada.
Tabii ki, her şeyi biliyorum.
Claro, eu sabia de tudo.
Tabii ki kapar, günde 10 sterlin alıyordur, ben sebebini biliyorum.
Deve ganhar dez libras por dia... e eu sei para quê.
- Tabii ki yapmam gerekeni biliyorum.
Eu sabia o abecedário.
Tabii, şimdi biliyorum ki, aybaşı öncesi sendromu yaşıyormuşum.
Agora sei que estava a sofrer da síndroma pré-menstrual.
Biliyorum, Joanne. Tabii ki...
Eu sei, Joanne, claro.
Tabii ki ne istediğini biliyorum. Bana yüz defa söyledi!
Ele disse-me cem vezes o que queria.
Tabii ki onu biliyorum.
Claro que o conheço.
Tabii ki biliyorum.
Claro.
Tabii ki benimle ilgili olmadığını biliyorum. Bu tamamen senin bağlılık korkunla ilgili.
Eu sei, é o teu medo do compromisso.
Tabii ki de halanın onu ısırdığını biliyorum.
Claro que sei que a tua tia o tinha trincado.
Tabii ki de biliyorum.
Claro que sei.
Tabii ki, biliyorum. Saldırganlığının arkasında korkusunu saklamayı seven ahmak bir veletsin. Zararı yok, ama aranıyorsun.
Um idiota que esconde o medo por trás da agressividade.
Tabii ki dinliyorum, ve burada olanları da biliyorum. Ahmak ve tembel insanlar.
Claro que sim, e sei o que aconteceu a essa gente preguiçosa.
Tabii biliyorum ki... Her şey bitti dedik ama... Sen hep kalbimdeydin, Thel.
Eu sei que dissemos que que estava tudo acabado, mas estiveste sempre no meu coração, Thel.
- Tabii ki duyguların olduğunu biliyorum.
Oh, eu sei que tu tens sentimentos.
Tabiî ki biliyorum.
Tu sabes?
Tabiî ki krikonun ne olduğunu biliyorum, Phoebe.
Claro que sei o que é um macaco, Phoebe.
Karıma sahip olduğun için şanslı olduğumu biliyorum - ve tabii ki, böyle bir kayınbaba ve böyle bir cici anneye ve... arkadaşıma da.
na minha madrasta e... na minha amiga.
- Tabii ki nerede olduğumu biliyorum!
- É claro que sei onde estou!
Tabii ki biliyorum.
Se conheço!
- Tabii ki, biliyorum.
- Claro que sei.
Tabii ki İngilizce biliyorum.
Claro que falo inglês.
Merkezi dosyalama mı? Tabii ki nerede olduğunu biliyorum.
E deixas-me de mãos a abanar no caso de uma caça ao tesouro?
- Nina, gergin olduğunu biliyorum. - Tabii ki gerginim Jack.
- Nina, eu sei que estás zangada.
Biliyorum. Tabii ki ben burada yaşamıyorum.
Eu sei, mas não vivo cá.
- Tabii ki aptal olduğunu biliyorum.
- E não me digas que ele não é estúpido. - Eu sei que ele é estúpido.
# # Biliyorum, bu çok üzücü tabii ki
É triste, claro...
Tabii ki hayır. Bunu biliyorum.
- Claro que não, eu sei isso.
Tabii ki. Biliyorum.
- É óbvio, eu sei.
tabii ki 3786
tabiî ki 109
tabii ki evet 16
tabii ki hayır 476
tabii ki seviyorum 29
tabii ki öyle 97
tabii ki var 74
tabii ki istiyorum 19
tabii ki de 45
tabii ki benim 18
tabiî ki 109
tabii ki evet 16
tabii ki hayır 476
tabii ki seviyorum 29
tabii ki öyle 97
tabii ki var 74
tabii ki istiyorum 19
tabii ki de 45
tabii ki benim 18