Tanımıyorsun translate Portuguese
3,465 parallel translation
Bayım beni rahatsız edecek kadar iyi tanımıyorsun.
Senhor, não conheces-me bem o suficiente para incomodar-me.
Çünkü beni tanımıyorsun?
Porque realmente não conheces-me?
Beni tanımıyorsun.
Não me conheces.
Hayır beni tanımıyorsun
Não, você não me conhece.
- Sen beni tanımıyorsun, ben de seni.
Bom, não me conheces nem eu a ti...
Walker'ı tanımıyorsun, John.
Não conheces o Walker, John.
Demek ki beni iyi tanımıyorsun.
Então, claramente, não me conhece assim tão bem.
Kadını tanımıyorsun, adamı da.
Não conheces a mulher e não conheces o homem.
Hayır, onu tanımıyorsun.
Não, não o conheces.
Ah, bir söz verdim ve sana saçma gelecek çünkü beni tanımıyorsun ama ah...
Vai parecer ridícula, porque tu não me conheces.
Beni tanımıyorsun onun için pohpohlamayı kessen nasıl olur Albay?
Você nem sequer me conhece, por que não guarda a bajulação, Coronel?
- Bu çocuğu tanımıyorsun bile.
- Nem sabe quem ele é.
Beni tanımıyorsun.
Não me conhece.
Bunu bilecek kadar uzun süredir tanımıyorsun onu.
Não o conhece há muito.
O zaman Swint'i pek iyi tanımıyorsun ve sanattan da anlamıyorsun.
Não conhecem o Swint muito bem e não percebem nada de arte.
Nasıl bilebiliyorsun ne istediğimi? Beni iyi tanımıyorsun değil mi?
Como podeis saber o que quero se não me conheceis?
Onu gerçekten tanımıyorsun.
Não a conheces de verdade. Ela é frágil.
Yardımcı olmak isterdim, ama beni tanımıyorsun bile.
Adoraria ajudar, mas você nem me conhece.
- Sen, beni tanımıyorsun.
- Não me conhece.
Beni tanımıyorsun.
Você não me conhece.
- Onları tanımıyorsun bile.
- Nem as conheces.
Beni pek tanımıyorsun ve ben...
Mas não me conhece e eu...
İnan bana, bu adamı benim kadar tanımıyorsun.
Confie em mim, não conhece esse homem como eu.
Onu gerçekten hiç tanımıyorsun.
E tu não a conheces mesmo.
Sen de Arlo'yu tanımıyorsun.
- O Arlo não te conhece.
Seni hiç ilgilendirmez. Beni tanımıyorsun.
Acho que não te diz respeito.
Babamı da tanımıyorsun.
Não me conheces. Não conheces o meu pai.
Beni tanımıyorsun bile.
Tu nem me conheces.
Demek onu tanımıyorsun ama hafta sonları alıp götürüyorsun. - Böyle bir şey nasıl oluyor peki?
Não a conhece, mas vai viajar com ela.
Biliyorum, beni o kadar da iyi tanımıyorsun, ama sana bir şey sorabilir miyim?
Sei que não me conheces muito bem, mas posso perguntar uma coisa?
Yanlış anlama ama onu bizim tanıdığımız gibi tanımıyorsun.
Com todo o respeito, não a conheces como nós.
Asıl söylemek istediğim şey, o kızla sevişecek kadar onu iyi tanımıyorsun.
O que quero dizer-te é que não conheces essa rapariga o suficiente para dormires com ela.
Şerifin olmam dışında, beni sosyal olarak tanımıyorsun.
Não me conhece de forma alguma, a não ser como seu xerife.
Onu benim kadar tanımıyorsun.
Não o conheces como eu.
Ömür boyu çalışıp En İyi Orijinal Yabancı Film Tanıtımı için bir Altın Tanıtım Ödülü kazanıyorsun.
Trabalhamos a vida toda para ganharmos um Golden Trailer para o melhor Trailer Original Estrangeiro.
Evet, sanırım, onu herkesten iyi tanıyorsun- -
Bem, acho que...
- Hadi ama adamım, beni tanıyorsun.
Então, meu!
Bu insanları tanımıyorsun Christina.
Tu não conheces esta gente, Christina.
- Kaç kişi tanıyorsun avukatlığını yaptığını söyledi, Çinli ejderha hanımın?
Sabes quantas pessoas me disseram que anda com a advogada, a chinesa?
Ne yapıyorsun? Çıldırdın mı, sen? Bizi tanıyorsun!
O que estás a fazer? Tu conheces-nos.
- Beni tanıdığını mı sanıyorsun?
Conheces-me assim tão mal?
- Onu tanıyorsun sen. - Tamam mı?
Tu conhece-la.
- Beni tanımıyorsun.
Não sabe nada de mim.
Kızımızı evde, hiç tanımadığımız biriyle bırakıyorsun.
Deixas a nossa filha em casa sozinha com uma perfeita estranha...
- Onu uzun süredir tanımıyorsun Diggle.
Há muito que não o vês, Dig.
Adamımız Eddie'yi tanıyorsun.
Agora, sabes o nosso menino Eddie.
Sus bakalım Pongo, Regina'yı tanıyorsun.
Silêncio, Pongo. Conheces a Regina.
Bu bereyi tanıştığımızdan beri takıyorsun.
Tem este trapo... desde o dia em que nos conhecemos.
Shawshank'tan kaçma planları mı yapıyorsun evlat?
Estás a planear a tua fuga de Shawshank, miúdo?
Beni tanıdığını mı sanıyorsun?
Achas que me conheces?
Bir yalancı gördüğümde tanımam mı sanıyorsun evlat?
Pensa que não reconheço um mentiroso quando vejo um?