Uyudugun translate Portuguese
93 parallel translation
Dün gece üstünde uyuduğun adam.
Sou o tipo em que dormiu esta noite.
Sana bakılan ev benimdi, uykunu uyuduğun... ve ilk aşk rüyanın... sonunu gördüğün yer.
Na minha casa foi cuidada e poder dormir, e sonhar até ao fim do seu primeiro sonho de amor.
Uyuduğun an bitersin.
No momento em que tiver de dormir, está acabado.
Kiminle uyuduğun umurunda değilmiş.
Ele diz que não quer saber com quem está a dormir.
O günlerde ölümden korkmuyorduk çünkü içinde yaşadığın ve uyuduğun şeyin olduğun kişiyle bir bağlantısı olmadığına inanırdık.
Nesse tempo, não temíamos a morte porque acreditávamos que o exterior era o que vivíamos e dormíamos, e não tinha qualquer relação com o que éramos.
Uyuduğun koltuk rahatsız mıydı, bayım?
Na cadeira é incómodo, Sr.
Benim anlayamadığım, etraf bu kadar hareketliyken... hangi akla hizmet kanepenin üstünde uyuduğun.
Só não consigo descobrir, com toda a acção que se passa aqui, porque estás a dormir no sofá?
Uyan, hasta olan uyuduğun uykudan.
"Acorde, ou doente. " Você que já dormem.
Ön yargılı biri olmadığını biliyorum. Ayrıca uyuduğun için rahatsız etmek istemedim.
Sei que não tens preconceitos e, além disso, não te quis incomodar.
Bir gece hatırlıyorum, annenle evlendikten çok sonra değildi,... bana geldin ve geceleri uyumaya korktuğunu söyledin. çünkü, bu çok ciddi çocuğun açıklamasına göre, uyuduğun zaman, birileri gelip vücudunu çalarmış.
Uma noite, pouco antes de me casar com sua mãe, veio e me disse que tinha medo dormir, porque, explicou-me, como um menino muito sério, quando se deita, alguém vem e rouba o corpo.
Senin ayakta uyuduğun gibi ben de uyuyarak araba kullanabilseydim, paçayı çoktan kurtarmıştık.
Se eu guiasse a dormir como tu dormes de pé, tínhamos o problema resolvido.
Uyuduğun zamanı biliyorum.
Sabe quando você dorme.
Uyuduğun sürece bırak ta ben kullanayım.
Porque não me deixas conduzir enquanto dormes?
- İş sırasında uyuduğun için.
- Porquê? - Por dormir durante o trabalho.
Uh, bir hayale ne kadar para ayırırdınız? .Bir hotel... yemek yediğin.uyuduğun yerden öte bir yerdir.Orası hayallerin gerçek olduğu yerdir.
Um hotel não é apenas um lugar onde se come e dorme.
Orası gitmeden önce uyuduğun yer.
Era aí que dormias antes de partir.
Uyuduğun sıcak bir yatağın, sevdiğin bir karın, güzel çocukların var.
Você tem uma cama morna para dormir, uma esposa adorável, crianças bonitas.
Yakında... hep uyuduğun kadar iyi uyuyacaksın.
Em breve... dormirás tão profundamente como nunca dormiste.
"Bu kadar sessiz uyuduğun için çok teşekkür ederim."
" Obrigado por ter dormido tão silenciosamente...
Tek başına uyuduğun için, kapını kilitlediğinden emin ol!
Já que dormes sozinha, fecha bem a porta!
Bence bunların hepsi sen kayanın üzerinde uyuduğun için oldu.
Acho que tudo aconteceu porque dormiste em cima de uma pedra.
İşten eve geldiğimde uyuduğun her akşam için seni geçmişte çok tutulduğu kanıtlanmış bir şekilde uyandıracağım.
Por cada noite que adormeces antes de eu chegar acordo-te de uma forma que provou ser muito popular no passado.
Ve binlerce gece birlikte uyuduğun zaman... bebekler hastayken üstün kusmuk koktuğunda ve vücudunun bozulup sarkmaya başladığını gördüğünde... bazı geceler, "Tanrım onunla bir gece daha geçiremem," diye düşünürsün.
E quando já dormiram juntos milhares de noites, e... você cheirava a vômito dos bebês quando estavam doentes... e viu o seu corpo cair e amolecer, e algumas noites você pensa, "Oh Deus, não vou aturar isto mais um minuto".
Uyuduğun müddetçe, bizi tehdit edemezsin.
Enquanto estiver adormecido, não é ameaça para nós.
Sonra uyuduğun zaman, nefes almayı unutursun.
Além disso, se dormires, esquece a comida.
Uyuduğun zaman bir melek gibi görünüyorsun.
Pareces um anjo quando estás a dormir.
Uğruna kanepede uyuduğun kadın mı?
Foi também por causa dela que dormiste na sala?
En son birlikte uyuduğun kadın pilliymiş senin.
A última mulher com quem dormiste funcionava a baterias.
Koynumda uyuduğun günden önce...
Ao anoitecer fica a meu lado...
Uyku uyuduğun yok!
É que não dormes!
Kanepede uyuduğun için üzgünüm.
Pena que teve de dormir no sofá.
Burası da uyuduğun yer.
E aqui é onde tu dormes.
Sen ise çizgi roman okuyorsun ve gece uyuduğun kıyafetlerle ortalıkta dolaşıyorsun.
Tu lês banda desenhada e vestes as mesmas roupas com que dormes.
Viski içemediğin zaman beraber uyuduğun herhangi birisinin nefesinin viski kokması nasıl bir şey, biliyor musun?
Sabes como é cheirar bebida no hálito de alguém com quem dormes quando não podes beber? - Desculpa.
Çünkü ben sadece 1 kez seviştiğin 2 kez de birlikte uyuduğun birisiyim.
Sou apenas alguém com quem tiveste sexo uma vez, e... dormiste duas vezes
Esas ben senin sadece 1 kez seviştiğin 2 kez de birlikte uyuduğun birisi olduğumu sanıyordum.
Na realidade, penso que eu sou que sou a pessoa com quem fizeste sexo uma vez...
Uyuduğun zaman, korumasız olursun.
Quando dormes, estás mais sensível, mais aberta.
Chris, aynı, Santa Claus'un senin uyuduğun zamanları anladığı gibi.... bende senin yalan söylediğin zamanları anlıyorum.
Sei quando me estás a mentir. Tal como o Pai Natal sabe quando estás a dormir.
Ve senin uyuduğun oda var ya... Orası da ben küçükken babamın odasıydı.
O quarto onde tens estado a dormir, era o quarto do meu pai quando ele era criança.
Sen nişanlımla uyuduğun zaman... beni aldatmamış mıydın?
Quando dormiste com a minha noiva, não me enganaste?
Biriyle beraber uyuduğun son zaman...
A última vez que dormiste com alguém...
Sen uyuduğun zaman ben çocuklarını yiyeceğim.
Enquanto dormes, eu como as tuas crianças.
Uyuduğun yer değil, tamam mı?
Não aquela em que dormes.
Ve uyuduğun zaman, uyur uyumaz ışık düğmesi ara, tamam mı?
E assim que você for para a cama... imediatamente antes, procure por interruptores.
Sedyede uyuduğun için olduğunu düşündüm.
Pensei que era por ter dormido na maca.
Sorgulama odasında demek oluyor, uyuduğun yerde değil.
Ou seja, na sala de interrogatório, não nos seus aposentos.
Yanımda uyuduğun için teşekkürler.
Obrigada por dormires aqui.
Geceleri uyuduğun yer, orası korunuyor mu?
O lugar onde dorme durante a noite, é vigiado?
Bence doğruyu söyleyerek başlamalısın. yoksa, sen uyuduğun bir zaman bu odaya gene gelir senin için bir kaç önemli boruyu keser ve ölümünü izlerim, Tom.
E acho que você vai começar a dizer-me a verdade, ou então voltarei aqui quando você estiver a dormir no quarto, e cortarei alguns tubos importantes para vê-lo morrer de verdade, Tom.
Sahiden mi? Erkek arkadaşınla uyuduğun için mi?
Só porque tu dormes com o teu namorado?
İşte hep uyuduğun yer.
Era aqui que dormias.