Uyumam translate Portuguese
1,027 parallel translation
Benim de uyumam gerekiyor.
Está na hora de dormir.
Size kaç defa söyledim sabahları uyumam gerek!
Já te disse de uma vez por todas eu tenho de dormir de manhã!
50 yıldır bu kadar uyumamıştım.
Há 50 anos que não dormia tanto.
Kocam görevdeyken neredeyse bütün gece uyumam.
Fico acordada quase a noite toda, enquanto meu marido trabalha.
Edinburgh'da bile hiç bu kadar güzel uyumamıştım.
Dormi como nunca tinha dormido em Edimburgo.
Hiç bu kadar iyi uyumamıştım.
Pois eu dormi lindamente.
Biraz uyumamın sakıncası var mı?
Importas-te que pare um bocadinho?
Doktor, uyumamı kolaylaştıracak bir şey varmı acaba.
Doutor, se calhar davas-me algum láudano para mais logo.
Ürün çok güzel ama biraz yorgun ve bir-iki haftadır uyumamış görünüyor.
A mercadoria é bela mas parece estar um pouco cansada... Parece que não tem dormido há semanas...
Daha uyumamışsın.
Ainda acordado.
Ağrır tabii herhalde bütün gece uyumamıştır zavallı.
Não deve ter dormido durante toda a noite, coitada.
O zaman, gece boyunca biraz uyumam gerekecekti.
Bem, suponho que devo ter adormecido durante a noite.
Daha iyi uyumamı sağlıyor.
Me faz dormir melhor.
Çarşamba günleri genellikle uyumam, çünkü 10 : 45'i kaçırmamam gerek.
Às quartas-feiras não me costumo deitar porque tenho de apanhar o comboio das 10h45m.
Kum aşağı biriktiğinde uyumam gerekiyor.
Quando a areia estiver em baixo, tenho de adormecer.
Bir yerde uyumam gerekiyordu ve bir oda seçtim.
Tina que dormir algures e escolhi um quarto ao calhas.
Eğer uyumam seni rahatsız ediyorsa, bana söylemeye çekinme.
Se te incomodo roncando, não me faça saber isso.
Dün gece odasında uyumamış.
- Não, e a cama estava arrumada.
Dinlenmek için bir hafta uyumam.
Não preciso de uma semana para recuperar.
Açık havada uyumam gerekmiyor.
Não há necessidade de dormir ao ar livre.
Nerede uyumamı istersin?
Onde eu deveria dormir?
Ekselansları, hiç uyumamış.
Excelência, ele não dormiu nada...
Seninle uyumamı ister misin?
Queres que fique contigo?
Dört gün hiç uyumamıştım.
Não dormíamos há quatro dias.
Uyumam lazım.
Tenho que dormir.
Tanz'ın süitinde uyumamı istiyor.
Quer que durma na suíte do Tanz.
Acemi dükkancılar, muhallebi çocuğu çiftçiler, hayatları boyunca ahırdan daha büyük bir yerde uyumamış, ve gideceği istakemeti bulmak için ağacın yosun tutmuş tarafına bakmayı bile bilmeyen insanlar.
Comerciantes inexperientes, agricultores da cidade, gente que nunca dormiu em nada mais grande que um celeiro, nem viu a geada junto a uma árvore para saber que caminho tomar. Não.
Evet. Sırayla uyumamız lazım.
Não é o mesmo que dois homens a atirar um no outro no meio da rua.
Ama şimdi uyumam lazım.
Mas faria, eu tirar um cochilo, por uma hora.
Uyumam lazım.
Tenho de dormir.
- Sonra birkaç kadın buluruz. - Uyumamız gerek.
Depois arranjamos umas gajas...
Duramayız şimdi, silah deposuna gitmeliyiz. Biraz uyumamız gerek.
Não podemos parar, temos de chegar à Armory para eu poder dormir um pouco.
Alçakta uyumam gerektiğini biliyorsun.
Sabe que tenho de dormir em baixo.
Bu şartlar altında uyumamı nasıl beklersiniz anlamıyorum.
Como posso pensar em dormir... com tudo isto a acontecer, doutor.
Cebimde 20 sterlinle o berbat yerde uyumam kadar değil!
Não tão estranho como eu dormir num albergue quando tinha dinheiro.
Yıllardır bu kadar iyi uyumamıştım.
Há anos que não dormia tão bem.
Birkaç saat uyumamın sakıncası olmazdı. Uyumak mı?
Posso retirar-me e dormir algumas Dormir?
Tükendim, hiç uyumamış gibi hissediyorum.
Parece-me que não dormi nem um segundo! ...
Şimdi, uyumamız gerek, hepsi bu.
Agora dormiremos e pronto.
Bu adam gece uyumamış.
Não dormir toda a noite.
- Kamp ateşi yok, yani uyumamış.
Não sinais de fogueira onde pessoas dormirem.
Bir haftadır hiç uyumamış gibisin.
Parece que não dormiste.
Biraz uyumam lazım.
Tenho de dormir.
- Yetmiyorsa git yan kapıda dilen çünkü sabah 7'de kalkacağım bu yüzden biraz uyumam lazım.
- Sim não chega, Vá pedi-lo ao quarto do lado, porque eu levanto-me ás 7 : 00 e tenho que dormir um pouco. De outra forma...
- İyi uyumamışsın.
Não dormiste bem.
Ayrı ayrı uyumamız mı gerekiyor?
Mas temos mesmo de dormir separados?
Yıllardır böyle rahat bir uyku uyumamıştım.
Há anos que não tenho um descanso decente.
Dikkatli uyumamızı söylüyorlar.
Estão a dizer para não dormirmos profundamente.
Birisinin yanında uyumam gerek.
Está uma noite horrível.
- Hemen uyumam. Düşünürüm.
Não durmo, penso!
Biraz uyumam gerek.
Bom, vou dormir.