Yaklaşıyorsun translate Portuguese
253 parallel translation
Sorunlara kafanda bir buz torbasıyla yaklaşıyorsun.
Tenta resolver os seus problemas com um saco de gelo sobre a cabeça.
Hayır. Yanlış yaklaşıyorsun Martha.
Não, abordagem errada, Martha.
Yaklaşıyorsun.
Se calhar.
- Doğru. Gezegen katiline tehlikeli bir şekilde yaklaşıyorsun.
Aproxima-se perigosamente do assassino de planetas.
Yaklaşıyorsun.
Pode ter alguma relação.
Kısıtlanmış bir bölgeye yaklaşıyorsun!
Você está-se a aproximar de uma área restrita!
Bu olaya çok kişisel yaklaşıyorsun.
Está a levar para o lado pessoal.
Giderek yaklaşıyorsun.
Está a ficar mais quente.
Yaklaşıyorsun kardeşim.
Estás mais perto, irmão.
Yaklaşıyorsun ama... içkiden fazlasını da ikram edecekler, değil mi?
Estás mais perto, mas elas não vêm só entregar garrafas, pois não?
Olaya bilimsel olarak mı yaklaşıyorsun, yoksa yine duygularına mı kapılıyorsun?
Estás a ser objectivo em relação a isto, ou sentimental?
Bir konvoya yaklaşıyorsun.
Vais apanhar um comboio. Muita atenção.
Probleme eski kafayla yaklaşıyorsun.
Acabaste de descrever um problema tão antigo como o Homem.
Çok yaklaşıyorsun!
- Continue a disparar!
Hayır, ama yaklaşıyorsun.
Não, mas está a ficar quente.
Zemine yaklaşıyorsun!
Aqui vem o chão!
Kötü sona yaklaşıyorsun, eminim.
Vais acabar mal. Tenho a certeza.
- Yaklaşıyorsun.
- Estás a aquecer.
Yaklaşıyorsun.
Perto disto.
Yaklaşıyorsun.
Não, estás a inventar.
Avucunun içi gibi dostum. Zum diye yaklaşıyorsun!
É como teres a palma da mão a vir ter contigo!
- 22 knottan yaklaşıyorsun.
- A 22 nós. Está alto.
JoAnne, bir devlet soruşturmasına karışmakla kitaptaki ifadeye tehlikeli şekilde yaklaşıyorsun.
Está perigosamente perto daquilo a que o regulamento chama... "interferir numa investigação do governo".
- Yaklaşıyorsun. - Biz sadece...
Estás a chegar perto.
- Yaklaşıyorsun, yükselmeye devam et.
Estás quase. Continua a subir.
Yaklaşıyorsun.
Estás cada vez mais perto.
- Daha da yaklaşıyorsun.
- Cada vez mais quente.
Belki de olaya yanlış yaklaşıyorsun.
Talvez esteja a fazer isso mal.
Sen onun bu iyiliğine benden daha az şüpheci yaklaşıyorsun.
Considera-o mais desinteressado que eu.
25 yaşını gören çete liderleri olmaz. 20 yaşına yaklaşıyorsun.
Os chefes de bando não chegam aos 25 anos. Você tem quase 20.
Gittikçe yaklaşıyorsun ama ben nasıl görünüyorum?
Está a aquecer, mas como estou eu?
Sen bu olaya duygusal yaklaşıyorsun.
O caso está quase resolvido.
Bir dinozora yaklaşıyorsun, bir Carina...
Aproximas-te de um carina...
İyi gidiyorsun. Yaklaşıyorsun.
Estás a ir bem.
Meşru bir isteğe alaycı yaklaşıyorsun.
Pois, responde a um pedido legítimo com sarcasmo.
Yani, bazen kanunların arkasında durmak kolay olmuyor, fakat gün be gün, oraya daha da yaklaşıyorsun
Bem, por vezes não é fácil de manter a lei, mas para lá caminhamos um dia de cada vez.
# Zamanı geliyor, yaklaşıyorsun #
Vai virar realidade
Ne yaptığını sanıyorsun? Neden bana hep bu şekilde yaklaşıyorsun?
Porque me apareces assim de repente?
Bu şekilde mi tanrılara yaklaşıyorsun?
Será que assim te aproximas mais dos deuses?
Benim gördüğüm dünyada Rockefeller Center'ın yıkıntıları arasında bir geyiğe yaklaşıyorsun sessizce.
No mundo que antevejo, somo como um alce que deambula pelas florestas do Grand Canyon à volta das ruínas do Centro Rockefeller.
Yaklaşıyorsun.
A aproximares-te.
Yaklaşıyorsun.
Estás a ficar mais perto.
Sana yöneltilen söylentilere romantik bir şüpheyle mi yaklaşıyorsun?
Quer comentar os rumores sobre a sua ligação sentimental com o suspeito?
Biraz daha sola. Yaklaşıyorsun.
Estás perto... continua.
Jace, çok yaklaşıyorsun.
Chase, está muito perto!
Tommy, niye gizlice yaklaşıyorsun?
Tommy, porque assustas as pessoas?
Yalnız mı kalıyorsun? Yaklaşık evet.
- Estás a morar só por enquanto?
- Kaç yıldır burada çiftçilik yapıyorsun baba? - Yaklaşık 12 yıldır.
- Durante quanto tempo trabalhou antes de ter sua granja?
- Yaklaşıyorsun.
Em breve.
Yaklaşıyorsun ama biliyorsun ki Candice hafta sonu Summer Free'ye gitmezse karın hemen yasal işlemlere başvurabilir.
Terias melhores fundamentos.
Yaklaşık 20 yıl önce oynadığım bir adamı hatırlatıyorsun.
Faz lembrar-me um fulano com quem joguei há uns 20 anos.
yaklaşık 83
yaklaşıyor 99
yaklaşın 139
yaklaş 303
yaklaşma 142
yaklaşıyoruz 63
yaklaşıyorum 20
yaklaştık 32
yaklaşıyorlar 62
yaklaşmayın 75
yaklaşıyor 99
yaklaşın 139
yaklaş 303
yaklaşma 142
yaklaşıyoruz 63
yaklaşıyorum 20
yaklaştık 32
yaklaşıyorlar 62
yaklaşmayın 75