Yakında translate Portuguese
27,599 parallel translation
- Yakında öğrenirsiniz.
Irão descobrir em breve.
Etrafına baktığında varmış gibi gözükmüyor fakat umut çok yakında gelecek.
Sei que não parece se olharem em redor, mas... a esperança em breve chegará.
Bir yıl sonra Paul Spector olmuştum. Belfast'ta yaşıyordum. Yakında evlenecektim.
Um ano depois eu era o Paul Spector, a viver em Belfast, prestes a tornar-me um homem casado com um filho.
Velayet davası yakında başlayacak. Merak ediyorum acaba- -
O julgamento da guarda de Sofia começa em breve, e pensei...
Yakında ebeveyni olacağınız çocuğu.
Uma criança que em breve será sua enteada.
Telefonunu yakında tut ki ne zaman geleceğini haber vereyim, tamam mı?
Mantem o telefone por perto, e eu aviso-te quando puderes entrar, está bem?
Dünyanın yok edicisi insanoğlu yakında tükenecek.
Destruidor da Terra, o homem estará extinto, muito em breve.
Başkan Sam Talbot yakında burada olacak.
O Prefeito Sam Talbot irá chegar muito em breve.
Veer saa hukuk sınavı baskısı ve yakında sonuçları olacak.
Veer fez uns exames e os resultados sairam rápido.
Para kaybediyoruz. ARPANET yakında kullanımdan kalkacak.
A ARPANET logo ficará obsoleta.
Yakında dönerim. Sadece kralın yüzüğünü öpmem gerek.
- Não demoro, vou ao beija-mão.
Çok yakında buraya bilgisayarlarımız kurulacak ve burada sayısız anlaşma, sonsuz hata düzeltmeleri ve güncellemeler yapacağız.
Em breve haverá acordos de hardware e apertos de mão, troubleshooting sem fim e upgrades.
Şuan sadece 56 Kilobit, ama yakında T1 seviyesine yükseltilecektir.
Para já são apenas 56K, mas tudo aponta para um upgrade de T1.
100 mil yakında bulunan herkes nükleer erimeye yakalanacak.
Todos num raio de 100 milhas vão ser apanhados na fusão nuclear!
Merak etme, acın yakında dinecek çünkü vücudundan çıkan her bir gama radyasyonu seni ölü gibi yapacak.
Não te preocupes, a dor passará em breve, porque drenar cada fragmento de radiação gama vai deixar-te muito morto.
Yakında boşanacağız.
Vou me divorciar logo.
Ödeyecekler, yakında.
- Olá, mana. - O quê?
Umarım öyle olur Titus fakat unutma ki yakında sana destek olmak için orada olacağım.
Espero que sim, Titus. Mas fica a saber que em breve estarei aí com reforços.
Yakında iniş yapacağız.
Devemos aterrar em breve.
Yakında evim yıkılacak.
A minha casa será demolida em breve.
Biz de yakında oraya gideceğiz.
Vamos para lá em breve!
Yakında dönecek.
Ela já volta.
Yakında öğreneceğiz
Vamos descobrir.
Yakında demek istediğimi göreceksiniz.
Vocês vão perceber, daqui a nada.
Pete yakında gelir. İşime dönmeliyim.
O Pete não vai demorar, eu devia voltar ao trabalho.
Söz veriyorum yakında öğreneceksin.
Prometo que, não tarda, vais descobrir.
Ama umut ışığı onların tatlı mı tatlı erzakları yakında kıyıya vuracaktı.
Mas, pelo lado positivo, os doces mantimentos deles chegariam em breve a terra.
Yakında sen de inanacaksın.
E em breve tu também acreditarás.
Umarım yakında öğreniriz.
Espero que tenhamos uma resposta em breve.
- Yakında döneriz.
- Voltamos depressa.
O yakında.
Ela está próxima.
Tamam mı? Polisler yakında burada olacaklar. Sana neler olduğunu soracaklar.
Vou levar-te à tua mãe, mas preciso que faças uma coisa muito importante, está bem?
Marcus yakında burada olur.
O Marcus deve estar a chegar.
Herkes yakında gerçeği öğrenecek.
Todos saberão a verdade em breve.
Yakında görüşürüz.
Vemo-nos em breve.
Arkadaşım yakında burada olacak.
O meu amigo chega daqui a pouco.
Eğer yakında haber alamazsak işin içine polisi dahil edeceğiz.
Ou então chamamos a polícia e sei o que andas a fazer.
Aslında ben pek yakın sayılmam.
Sabes, não ando muito por perto.
Aslında yakın olmamızı isterdim ama en sevdiğimiz kitaplarla başlayarak kocamın cinsel organına doğru çıksak daha iyi olur.
Eu gostaria que fôssemos próximas, talvez possamos falar de livros favoritos e depois avançar até aos órgãos sexuais do meu marido.
Kralın şatosunun yakınlarında büyük ve karanlık bir orman varmış. Ve bu ormanda yaşlı bir ıhlamur ağacının altında bir kuyu varmış.
Nas imediações do castelo do Rei havia uma enorme floresta negra, e nesta floresta, debaixo de uma velha tília, havia um poço.
Penny'le beraber Preminger yakınlarında bir yer bulduk.
A Penny e eu encontrámos um apartamento.
Ve Peder Pete'de yakında burada olacak.
O Padre Pete chegará em breve.
Rafinerinin yakınında Arktik Paralel tarafsız bölgesi bulunuyor.
A refinaria faz fronteira com a zona neutra do Paralelo Ártico.
ARQ'a enerji sağlayan aslında bu yakıt hücreleri.
Essencialmente, estas células de combustível alimentam o ARQ.
ARQ da karşılığında yakıt hücrelerini şarj ediyor.
Por sua vez, o ARQ recarrega as células de combustível.
Döngü sıfırlandığında yakıt hücrelerinin şarjı oluyor.
Quando a repetição reinicia, ainda estão carregadas.
Şimdilik deneme aşamasında, yakın zamanda hepsi buraya geçmiş olacak.
Para já é só interno, mas vamos fazer de tudo para colocá-lo aqui.
NexaCo adındaki yakıt şirketi hakkında ne biliyorsun?
Parece estar tudo ótimo. A Agnes é completamente saudável.
Kirk'ün yakında geleceğini söyledik.
Tem um minuto?
Quay yakınlarında tadilatta olan bir kilise var.
À igreja em obras em Quay.
Onu yakınında tut
Não a largues.