Yakınlarda translate Portuguese
1,849 parallel translation
- Ben bir şey yapmadım. Yakınlarda.
- Não fiz nada de mal, ultimamente.
Bize yarın katılmayı umuyorsa yakınlarda olmalı.
E deve ser perto se ele espera que nos juntemos a ele amanhã.
O yakınlarda yaşıyor.
Vive aqui perto.
Bir nehir görüyorum bir köprü ve yakınlarda bir tren ve... ve arka planda havlayan bir köpek.
Vejo um rio, uma ponte e um comboio a aproximar-se. E um cão a ladrar num pátio de uma casa.
Yakınlarda bir tesis olması gerekiyor.
Sim, bem, há um mercado nalgum sitio por aqui.
Santa Mira'nın yetkisi yakınlarda tamamlandı ve Tayvan'a satıldı.
O Santa Mira foi posto fora de serviço e vendido a Taiwan.
Yakınlarda.
- É perto daqui. - Brighton.
Yakınlarda olmak için aptal olmalı.
Ela teria sido estúpida em ficar por aqui.
Frank, yakınlarda iyi bir lokanta var mı?
Frank, há por aqui algum bom restaurante?
Belki daha yakınlarda bir şeyler aramalısın.
Talvez devesses procurar alguma coisa mais perto de casa.
Yakınlarda ol ve saklan, gözlerini ve kulaklarını iyi aç.
Fica por perto e esconda-te. Mantém olhos e ouvidos abertos.
Yakınlarda ara verecek miyiz?
Falta muito tempo para o intervalo?
Kristal haritası çok yakınlarda.
O mapa para o crucible está ao nosso alcance.
Yakınlarda bir yerde olmalı.
Ela tem de estar por perto.
- Harita yakınlarda.
O mapa está perto. O mapa?
Me-sa hayvancıklar yakınlarda olduğundan, güvenli olduğunu biliyordu.
Eu saber que era seguro, como as bestas estavam por perto.
- Yakınlarda bir yerlerde olmalılar.
- Ele tem de estar em algum lugar perto.
- Yakınlarda Steve'i gördün mü?
Tens-te encontrado com o Steve ultimamente?
Yakınlarda dersi saat 15 : 00'da biten bir yoga stüdyosu arıyoruz.
Procuramos um centro de ioga nas proximidades com uma aula que termine por volta das 15 horas.
Yakınlarda bildiğim çok iyi tanık koruma yerleri var.
Temos um óptimo local a sul.
Yakınlarda mı yaşıyorsun?
Mora aqui perto?
Yakınlarda, değil mi?
Está perto, não está?
Yakınlarda büyük bir bomba var.
" Há uma bomba muito grande por perto.
- Yakınlarda TV var mı?
- Estás perto de uma televisão?
Yakınlarda bir kurban var.
Perto há presas.
Yakınlarda keşfedildiği üzere, somon balıklarının beyninde pusula gibi çalışan küçük demir parçacıkları mevcut. Dünyanın manyetik alanı, bu parçacıkları yönlendirerek balıkların tam olarak nereye gitmeleri gerektiğini gösteriyor.
Só recentemente se descobriu que o cérebro do salmão contém partículas de ferro, que actuando como uma bússola, o ajuda a navegar pelos campos magnéticos da Terra e a encontrar o seu caminho.
O nasıl uygun görürse ama en azında yakınlarda olmayı istiyorum.
Como lhe der mais jeito. Mas, eu gostava de ficar por aqui, por perto.
Buraya yakınlarda sizin için çok daha rahat odalar bulduk...
- Encontrámos aposentos mais confortáveis.
- Hayır. Yine de bileşenlerin yakınlarda olabileceğine dair olumlu bir belirti.
Bem, é uma boa indicação que os componentes talvez existam aqui.
Geçitten geçtiler ve hemen yakınlarda, yerde bir tane daha buldular.
Eles atravessam e já lá está uma, no chão, não muito longe do Stargate.
Çavuş Greer, yakınlarda bir mağara bulmuş.
O Sargento Greer encontrou uma caverna aqui perto.
Yakınlarda deniz aşırı bir seyahate çıkayım, diyorum. Bunu da yanımda götüreceğim.
Espero atravessar o Atlântico em breve e levo esta comigo.
Yakınlarda olduğunu söyle bana.
Espero que estejas a ligar para dizer que estás a chegar.
Yakınlarda olursam, kendimi daha iyi hissedeceğim.
Traz o teu telemóvel. Eu sinto-me mais confortável se ficar por perto.
Yakınlarda.
Por perto.
Yakınlarda bir yerde olabilir.
Tem de estar por aqui perto.
- Yakınlarda.
- Está aqui perto.
Yakınlarda bir şey aldınız mı?
Existem algumas compras recentes?
Fakat yüzlerce yıllık bu haritanın yaratıcıları, yakınlarda keşfedilmiş dağları ya da nehirleri nereden biliyorlardı?
Mas ao contrário de outros mapas daquele tempo, este mostra massas de terra ainda inexploradas.
Yaralı bir askerim var, yakınlarda araç yok, fakat onu götürmem gerekiyor.
Tenho um soldado ferido, sem viaturas por perto, ou teria levado uma.
Yakınlarda olmalı.
Deve estar por perto.
Yakınlarda kalem yok.
Está bem? Não tenho uma caneta perto de mim.
Yakınlarda olmalılar.
Eles têm de estar por perto.
Ayrıca Debbie, merak ediyordum daha sonrası için planın var mı çünkü yakınlarda güzel görünen bir İtalyan restoranı var.
Também, Debbie, estava a pensar o que vais fazer depois logo porque há um restaurante italiano aqui ao lado que parece bom.
Ben yakınlarda olacağım.
Estarei por perto.
Fişekler ancak yakınlarda onları görebilecek birisi varsa işe yararlar.
Isso só resulta quando existe alguém nas proximidades para os ver.
- Biz onu helikoptere yüklerken rakibinin yakınlarda olduğunu hissetmiş olmalı.
- Deve ter sentido a proximidade... do adversário quando a carregámos para o helicóptero.
Denizde iki haftadan sonra, radar ekranında, yakınlarda bir balıkçı teknesi görünüyor.
Depois de duas semanas no mar, o radar indica que um barco de pesca está próximo.
Yakınlarda bu tanıma uyan bir hastanız oldu mu?
Teve recentemente algum paciente que encaixe nesta descrição?
Kesinlikle yakınlarda dev bir bulut var!
Deve estar uma nuvem grande por perto.
- Sonra da yakınlarda bir yere atmıştır.
E o ex-namorado? Sabemos o primeiro nome, Brent.
yakın 111
yakında 470
yakında görüşürüz 149
yakından 16
yakında bitecek 16
yakın onu 19
yakın zamanda 23
yakına gel 23
yakında burada olur 18
yakınlaş 16
yakında 470
yakında görüşürüz 149
yakından 16
yakında bitecek 16
yakın onu 19
yakın zamanda 23
yakına gel 23
yakında burada olur 18
yakınlaş 16