Yapacaksin translate Portuguese
129 parallel translation
- Ne yapacaksin?
- O que vai fazer?
Owen, ºimdi ne yapacaksin?
Owen, que vais fazer agora?
NasiI yapacagini bilmiyorum ama bir ºekilde yapacaksin.
Nao sei como o vais fazer, mas vais faze-lo de alguma maneira.
Payina düºenle sen ne yapacaksin Mungo?
O que vais fazer com a tua parte, Mungo?
- Dedigimi yapacaksin!
- Faça o que lhe digo!
Aynisini tekrar yapacaksin.
Vais voltar a fazer o mesmo.
Bu oyun için mi yapacaksin?
Por que farias...? Por causa desta peça?
- Neye bakiyorsunuz? - Ne yapacaksin?
Que vais fazer?
Peki bunu ne yapacaksin ha?
Que queres fazer com ele?
Sen ne yapacaksin?
E tu, que pensas fazer?
Komünyonu ne yapacaksin bakalim?
Com que então, vais fazer a 1ª Comunhão?
Daha iyi oynamalisin Ne zaman hata yapsan 40 kere çök-kalk yapacaksin.
Não quero ficar cego. Estou comovido. - Cada vez que falhares, 40 abdominais.
Bir gün sende yapacaksin.
Um dia, farás o mesmo.
O zaman ben böyle... - Sen ne yapacaksin?
- O que é que faria?
Öbür türlü ne yapacaksin?
O que vais fazer?
Ne yapacaksin?
Que vais fazer?
- Sen ne yapacaksin?
- E você que vai fazer?
Bu sabah baska neler yapacaksin?
Que vais fazer durante o resto da manhã?
Benim için kopya yapacaksin.
Vai fazer-me cópias.
Hadi olum yapacaksin.
Okay, vocês podem fazer isso. vamos lá.
Hadi bakalim buna ne yapacaksin, Cougars.
Venha e pegue este, Cougars.
Sen ne yapacaksin?
Que vais fazer?
- Simdi, onunla ne yapacaksin?
E vais cortá-la com?
Ne yapacaksin, kesicek misin?
Vão preparar-lhe uma cilada?
PEKi... NE YAPACAKSIN?
Então que vais fazer?
BERGDE NE YAPACAKSIN?
Que é que vais lá fazer?
AMA YAPMAN GEREKENi YAPACAKSIN.
Faz como quiseres.
Peki ne yapacaksin?
E o que é que vais fazer?
Peki bunu nasil yapacaksin?
- Interessante. E como o fará?
- Ne yapacaksin?
- Angie, que vais fazer?
Ne yapacaksin?
- O que vais fazer?
Söyle Lauren, bu gece ne yapacaksin?
Então Lauren, que fazes esta noite?
Evet Terry, bu yaz ne yapacaksin.
Então Terri conta-me, que vais fazer este verão?
- Ne yapacaksin?
- O que vais fazer?
Rol yapacaksin, degil mi?
Vai ser só a representar, não é?
Bunu nasil yapacaksin?
Como vais fazer isso?
Bana santaj mi yapacaksin?
Vais chantagear-me?
Bana santaj mi yapacaksin, Dennis Reynolds?
Vais chantagear-me, Dennis Reynolds?
Ne yapacaksin, suratina yumruk mu atacaksin?
Que vais fazer? Socá-lo?
Bu seyle ne yapacaksin?
O que vamos fazer com isso?
Sen yine de yapacaksin.
Você irá apenas fazer isso.
Günün geri kalaninda bebek bakiciligi yapacaksin.
Vais fazer de ama-seca o resto do dia.
Ne yapacaksin?
O que vai fazer?
Ve bunu yapacaksin.
E confrontá-lo tu irás.
Hımm, peki taşla ne yapacaksin?
O que vai fazer com a jóia?
- Ne yapacaksïn?
- O que vais fazer?
Keşke sen... Saçîma ne yapacaksîn?
Que vais fazer?
Hadi Stu, yapacaksîn!
Vais conseguir, Stu!
Peki ne yapacaksin?
Que vais fazer?
Dolayisiyla söyle yapacaksin!
Então é isto que você irá fazer!
Bu da kötuye isaret. Butun kazma isini sen yapacaksin.
Vais ter de escavar sozinho.