Yapar mısınız translate Portuguese
574 parallel translation
Bana büyük bir iyilik yapar mısınız efendim?
Faz-me um grande favor pessoal?
Garson, fıttırıklara servis yapar mısınız?
Empregado, pode servir as nozes.
Yani, konuklara fındık servisi yapar mısınız?
Ou seja, pode servir as nozes aos convidados?
- Rumba yapar mısınız?
- Sabe dançar rumba?
Benim için bir şey yapar mısınız?
- Sim. - Faz-me um favor?
Siz yapar mısınız?
Pode fazê-lo?
Şu işi bırakıp bana bir iyilik yapar mısınız?
Conseguem empatar os patetas por um bom bocado?
Bunu yapar mısınız? Mesaj nedir?
Qual é a mensagem?
Bana bakın Bayan Ralston, bana büyük bir iyilik yapar mısınız?
Agora, Menina Ralston, Poderia fazer-me um grande favor?
- Yapar mısınız?
- Importa-se?
- Bana bir iyilik yapar mısınız?
- Fazia-me um pequeno favor?
İşlemlerini hemen yapar mısınız?
Despache isso, está bem?
Evet. Bana bir iyilik yapar mısınız?
Pode me fazer um favor?
Resim yapar mısınız?
- Gosta de pintura, Srta. Morton?
- Benim için bir şey yapar mısınız?
Quer fazer-me um favor?
Ben de Amerikalıyım, bana bir ayrıcalık yapar mısınız?
Um minuto para um colega americano, Sra. Emery?
- Bir iyilik yapar mısınız sör?
- O senhor fazia-me um favor...?
- Çocuğa bir sandviç yapar mısınız?
Senhora. Senhor? Pode fazer um sanduíche para o miúdo?
Bana bir iyilik yapar mısınız?
Faça-me um favor, está bem?
- Bizim için bir şey yapar mısınız?
- Fazia-nos um favor?
Yapar mısınız?
Gostaria que eu o fizesse?
- Karşılığında bana bir iyilik yapar mısınız?
- Pode fazer-me um favor em retorno?
Siz gidip kendi partinizi yapar mısınız?
E se levassem a a vossa festa para outro lado?
Bu tür şeyler yapar mısınız?
- Costuma fazer isso?
İsyancı faaliyetlerinin bizi nasıl etkileyeceği konusunda yorum yapar mısınız? - Tabii.
Talvez quisesse discutir a situação da actividade rebelde e o que isto pode significar para os nossos negócios.
- Bay Smolikoff, bir iyilik yapar mısınız?
Sr. Smolikov, pode-me fazer um favor?
Bu arada, bir iyilik yapar mısınız?
Entretanto, fazem-me um favor?
Kaydınızı yapar mısınız?
Importa-se de se registar?
Gorillere bir gösteri yapar mısınız?
Podes distrair os germânicos por um momento?
Kayak yapar mısınız?
Você faz esqui?
Yaşlı bir adam için böyle küçük bir iyilik yapar mısınız?
Fará tão carinhoso gesto... pela alma de um velho?
Yeterli bozuk param yok, bu konuşmayı ödemeli yapar mısınız?
Não tenho trocos que cheguem. Pode fazer a pagar no destino?
Nükleer bir saldırı yapar mısınız?
Isso significa um ataque nuclear?
- Hepiniz şahitlik yapar mısınız?
- Todos sao testemunhas?
Bir ayarlama yapar mısınız, doktor?
- Não pode combinar qualquer coisa?
- Bunu sık sık yapar mısınız?
- Fazem isto muitas vezes?
- Evet, lütfen yan odaya servis yapar mısınız?
- Ponha tudo na sala, por favor. - Perfeitamente, senhor.
Lütfen kaydınızı yapar mısınız, Dorothy?
Queira registrar-se, Dorothy.
Bana plomeek çorbasından yapar mısınız?
Faz-me daquela sopa plomeek?
Lütfen bir açıklama yapar mısınız?
Pode fazer uma declaração?
-... bir iyilik yapar mısınız?
- Um favor.
Size söylenileni kişisel duygularınız ve fikirleriniz olmadan yapar mısınız?
Vocês cumprem ordens sem sentimentos ou opiniões pessoais?
Bana bir iyilik yapar mısınız, efendim?
O senhor faria-me um favor?
Başka bir iyilik yapar mısınız, efendim?
Pode fazer-me outro favor, senhor?
Bunu bir Komançi'ye yapar mısınız, efendim?
Como Comanche, que combina comigo.
Bunu gerçekten yapar mısınız?
Fariam mesmo isso?
Spor yapar mısınız, genç bayan?
Adoro caçar e amo esportes.
- Bana bir iyilik yapar mısınız?
- Importa-se de me fazer um favor?
Bunu nasıl yaparız umurumda değil ama o kadını bu işin dışında tutalım.
Arranjamos uma solução mas deixamo-la fora disto.
Sizlerle iş yaparım fakat sahte tavırlarınız ve kendinizi ve, kahrolası ailenizi şerefliymiş gibi tanıtmanız canımı sıkıyor.
Faço negócio consigo, mas desprezo o seu disfarce, a sua desonestidade e a de toda a família.
Pers Çarşısı müziğini çalarsanız ben striptiz yaparım, hem de en alasını!
Se puserem a música do Mercado Persa, dispo-me eu, sou boa nisso.