Yarım saat içinde translate Portuguese
552 parallel translation
Eğer yarım saat içinde buradan gitmezse,... polisi arayacağımızı söyle ona.
Vai e diz-lhe que se não sair daqui para fora em meia-hora, chamamos a polícia para o pôr na rua.
Otobüs yarım saat içinde kalkıyor.
Partimos daqui a meia-hora.
Yarım saat içinde paramı ödeyecek misin yani?
- O quê, vai pagar-me dentro de meia hora?
Yarım saat içinde artık Bay ve Bayan Warriner olmayacağız.
Dentro de meia hora, já não seremos marido e mulher.
Yarım saat içinde, havaalanında olmalıyım.
Prometi estar lá daqui a meia hora.
Ona yeni bir oyuncak aldığımızda yarım saat içinde hurdaya çeviriyor.
Compramos-lhe um brinquedo novo e passado meia hora está desfeito.
En geç yarım saat içinde eve gelmiş olurum.
Estarei em casa no máximo dentro de meia hora.
Yarım saat içinde feragat belgesini imzalamış olursun.
E antes de uma hora assinaria uma confissão.
Yarım saat içinde oradayım.
Daqui a meia-hora, estou lá.
Yarım saat içinde kendisi burada olur.
Mas ele chega dentro de meia-hora.
Yarım saat içinde kafa derimiz yüzülmüş olur.
Éramos escalpados em meia hora.
Yarım saat içinde işim hakkında bir ömür boyu Ellie'ye anlattığımdan daha çok şey anlatmıştım ona.
Em meia hora, contei-lhe mais sobre os meus negócios... do que a Ellie a vida toda.
Onlara Bay Tatum'un yarım saat içinde konuşmaya hazır olacağını söyleyin.
Diga-lhe o que Sr. Tatum estará pronto para falar daqui a meia hora.
Yarım saat içinde gelmezsen, oraya gelip her şeyi anlatırım!
Se não estiveres aqui dentro de meia hora, vou aí e conto tudo! A sério.
Gelse de gelmesede yarım saat içinde istasyondan ayrılıyoruz.
Partimos daqui a meia hora, quer ele esteja ou não.
Kane yarım saat içinde ölü biri olacak.
Kane vai morrer dentro de meia hora.
Yarım saat içinde terlemeye başlar.
ele começará a suar daqui a meia hora.
Yarım saat içinde Francesca ile Rocca'nın yerinde buluşuyorum.
Vou ter com a Francesca dentro de meia hora e...
Yarım saat içinde zirvede olurlar efendim. Bence 20 dakika.
Chegarão ao cimo dentro de meia hora.
Tucker, gece hemşiresi şu an yanında ve Perkins yarım saat içinde burada olur. - Diğer doktorlar kadar iyi biri.
Tucker está com ele... e Perkins chegará dentro de meia hora.
Tucker'ın mesaisi yarım saat içinde bitiyor.
Tucker acaba dentro de meia hora.
Yarım saat içinde Dutch şüphelenmeye başlayacaktı.
Em meia hora, Dutch começaria a suspeitar.
Son sahnenin çekimi için yarım saat içinde stüdyoda olmalısın.
Tem que estar no estúdio em meia hora para filmar a última cena.
Yarım saat içinde, Julien.
Em meia hora, Julien
Yarım saat içinde tren kalkacak.
O trem sai dentro de meia hora.
Yarım saat içinde üç adamımı kaybettim!
Perdi 3 homens em meia hora! Então!
Sandra Lee'yi tanıyor musun? Yarım saat içinde hepiniz gideceksiniz. Yoksa kıçınıza tekmeyi basarım!
Daqui a meia hora têm de desaparecer, caso contrário, mando-vos embora aos pontapés.
Yarım saat içinde Jerry ikimize omlet yapıyor olabilir.
Daqui a meia hora, a Jerri estará a estrelar ovos para ambos e...
Taarruz ayın altısında gerçekleşecekse yarım saat içinde emir verilmeleri gerek.
Tem de receber a ordem na próxima meia hora... Para o assalto ter lugar no dia 6.
Odaya çıkarım, bir şişe maden suyu isterim kız şişeyi getirir... yarım saat içinde buradan ayrılırız.
Ela leva-as lá, em meia hora saímos.
Yarım saat içinde üç kat inip, meydanı geçip, otobüs bekleyip Larry'nin oraya yetişmem gerekiyor.
Tenho de descer três andares, atravessar a praça, apanhar o autocarro e ir ter com o Larry. Falamos depois.
O yarım saat içinde öldü.
Ele resistiu meia hora.
Sizi yarım saat içinde bekliyorum.
Estarei lhe aguardando em meia hora.
Yarım saat içinde burada olmalı.
Ele deve chegar... daqui a meia hora.
Ve sen onun yarım saat içinde geleceğini mi söylüyorsun?
E chega daqui a meia hora?
Hiçbir eğitim uçuşuna katılmadın. Yarım saat içinde havalanacağız.
Não participaste em nenhuma missão de treino.
Oyun dışı kalan biri yarım saat içinde para bulup oyuna geri dönebilir.
Quem for eliminado tem meia hora para arranjar dinheiro e voltar.
- Yarım saat içinde, Pat.
- Meia hora, Pat.
Eğer dilerseniz, bir araba çağırırım ve yarım saat içinde Batı Berlin'de olursunuz. Bilmiyorum.
Se quiser, daqui a meia hora está em Berlim Ocidental.
O zaman belki sizi yarım saat içinde arayabilirim?
- Queria falar consigo.
Yarım saat içinde gitmek için hazır olur mu?
É capaz de o ter pronto para sair daqui a meia hora?
Yarım saat içinde.
Dentro de meia hora.
Yarım saat içinde dönerim demişti.
Prometeu regressar dentro de meia hora.
Programa uyarsak, sistemim çocukları yarım saat içinde yatağa sokacak. Sonra sıra bizim.
Se seguirmos como vamos, estarão na cama em meia hora.
- Charles beni yarım saat içinde bekliyor.
- O Charles espera-me dentro de meia hora.
Jetin deposu dolu ve yarım saat içinde kalkışa hazır olmalı.
O jacto tem de estar pronto a partir dentro de meia hora.
Yakıtı dolu ve yarım saat içinde kalkacak bir uçak olmalı.
O jacto tem de estar pronto a partir dentro de meia hora.
Onun birkaç saat içinde yarım düzine faşisti öldürdüğünü gördüm.
Eu o vi matar meia dezena de facistas em uma tarde.
- Yarım saat içinde beni görsünler.
- Sim, senhor.
Yarım saat içinde burası Almanlarla kaynıyor olacak.
Vai estar apinhado de Alemães dentro de meia hora.
Eğer dans edecekmiş gibi hissediyorsam, bu yarım saat içinde hazır olur.
Estou com vontade de fazer uma dança, ficará pronta em meia hora.
yarım saat 69
yarım saat sonra 44
yarım saat önce 29
yarım saat mi 17
içinde 110
içinde ne var 103
içinde ne vardı 18
yarım 17
yarım milyon 19
yarım saat sonra 44
yarım saat önce 29
yarım saat mi 17
içinde 110
içinde ne var 103
içinde ne vardı 18
yarım 17
yarım milyon 19