English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ Y ] / Yeter ama

Yeter ama translate Portuguese

891 parallel translation
- Yeter ama, ben gidiyorum.
- Estragaste tudo.
Yeter ama. Karımsın dedim.
Agora, páre com isso.
Bu kadar eğlence yeter ama şu anda saklanıp, bizi gözetleyen 20 kişi olduğunu garanti ederim.
Gosto de me divertir, mas garanto-te que há 20 pessoas escondidas a observar-nos.
Yeter ama kızım, acıklı sızlanmaları bırakın bir kenara.
Já chega, deixe-se de lamurias.
- Artık yeter ama.
- Oh, não! Agora chega!
Ama bir şey istemiyorum. Sana yakın olayım yeter.
Só que me deixes ficar contigo.
İngilizce konuşamıyorsan, Arapça konuş ama yeter ki konuş.
Se não fala inglês, fale árabe, mas fale!
- Bu sefer gördün ama. Yeter.
- Viu-o agora e chega.
- Ah, lütfen, nazik olmayın. Çok kibarsınız... -... ama örtüyü değiştirseler, yeter bana.
- É muito gentil da sua parte, mas vai ficar tudo bem quando trocarem a toalha.
Ama eğer bir gün arabaya ihtiyacınız olursa, Albay, haberim olsun yeter.
Mas se precisar de um carro novo, Coronel, só me faça saber.
- Hiçbir şey, lağım gibi aklı olan insanlara yeter. - Angharad mı? - Ama o hiçbir şey yapmadı ki!
Mas ela não fez nada.
- Ama sana söyledim- - - Yeter.
- Mas acabei de lhe dizer...
Yeter! Bırakın şunu. Peki ama nasıl öldü?
Queridas, como é que ele morreu?
Ama o montu geri istiyorsanız, size Cenaze töreni için, sevgili Wick hiç çiçek istemiyorum, birkaç iyi söz söylenmesi yeter.
Agora, se quiser o casaco de volta, posso...
Yeter mi? - Ama sana bir şey kalmadı? - Hayır, param var yine.
Para o jantar preciso de...
- Yeter artık ama.
- É suficiente.
Bu bazılarına yeter belki. Ama bana artık yetmiyor.
Talvez seja o bastante para alguns, mas para mim já não é.
Yeterince sabırlı davrandım ama artık yeter...
Tive muita paciência, mas agora chega!
Hadi ama gelin de kontratı imzalayalım. Bir imzanız yeter.
Vamos assinar o contrato.
Kimi istersen yolla, büyükbabanı, amcanı... ama yeter ki git!
Pode chamar o seu avô, o seu tio, quem quiser, mas vá-se embora!
Bizimkilerden verirdim ama bizi bahara çıkarmak için zar zor yeter.
Gostava de dar-vos alguma da nossa, mas mal nos dá até chegarmos à Primavera.
Ama kullanabiliyorsan bir tane yeter,... 15 adımdan sonra.
Mas só precisas de uma se souberes usar... a 15 passos.
Tabii ki, Zampano, o Rosa gibi değil. Zavallının biri ama iyi bir insan ve itaatkar. Karnının tok olması yeter ona.
É claro, Zampano, ela não é a Rosa, mas é boa rapariga e disciplinada, apenas um pouco estranha, mas se comer bem todos os dias, ela melhora.
Ama bir tanesi bile yeter.
Mas uma cidade assim é suficiente.
Ne istiyorsanız yapın ama yeter ki onlardan kurtulun.
Façam o que quiserem, mas livrem-se deles.
Seni ele vermedim, yalan da söylemedim. Arkanda durdum. Ama artık yeter.
Não lhe disse que mentiu, e o apoiei, mas já chega!
Ama bu kadar yeter.
Chega dessa.
Ama beni kırbaçlanmaktan kurtarmaya çalıştığını unutmadım. O sözleşmeye hürmet edeceğim. Yeter ki bir daha iyi niyet safsatalarını duymak zorunda kalmayayım.
Mas não me esqueci da surra da que me tentou salvar... assim vou respeitar o contrato enquanto não ouça... nada mais a respeito de honra.
- Bay Searcy, bu kadarı yeter! - Ama...
- Sr. Searcy, já basta.
Aynen. Ama sana bir yumruk yeter!
Mas batemos-te de uma vez só.
Beni vurabilirler ama namluya tek bir dokunuş yeter.
Eles podem acertar-me, mas só tenho de apertar o gatilho.
Ama yeter ki benimle çalış.
Mas por ora trabalha comigo.
- Yeter ama.
- Já chega!
Güzel bir partiydi ama yeter.
Foi uma linda festa, mas agora chega.
Ama artık yeter buna daha fazla katlanamam!
Sou o primeiro a admiti-lo antes que mo digam os outros.
Pahalıdır ama belki paran yeter.
É muito caro. Talvez não possa pagar.
Ama torunumun gözünde yaktığın ışık yeter.
Mas o brilho que você acende nos olhos da minha neta já me basta.
Şakayı anlamadım ama yeter.
Não sei que piada privada é esta, mas já chega.
O pano müstehcen! Farkında değilsiniz ama bir bakış yeter! - Neden?
... e esse pôster é manifiestamente obsceno... você não se dá conta, mas basta olhando-o, Por Deus!
Ama bana bebeğimin gözlerinde parlayan ışık yeter.
Mas a minha garota tem 25 anos E acho que nem a Virgem Maria Das igrejas
Ama bir Iitre var, yeter de artar.
Tem um litro.
Oyunlar bir süreliğine iyidir, ama yeter artık.
As manias, aguentam-se um pouco mas agora estou farto.
Ama tatlı ölüm sizi paklamazsa Kuzey Vietnam'daki gibi acılı ölüm de olur, ama güneyde tatlı ölüm yeter.
Mas se uma morte doce não vos satisfaz, têm uma morte violenta, como no Vietname do Norte. Ma no Vietname do Sul basta uma morte doce.
Sev beni, benden nefret et, öldür, ne olursa. Yeter ki göster bana.
Ama-me, odeia-me, mas prova-me que estás aí.
Haydi ama! Yeter artık!
Deixem-se disso!
- Ama senin yeter, baba. Neden?
Mas tu, Pai, porquê?
bunca tehlike ve serüven yeter artık durulup evlenme zamanı... karım dikiş dikip bana yemekler yapar hep hizmetime koşar... sonra kafamı şişirip dır dır eder hababam azarlar... sürekli para ister hayatı bana dar eder... en iyisi bu konuyu bir daha düşüneyim... evlilik hayatı benim neyime gözüme uyku girer hiç değilse... dünyada hiç kimsem yok ama artık birileri olmalı... acaba nasıl dost kazanıp insanları etkileyebilirim?
com tantas penas dores é melhor assentar e ter uma mulher que cozinhe e cosa as meias e faça tudo o que eu pedir que me aborreça e repreenda o dinheiro que ela gastava e a tristeza que me dava o melhor é pensar nisto outra vez podem ficar lá com a mulher que eu prefiro descansar só no mundo sem ninguém é melhor começar já como se fazem amigos e se movem influências?
Ama bu bile yeter.
Bastará.
Ama bu bana yeter!
Mas bastará!
Bir şey bulamamış olabilirsin, ama sana neler söyledi onu söyle yeter.
Se não tens nada, o que é que ele tem a dizer?
Ama durumun bu olduğuna yemin etti ve bizim Dinsy söz konusu olunca bu bana yeter.
Mas deu-me a palavra dele em como era esse o caso e isso para mim chega com o velho Dinsy.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]