Zararları translate Portuguese
399 parallel translation
Trompetler göklerdeki zararları haber veriyordu.
Eis o chamamento dos clarins para os perigos ofegantes do céu.
O yarasaya zararları dokunmaz.
Elas não conseguem ferir aquele morcego.
Ben gidiyorum. Seni tanıdığımdan beri oluşan zararları telafi etmek için New York'a dönüyorum.
Vou voltar nem que seja para concertar o mal que você causou.
Zararların derecesine yol açan...
A extensão dos danos é causada por...
Bu doğru değil. Size zararları dokunmadı.
Eles não lhe fizeram mal...
Eğer araziyi verip zararlarını karşılarsan temyize itiraz etmezler.
Se entregar a terra e indenizá-los, eles não vão contestar a apelação.
Zararlarına karşılık ufak bir yardım.
Uma pequena ajuda em troca de algumas das suas perdas.
Aunt'un parmaklarını doğradığı adamotu ve diğer zararları.
A tia com a sua mandrágora, os dedos cortados...
Zararlarını karşılamaktan memnun olacaktır.
Ficará satisfeito de o indemenizar.
Zararlarımı karşılayacağım.
Penso recuperar o que me pertence.
Bu korkunç bir şey. General De Gaulle'in askeri delegesine göre ayaklanmanın zararlarından kaçınmayı emretmelisin.
Isso é terrível. está incumbido de evitar uma revolta a qualquer custo.
Kaptan Kirk ve çok çekici kaptanının, zararlarından bizi sorumlu tutacaklarını düşünüyor musun?
Achas que o Capitão Kirk e aquele oficial tão atraente nos acharão responsáveis pelos danos?
"'Yani gerçekten kastettiğiniz, bu zararları ve tazminatı... "'... ödemeyeceğiniz mi?
"Deve tratar-se de algo muito grave para que o senhor se tenha recusado a pagar os custos do julgamento."
- Zararları yok.
- Não são más.
Eğer zararlı gezegenler ters yörüngedeyse, ki Saturn de zararlı bir gezegen, bu gezegenlerin zararları daha da artar.
"O retrocesso de um planeta malévolo, como Saturno..." "... aumentarão o feitiço ".
İyiyim ben. Bana bir zararları dokunmadı.
não eu estou bem eles não me machucaram
İnsana zararları var mı?
São seguros?
- Kimseye bir zararları yok.
- Não estão a fazer nada de mal.
Janet, zararlarını telafi edeceğim.
Janet, eu vou cobrir as suas perdas.
Zararların telafisi, daha sonra reddedildi.
As acusações foram-lhe mais tarde retiradas.
Zararların telafisinin reddi üzerine Macar Hükümeti, resmi bir protesto yolladı.
O governo Hungaro formularam um protesto oficial... respeitando à anulação dessas acusações.
Baban mağazasındaki zararların karşılanması için banka hesabını boşalttı.
Teu pai limpou a tua conta para pagar os danos da loja.
İnsanların zararlarından veya boşanmalarından besleniyorsunuz.
Voces vivem dos danos pessoais, de divórcios.
Zararlarını bildiğiniz halde ısrarla bunu yapmakta ısrar ediyorsunuz. Al. Yap o halde.
Tu sabes o mal que isso te faz ainda assim tu insistes em fazer isso, logo... fá-lo.
Hükümetin bütün zararları karşılayacağını garanti ederim.
O governo pagará todos os danos causados.
Zararlarımızın tazmin edilmesini istiyoruz.
Francamente, Sua Excelência, queremos indemnizações.
Belki değil, fakat benim ırkımın bu çocuğa verdiği bazı zararları düzeltme zorunluluğu hissediyorum.
Talvez não, mas sinto-me na obrigação de desfazer alguns dos estragos que a minha raça provocou a este rapaz.
Biliyorum, babamın zararsız olduğunu düşünüyorsun, fakat hatalısın. Tamamen üzerimde psikolojik zararları var.
Sei que o achas inofensivo mas enganas-te, anda a causar-me danos psicológicos irreparáveis.
Zararları karşılamanız kabulümdür. Cezaya gelince.
Eu aceito o pagamento, mas quanto ao castigo...
Belki de yaptığı silahın neden olduğu zararları geriye döndürmeye çalışıyor, fakat çok içten görünüyor, Neelix, ve bu noktada, kuşku duymam için hiç bir neden yok.
Talvez queira pagar dentro do possível o dano que causou com essa arma. As suas intenções parecem sinceras e não tenho motivo para duvidar dele.
O zıkkımın zararlarını biliyor musun?
Sabes o mal que isso te faz?
Philip, ultraviyole zararları olmadan, güneşte bronzlaşmışım gibi görüneceğini söyledi.
O Phillip diz que dá a aparência como se estivéssemos ao sol, sem as consequências perigosas.
Çok gözlü olmanın zararları.
Alguma coisa a ver com olhos compostos.
- Bana verdiğin zararlar canıma yetti.
Raios. Era só o que me faltava.
Ayrıca size hatırlatmakla yükümlüyüm, böyle ezici büyüklükteki bir şahitler grubu... şan ve şerefinize büyük zararlar verebilir.
Minhas ordens são para lembrá-lo, com o máximo de veemência, do dano que provas como estas fariam ao seu nome e à sua reputação.
Verdiğiniz zararlar için.
Por perdas e danos.
Bu tavırları onlara büyük ahlaki zararlar verdi. Onlar Alman kalesinin duvarlarının üzerindeymiş gibi görünmüyorlar.
Não parece que nos poderiam conduzir através das fortificações alemãs.
Muhtemelen gemiyi kurtardım, büyük zararlar verebilirdi.
Devias agradecer-me, talvez pudesse ter feito estragos.
Sen ve kaçık cücelerin 21 puan öne geçtiğinizde mahkûmlara mümkün olduğunca ağır zararlar vermenizi istiyorum.
Quando tu e os teus atrasados mentais tiverem os 21 pontos, quero que tentes magoar os reclusos tanto quanto for possível.
- Evet, şey zorla alınan paralar faizler, zararlar, yan giderler ve tahsilat hizmetimiz için ufak bir ücret dahil 166.200 $.
- Bem, no total, incluindo somas injustamente apropriadas, juros, danos, despesas, e uma pequena taxa pelo nosso serviço de cobrança, são 166.200 dólares.
Hoşuma gitmeye başladı. Yarında kaçarız! Ekselanslarına çok büyük hakaret etmiş olmanıza, ve elektrik sistemimize büyük zararlar vermiş olmanıza rağmen
Mesmo que vocês tenham ofendido Sua Excelência, e irresponsavelmente danificaram nosso sistema elétrico, queremos dar-lhes mais uma oportunidade.
biriminin prestijini artıkmak ve şüpheli deneyleri için fon almak amacıyla kasıtlı olarak erkeklerin zararlarını abartıyor.
Eu protesto! Essas são acusações infundadas! A genética é a mais importante das ciências, queiram as pessoas ou não.
Ama belediyeye resmi şikayette bulunup uğradığım zararlar için dava açacağım.
Mas farei queixa pelos danos morais.
Çok ciddi zararlar vereceğiz.
E vamos causar grandes danos.
Başka yerlerine ne zararlar vereceğini düşün.
Imagina os danos noutras partes do corpo.
Kutu başına 50 cent ödemeye ve ceza gerektiren zararlar ve zihinsel ızdıraplar için 2000 dolar ceza aldı.
Tem de pagar 50 cêntimos para substituir as latas... e 2,000 dólares de danos punitivos e angústia mental.
Kanunsuzlara büyük zararlar verdim.
Eu estava a bater forte no crime.
Meydana getirmiş olduğum bütün zararlar için özür dilemek istiyorum. Özellikle de o zamanlar bana çok yakın olanlardan.
Gostaria de me desculpar pelo dano que porventura causei a muitos de vós esta noite em especial aos que estavam parados perto da curva.
Bilgisayar korsanlarının topluma verdiği zararlar gittikçe artmaya başladı...
Há outros hackers desejosos de causar estragos no ciberespaço...
Hey, kredi kartınızı isteyecektim. Oda parası, telefon konuşmaları, odadaki zararlar vesaire.
Ah, preciso do seu cartão de crédito, para chamadas interurbanas, danos no quarto, etcetera.
Önemsemediğimiz küçük şeyler ona büyük zararlar verecek.
Pequenas coisas que para nós são simples, afectam-no de verdade.