English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ Z ] / Zoruna

Zoruna translate Portuguese

61 parallel translation
Zoruna giderdi, değil mi?
Interessa-te, não é?
Bütün paramla dört raunt dayanamayacağın üzerine bahse girdiğimde de... zoruna gitmedi!
Não te incomodou que eu tivesse apostado até ao último cêntimo, dizendo que não passarias do quarto assalto!
Ayrıca, annem duyar ve zoruna gider.
Além disso, a mãe vai ouvir-vos e ficar zangada.
Bir Japon kızı ile evlenmek istemem zoruna gidiyor mu?
Enoja-te a ideia de me casar com uma japonesa?
Lisa, sorulara cevap vermek zoruna gidiyorsa..... cevabı ben söyleyeyim sana..... New Orleans savaşı.
Lisa, se te tivesses preocupado em fazer os trabalhos, sabias que a resposta é : "A Guerra De Nova Orleães".
"Küçümseme" gibi zoruna "gülümseme" yi buldum.
Uma rima inocente. Para "desprezo", "teso".
Sana hiçbir halt göstermek zoruna değilim.
Não tenho de mostrar nada!
Zoruna gitmeye başladıysa ben de başka bir yere giderim.
Se vai ser atrevida, eu vou negociar com outro.
Bağırmak zoruna değilsin, seni duyabiliyoruz.
Tudo bem, não precisa de gritar, podemos ouvi-lo bem.
- Birileri birşey yapmak zoruna
Não está certo. Alguém tem que fazer alguma coisa...
Tahta tabii zoruna mı gitti?
Estás ofendido?
Evet, eminim ki tecavüze uğrayıp senin durdurduğun... yerin 2 mil ilerisinde öldürülmek de o kadının zoruna gitmiştir!
Bem, tenho a certeza que ela não concordou em ser assediada sexualmente e que a matou a 3 km do lugar onde a mandou parar!
Bu, babaannenin zoruna gidiyordu.
E era difícil para a tua avó também.
- Zoruna gittiğini anlıyorum, Berta. - " Berta omurgasını doğrultmayıversin.
"Que importa se a Berta precisa que lhe endireitem a coluna?"
- Bu zoruna gitmiyor mu?
- Não vês um problema nisso?
- Zoru zoruna Bay Luvin.
Não é bem isso, Sr. Luving.
Eğer bir şey son derece travmatikse, şiddetliyse veya haz doluysa bizim bütün gerçekliğimizi paramparça eder ve sonuç olarak kurgulamak zoruna kalırız.
Se algo se torna muito traumático, muito violento, ou até muito cheio de gozo, as coordenadas de nossa realidade se estremecem. Precisamos transformar isso em ficção.
Bana "baba" demek zoruna mı gidiyor?
Por que não tentas tratar-me por Pai?
Bu çok zoruna giderdi.
Custava-lhe imenso.
Bunun, gencin zoruna gittiğini söylemek biraz hafif kalır.
Digamos que o tipo ficou bastante marcado.
Zoruna mı gitti?
Então, não consegues?
Tahta tabii. Zoruna mı gitti?
No trono pois com certeza.
Zoruna mı gitti?
Não te agrada?
Bir telefon açmak zoruna mı gitti?
Não conseguias atender a porcaria do telefone?
- Sana ve şövalyelerine ihtiyacım olmadığını söylemek zoruna gitmeyecektir herhalde.
nem dos vossos cavaleiros.
Yoksa senin mi zoruna gitti?
Estás a desafiar-me?
Çok zoruna gidiyor olmalı. Neden bahsediyorsun be?
Não pode conduzir, perdeu a sua independência.
Delinin zoruna bak.
É de doidos.
Belki, uyduruk peruklu yaşlı bir adamın onu aptal durumuna düşürmesi zoruna gitti.
Talvez ele não o tenha perdoado. Talvez tenha ficado embaraçado que um velhote com uma peruca horrível o tenha feito fazer figura de idiota.
Bu senin hiç zoruna gitmedi mi?
- Não levaste a mal?
Sanırım elin erkeklerine oral çekip para kazanmam zoruna gidiyor.
Acho que ele prefere pagar do que pensar que ando a fazer broches por isso.
Haberlerde duyunca eminim çok zoruna gitmiştir.
Estou certo de que ficou arrasado quando soube.
Viper. Zoruna mı gitti?
Ei, Viper, chupa aqui!
Patlatırız böyle. Zoruna mı gitti?
Toma!
Ablam ve abim Chris eğitim kampına.. ... gitmek zoruna kadar hep geldi..
Os meus irmãos vinham sempre nesses, até o Chris ter de ir para o campo de treino.
Yani diğerlerinin onun geleceğini belirlediği duygusu hep çok zoruna giderdi.
Daí sempre houve esse sentimento de indignação... De submissão ditando o que tinham que fazer.
Eğer okursam ve berbat çıkarsa onun duygu sömürülerine katlanmak zoruna kalırım ve eleştiri yapmak zorunda kalırım.
Se eu o ler e for uma merda, tenho que tolerar as tentativas patéticas dele e dar-lhe feedback.
Zoruna gittiğini biliyorum ama böyle şeyler olabilir. Özellikle temsilcilere.
Sei que está a ser difícil para ti, mas estas coisas acontecem, especialmente aos agentes.
Senin yanında duygusallaşması zoruna mı gitti, Phil?
É difícil para ti, Phil, ele ter um sentimento à tua volta?
Bazılarımız yerinden bile kıpırdamadan kapış kapış giderken senin mülakata girmek için yalvarmak zorunda kalmak zoruna mı gidiyor?
É difícil para ti, ter de suplicar por entrevistas, enquanto outros são desejados?
Elbette Edna'nın geri gelip birden bire baş leydi hizmetçisi olması Anna'nın zoruna gitmiştir, anlıyorum.
Compreendo que tenha sido desagradável para a Anna quando a Edna voltou e se tornou criada pessoal da senhora.
Reddington'ın çalışmak için seni değil de beni seçmiş olması zoruna gidiyor.
Não lidas bem com o facto do Reddington querer trabalhar directamente comigo em vez de contigo.
Zoruna mı gitti?
- Ficaste ofendido?
Sadece bir makineysen, neden emirlerimi almak zoruna gidiyor?
Porque é tão difícil para ti aceitares as minhas ordens se és só uma máquina?
"Ta, ta, ta, zoruna mı gitti?" Ne demek oluyor bu?
ta ta ta "estão agitados", o que é isto?
Zoruna mı? Suçu bizim üzerimize attılar.
"Agitados".. eles culparam-nos.
Genelde en kolayından en zoruna doğru ilerleriz ama madem bu sene geleneklere karşı geliyoruz benim en sevdiğim güçle başlayalım.
Geralmente, vamos da mais fácil à mais difícil. Mas como estamos a quebrar a tradição, vamos começar pela minha preferida, a telecinesia.
Kararları alan kişi olmak, ve sırtında bu yükü taşımak zoruna gidiyor değil mi?
É difícil, não é? Ser aquele que decide. Ter esse fardo, carregar essa cruz.
Zoruna gitmesin söyledikleri.
Não o deixes afetar-te.
Ancak Sigel'ın zoruna gideceğini ve yardımı kabul etmeyeceğini söylüyor.
Mas ela pensa que o Sigel Tomará isso como uma ofensa E vai resistir a esta ajuda.
Hey, illa savaş olmak zoruna değil.
Isso não tem que ser uma guerra.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]