Çalişti translate Portuguese
69 parallel translation
Yani bu küçük sürüngenler bizi çapraza almaya çalişti..
Entaão aquele patife tentou nos trair
İNTİHAR ETMEYE Mİ ÇALIŞTI?
"2 dias antes : tenta suicidar-se?"
Bu ülkenin çocuklarinin topladigi bozuk paralardan... büyük bir kazanç saglamaya çalisti.
Ele fez planos para ter lucros de niqueis e cêntimos juntados pelos miúdos deste país.
Acil alan 26'ya inmeye çalisti.
Tentou aterrar na pista de emergência 26.
- Vanalar nasïl calïstï?
- Como estiveram as válvulas?
Bana saldirmaya çalisti.
Ele tentou atacar-me.
.. Noel Baba olarak da çalisti.
Conheci-o como Pai Natal, nos Samaritaine.
- Hiç! Tüm seyircilerin önünde beni sikmeye çalisti sadece.
Nada, tentou apenas foder-me perante o público!
Suç hayatina atilmadan önce 1931'de bir kafede çalisti.
Em 1931 trabalhou num café, antes de iniciar a sua carreira no crime.
Beni öldürmeye çalisti.
Tentou matar-me.
Beni öldürmeye çalisti yahu.
Porque é que tentou?
Onun anlattiklarini hafife almak istemem, ama annem de çok çalisti. Hala da çalisir.
Não é que lhe queira roubar mérito, porque isso é impossível, mas vou falar do muito que a minha mãe trabalhou, e ainda trabalha :
Ne oluyor? Motor çalisti mi?
Que diabo aconteceu?
Hey, teneke adam çevrimiçi çalisti.
Olha para o gráfico dele.
Beni öldürmeye çalisti.
Ele ia-me matar.
- Bilmen gerekir, bu ortagin bizi öldürmeye çalisti.
Devia saber que o seu sócio tentou matar-nos.
Babam, yayin agindan teklif gelene kadar 10 yil çalisti. Teklif gelince üzerine atladi.
O meu pai trabalhou 10 anos até as TVs o chamarem... e, quando o fizeram, ele agarrou a oportunidade.
enim kemiklerimi kirmaya calisti. Ben izin vermedim.
Ele tentou me quebrar todos os meus ossos para me tirar do jogo.
Cok calisti ve kendi hayatini yavrularinin... hayatini garantiye almak icin feda etti.
Trabalhou afincadamente e sacrificou-se para garantir a sobrevivência das crias.
Sadece biri beni oldurmeye calisti.
- Não, mas alguém quis matar-me.
COK FAZLA CALISTI, VE ANNEM ONU TERKETTi,
Trabalhou tanto que a minha mãe o deixou.
Jimmy'i bicaklamaya calisti.
Acabou de apunhalar o Jimmy!
Beni öldürmeye çalisti.
Trata de me matar.
- Beni öldürmeye çalisti.
- Tratou de me matar.
Bir kac ise yaramaz aktor bozuntusu beni ezmeye calisti. İslerini cok ciddiye aliyorlar!
Fui quase passado a ferro por uns actores estúpidos que levam isto muito a sério.
Babam Martin Luther King için çalisti. Annem bir hukuk profesorü.
O meu pai trabalhou para o Martin Luther King e a minha mãe é professora de Direito.
Terry o bölüm için çok çalisti. Söylemeyi hak ediyor yani.
Tem trabalhado muito, ele merece-o.
Gobi'nin her yerinde çalisti. Pazarliklari yürüttü.
Trabalhou em todo o Gobi a negociar com as equipas locais.
Tamam... Dennis'in annesi benimle sevismeye calisti.
A mãe do Dennis tentou fazer sexo comigo.
Dün ikimizi de öldürmeye çalisti, buna ne dersin?
Bom, tentou matar-nos aos dois, ontem, por isso, há esse caso.
Evet, yani bana anlatmaya çalisti.
- Sim, ele tentou explicar-me, mas não percebi... - Claro que não.
Aksam yemegi saatinde yine çalisti tabii ki.
Passou a hora de jantar a trabalhar.
Evet. Hahamlar yuzyillar icinde bu yasaklamalari getirerek dinlenme gununu korumaya calisti.
Ao longo dos séculos, os rabinos estabeleceram algumas proibições para tentarem proteger o dia do descanso.
Siz buna ele gecirmek diyorsunuz. Bence onlar Islam'i yaymaya calisti.
Você chama-lhe conquista, mas acho que eles queriam espalhar o islamismo.
8,000 insan calisti Auschwitzde.
8,000 pessoas trabalhavam em Auschwitz.
Ama varsayalim, bir sekilde calisti ve adayi tasidik.
Mas suponhamos que de alguma forma funciona, e nós deslocamos a ilha.
Arkamdan beni zehirlemeye çalisti!
- Annie, só aumentaste o volume.
- Ne oldu? Bir adamla buraya geldim ve bana arkadan girmeye çalisti.
Vim aqui com um indivíduo, mas ele queria-o meter no cu.
inanmaya çalisti, ve ben ayrica üzgünüm.
Tentaram fazer-te acreditar disso, e a mim também. Eu lamento muito.
Aptallar oglunu öldürmeye çalisti.
Os idiotas tentaram matar-lhe o filho.
Amanda Clarke çalisti.
Foi a Amanda Clarke.
MASUM KARIN MI? BUYULERIYLE TUM HIBORYA'YI KOLE YAPMAYA CALISTI.
A tua esposa inocente... suavemente escravizou toda Hyboria, com bruxaria.
Kirmizi solucanlarim bu sene fazla çalisti.
As minhas minhocas vermelhas fartaram-se de dar este ano.
Kapida bekleyen evsiz sarapçilar çaldiklari geri dönüsüm kutularini sarapla takas etmeye çalisti.
Mendigos bêbados a dormir na porta a tentar trocar materiais recicláveis por bebidas.
Bu benim için çalisti.
É o rádio do carro! É o rádio do carro!
MOTOR ÇALIŞTI
MOTOR LIGADO
Sanirim. Ben giderken beni tuttu ve iliskimizin gerçek olduguna beni ikna etmeye çalisti.
Quando estava a sair, ele tentou agarrar-me e convencer-me que a nossa relação era real.
Bizi öldürmeye çalisti. Quinn onu kullaniyor.
O Quinn transformou-a.
Bizi öldürmeye çalisti, Chuck.
Ela tentou matar-nos, Chuck.
Acikca goruluyor ki, Biri beni oldurmeye calisti.
Alguém tentou matar-me, obviamente.
Van Pelt e-postanin izini sürmeye çalisti ama bir yere varamadi.
A Van Pelt tentou descobrir a origem do e-mail, mas não deu em nada.
çalıştım 51
çalıştı 29
çalıştır 90
çalıştırın 19
çalıştır şunu 20
çalışıyorum 310
çalışma 18
çalışıyor 250
çalışmak 46
çalışıyorsun 24
çalıştı 29
çalıştır 90
çalıştırın 19
çalıştır şunu 20
çalışıyorum 310
çalışma 18
çalışıyor 250
çalışmak 46
çalışıyorsun 24
çalış 161
çalışıyordum 70
çalışmıyor 158
çalışıyor musun 55
çalışıyoruz 40
çalışacağım 46
çalışkan 20
çalışmaya 17
çalışırım 44
çalışın 67
çalışıyordum 70
çalışmıyor 158
çalışıyor musun 55
çalışıyoruz 40
çalışacağım 46
çalışkan 20
çalışmaya 17
çalışırım 44
çalışın 67