Ölmeden önce translate Portuguese
3,056 parallel translation
Brennan, kurbanın ölmeden önce çiftçi pazarında kendi elma püresini satıyormuş.
A Brennan disse que ela foi ao mercado vender puré de maçã, na manhã antes de morrer.
Likördeydi. Kurbanın ölmeden önce içtiği içtiği son şey.
A última coisa que a vítima bebeu.
Bu davayı kontrol edin, Lucky ölmeden önce onu saf dışı bıraktığımı göreceksiniz.
- Aquela queixa? Pode verificar, foi retirada muito antes do Lucky morrer.
Birkaç yıl önce o ölmeden önce büyük babamın bana söylediği bir şey her şeyi netleştirdi.
Há uns anos atrás, mesmo depois dele morrer, o meu avô disse-me uma coisa que tornou tudo claro.
Üsteğmen Torres ölmeden önce, bayağı bir saldırıya maruz kalmış.
O Tenente Torres sofreu uma grande agressão antes de morrer.
Maw Maw da ölmeden önce yapacaklarını hallediyordu.
A Vó estava a reunir tudo o que queria fazer antes de morrer.
İnsanlar ölmeden önce içlerini dökmeye meyilli olurlar.
As pessoas tendem a revelar muito sobre si mesmas, quando vão morrer.
Ayrıca Hawaii'ye gelmek Morty'nin ölmeden önce yapacağı şeyler listesindeydi.
Além disso, visitar o Hawaii estava na lista do Morty. Sabes uma coisa?
Aslında kemikler ölmeden önce yerinden çıkarılmış.
Na verdade, os ossos foram deslocados antes da morte.
Başka birisinin o kasalardan birisine girdiğini söylüyorsanız benim tahminim Carter ölmeden önce ailesine biraz para bırakmak için sırrını o adama anlattı.
Se está a dizer que alguém arrombou um desses cofres acho que o Carter aproveitou a chance de ganhar dinheiro para a família antes de morrer. Vendeu o segredo ao tipo.
Belki şartlı tahliye kurulu ölmeden önce seninle görüşür.
Talvez a junta para condicional o receba antes de morrer.
Ufak yabancı spor bir araban vardır muhtemelen. Ya da kapısı olmayan, bagajında sörf tahtası bulunan bir Jip'in vardır. Ölmeden önce yapman gerekenler listende de en başta Ironman'i tamamlamak vardır.
É provável que dirija um carro desportivo importado, ou um jeep sem portas com uma prancha de surf atrás, e a sua prioridade é terminar o triatlo Ironman.
Bu anlattığım, babamın ölmeden önce bana anlattığı son şakaydı.
Sabem, esta foi a última anedota que o meu pai me contou antes de morrer.
- Ölmeden önce beni öğrenmiş miydi?
Será que sabia de mim antes de ele morrer?
Ölmeden önce babam elimi tuttu.
Um dia antes do meu pai morrer, ele segurou-me a mão.
Ölmeden önce son bir içki.
Um último copo antes de morrerem.
Bana organlarını ölmeden önce bağışlamak istediğini söyledi, böylece kime gittiklerini görebilecekti.
Ele disse-me que queria doar seus órgãos para a ciência antes de morrer, para que ele pudesse ver onde eles acabaram.
Ölmeden önce bir şeyden keyif almayı denemelisin.
Devíeis tentar apreciar algo antes de morrer.
Liberace, ölmeden önce, Radio City Music Hall'de 56 kapalı gişe gösteri sergiledi.
Antes de morrer, Liberace tocou em 56 espetáculos lotados no Radio City Music Hall
Erkek arkadaşı Lacey'nin yaptığını söylüyor kurban bile hemen ölmeden önce Lacey'nin yaptığını söylemiş.
Até a vítima disse que foi a Lacey, antes de morrer.
Neden insanlar ölmeden önce hep çığlık atar?
- Sim? Porque é que as pessoas gritam sempre antes de morrer?
Çingene kadının biri ölmeden önce tüm güçlerini ve yeteneklerini bu kartlara transfer etmiş.
Uma mulher cigana, antes de morrer, reuniu todo o poder que pode, e transferiu a essência dela para as cartas.
Ölmeden önce müzik sesi duymama izin ver.
DEIXA-ME OUVIR MÚSICA ANTES DE MORRER.
Lütfen, ölmeden önce müzik sesi işitmeme izin ver.
POR FAVOR, DEIXA-ME OUVIR MÚSICA ANTES DE MORRER.
Sence ölmeden önce, son nefesinden önce, saat ustası kendini ve ailesini öldürdüğünü biliyor muydu?
Achas que antes do fim antes do último suspiro, o relojoeiro tinha a menor ideia que estava a matar-se e a sua família, também?
Belki ölmeden önce kubbenin geleceğini biliyordu. Bu resimde olduğum için bunun bir parçası olmalıyım.
Algumas pessoas podem achar difícil de acreditar que estávamos a fazer um stock de gás antes de um desastre.
Kardeşim öp beni ölmeden önce!
Irmã, beija-me
Demek istediğim ölmeden önce.
Quis dizer, enquanto estás vivo.
Dostumuz Rachel Shabangu ölmeden önce sana ne kadarını anlattı?
Não sei o que a nossa amiga disse, antes de morrer.
Ama babam ölmeden önce eğer her şeyi satmaya karar verirsem müzayede satışı için Bay Virgil Oldman'ı görevlendirmemi söylemişti. - Ona göre en iyisi o.
Mas é que antes de morrer, o meu pai disse que se decidisse vender tudo, devia deixar o leilão a cargo do Sr. Virgil Oldman, que, na opinião dele, é o melhor.
Ölmeden önce, sanırım iletmemi istediği bir şey söyledi bana.
Antes de morrer, ele disse algo que queria que eu transmitisse.
Cava Sultanı'yla, ölmeden önce son konuşan kişi sensin.
Foste o ultimo que a falar com a Sultana de Java, antes de ela morrer.
- Biz açlıktan ölmeden önce.
- Você deve ir.
Kadının dediğine göre Selçuklu ölmeden önce kadının üstüne tükürmüş.
A mulher diz que a briga Seljúcida antes de morrer.
Ölmeden önce Stephen Paynter'i uyuşturmak için kullanılan aynı ilaçla.
A mesma droga usada para anestesiar Stephen Paynter antes de ser morto.
Size daha iyi hizmet vermem için ölmeden önce Matthos öğretti.
Matthos ensinou-me para eu o servir melhor.
Tanrılar, erkeklere ölmeden önce eğlenmek için iki hediye bahşetmiştir.
Os deuses deram-nos duas dádivas para nos entreter antes de morrermos :
Ölmeden önce söylemek istediğin bir şey var mı?
Tens algo para dizer antes de morrer?
Ölmeden önce bir anlığına gözlerinde Tanrı'nın ışığını gördüm.
Nos momentos antes de morrer, vi a luz de Deus nos olhos dela.
En azından kollarımda ölmeden önce evlilik yeminimizi edebildik.
Pelo menos pudemos dizer os votos de casamento... antes de morrer nos meus braços.
Baban ölmeden önce sana bir ilişkisi olduğunu mu söyledi?
O teu pai disse-te que tinha um caso antes dele morrer?
Sevgili valimiz tatlı tatlı ölmeden önce 90 saniyeniz var.
Tens 90 segundos antes do doce fim do querido governador.
Doktorun kayıtlarına göre ölmeden önce kendisini gören son kişiler sizlermişsiniz.
Os registos indicam que foi a última pessoa a vê-lo, Sra. Watson.
Ölmeden birkaç hafta önce Jenin'e gitmiş.
Algumas semanas antes de morrer, ela foi para Jenin.
Seni bahsediyordu... Ölmeden hemen önce.
Ele estava a falar de ti pouco antes de morrer.
Annem ölmeden birkaç ay önce benimle ilgili bir rüya görmüş.
A última coisa que precisamos são amadores com distintivos. Até eu saber de alguma coisa do Presidente ou do Governador, você não está autorizado a nada.
Bu konuyu biz ölmeden hemen önce açmayacaksın!
Não penses que te vais abrir comigo só porque vamos morrer!
Gördüğünüz gibi.. çocuk ölmeden uzun zaman önce
E como pode ver o trabalho foi feito bem antes do rapaz morrer.
Ölmeden birkaç ay önce Bob beni aradı, çok korkmuştu.
Poucos meses antes de morrer, o Bob ligou-me, bastante assustado.
Bu birlikte yedigimiz son yemek Ben olmeden once
Esta é a nossa última refeição juntos antes de morrer!
Babam ölmeden 1 gün önce babamla kavga ettik. Bundan daha fazlası var.
- É mais do que isso.
önce 471
öncelikle 448
önceden 33
önceleri 26
önce sen 213
önce ben 89
önce ben sordum 18
önce para 23
önce ben geldim 22
önce siz 62
öncelikle 448
önceden 33
önceleri 26
önce sen 213
önce ben 89
önce ben sordum 18
önce para 23
önce ben geldim 22
önce siz 62