Üstünden translate Portuguese
2,835 parallel translation
Patenci gibi arkamızda bıraktığımız izlerin üstünden geçer dururuz.
Atravessamos novamente os nossos antigos empregos como patinadores.
Sırtının üstünden kuyruk üstüne kadar 180 cm.
- 6 pés da dorsal à barbatana caudal.
İn üstünden!
Larga-o.
Ve adam onu dinlemeyi bitirince sessiz bir biçimde tezgahın üstünden şöyle dedi
O homem diz-me com uma voz suave ao balcão...
- Evet üstünden uzun zaman geçti.
- Pois, há que tempos ela desapareceu. Onde vais?
- Ellerini karımın üstünden çek.
- Deixa a minha mulher.
Sıcak vajina üstünden doğranmış kirpi balığı yemek için sabırsızlanıyorum.
Mal posso esperar para comer peixe-balão duma rata morna.
Bir daha gece yarısı eve gelirsen, yıkanıp o kadının kokusunu üstünden at, tamam mı?
Quando voltares para casa a meio da noite, toma um banho e lava o cheiro dela.
Şey... Dinle, biz işleyiş şeklinin üstünden geçmek istiyoruz.
Portanto... queremos analisar o modus operandi.
Şarabını hedef listemin üstünden alır mısın?
Tira o copo de cima da minha lista.
Sonra ifadenin üstünden tekrar geçeriz.
E então, revemos a sua história novamente.
Ağaçların hemen üstünden uçmak, enerji hatlarının yakınlarına inmek ve bunun gibi şeyler.
Podando árvores, aterrar perto da rede eléctrica,
Bize üstünden çalışacak pek bir şey vermedin.
Não nos deste muita informação para isso.
Bir kaç km aşağıda biraz tökezledik ama üstünden gelmesini bildik.
Tropeçamos num pequeno bloqueio estomacal umas milhas atrás, mas conseguimos ultrapassar.
Çek lan elini kolunu. Çek lan elini kolunu kızın üstünden!
Tira as mãos de cima dela!
Gözümüzü üstünden ayırmadık.
Ficámos de olho nele.
Oğlumun üstünden çekil şerefsiz!
Larga o meu filho, filho da puta!
Yağmurlardan sonraki ikinci ay doğduğunda su yolu anakondanın derisinin üstünden akar.
Na segunda lua das chuvas, o caminho da água vai por cima da pele da anaconda.
Meraklı üstünden düşmezse göz açıp kapayıncaya kadar birinci olur.
Se o novato não cair, ele ganha, aconteça o que acontecer.
Atlantik okyanusu üstünden geçiyoruz. /
Estamos a chegar ao aeroporto de Barcelona. Por favor, apertem os cintos de segurança...
- Kemiği keser mi bu? Diz kapağı üzerindeki bağ dokusunu ayırıp kaval kemiğinin üstünden keseceğim.
Vou ter de romper os ligamentos abaixo da rótula, cortar por cima da tíbia.
Emirler senin de üstünden geliyor.
E vieram de postos superiores.
Sizi arama sebebim zenci dövüşçülerinizden birini piyasa fiyatının da üstünden satın almaktır.
Abordei-o para comprar um preto lutador que fosse exclusivo.
Kalk üstünden.
Larga-o.
Hani şu filmdeki, bisikletin üstünde olan ayın üstünden geçiyor ya.
No filme, na bicicleta que atravessa a Lua.
Ayrıca zayıf bir rüzgâr bile seni o atın üstünden atabilir.
Depois, uma rajada de vento atira-te para fora do animal.
Ara bulucu Chester Bernstein Ace her zaman ortaklarını parçalara ayırır yolunun üstünden çeker.
Chester Bernstein, o pacificador. Ace, aquele que entrega sempre os lucros aos seus sócios... tira-nos da jogada.
Büyük bir taş kafamızın üstünden geçiyor.
Uma pedra enorme passará sobre as nossas cabeças...
- Hiç de çok geçmemiş üstünden.
- Não faz tanto tempo.
- Hadi, in arabanın üstünden.
Vá lá, desce daí. Desce do tejadilho.
Evet, ona beni ansızın pantolonumun üstünden parmaklamaya başladığını ve cinsel sapık gibi konuşmaya başladığını söyledim.
Sim, contei-lhe que enfiaste a tua mão na minha saia e começaste a falar como um depravado.
Gözlerini senin üstünden ayırmıyorlar.
Eles estão de olho em ti.
Ne tuhaf, bir lakap gibi gitmiyor üstünden.
É engraçado como nunca te abandona, tal uma alcunha.
"Ufkun üstünden kuzeyden ortaya çıkmış hırçın bir kasırga eser."
Do fim do horizonte surge enfurecida a mais terrível criança que o Norte trouxe aos seus flancos.
Pencerenin sağ üstünden çekilmiş olabilir.
Isso poderia ser filmado directamente do lado de fora da merda da janela.
Toba Fushimi'de ki savaşın üstünden neredeyse 10 yıl geçti.
Já passaram dez anos, desde a batalha de Toba-Fushimi.
Chuck, bunların üstünden kendi kendime gelmeme izin vermelisin.
Chuck, preciso que me deixes tratar disto sozinha.
Seni görevlendireceğim Giulia Farnese. Bayındırlık hesaplarının üstünden geç. Ve fakirlere gidecek paranın gerçekten fakirlere gideceğini garanti altına al.
Queremos que a Senhora Giulia Farnese, analise todas as contas da Cúria e assegure que o dinheiro destinado aos pobres chegue realmente aos pobres.
La Bella Farnese, hesapların üstünden geçmişti.
A Bela Farnese tem passado os livros de contabilidade a pente fino.
Şimdi de konaklarınızın üstünden mi geçmeli?
Deverá agora investigar os vossos palácios?
Turnike yaranın altından mı yoksa üstünden mi yapılıyordu?
O torniquete fica acima ou abaixo da ferida?
- Üstünden, üstünden!
- Acima, acima!
Bazı kuralların üstünden geçelim.
Estabeleçamos as regras base.
Ayrıca şortunun üstünden ona dokundum. - Hem düşündüm ki...
Eu toquei-lhe através dos calções e acho que...
Bazı güvenlik sistemleri telefon hattı üstünden çalışır.
Alguns sistemas de segurança estão ligados às linhas telefónicas.
Hatların kesildiği binada güvenlik telefon hatları üstünden işliyor.
Aquele edifício onde as linhas caíram tem um sistema de alarme baseado nos telefones.
Ajans üstünden yüzde vereyim sana.
Ofereço-te uma parte da agência.
Çocuğum üstünden tehdit etme beni...
- Não me ameaces com o meu filho.
Sanki kafamın üstünden tır geçmiş gibi.
Parece que fui atropelada por um camião.
Omzunun üstünden bir bak.
Olha só, para trás de ti.
Sunumumuz var da. Bir kez daha üstünden geçmemiz lazım.
Temos uma apresentação de grupo e precisamos de revê-la mais uma vez.
üstünde 26
üstüne 19
üstüne alınma 28
üstünü ört 16
üstüne üstlük 16
üstünü değiştir 20
üstünü giyin 16
üstünü giy 19
üstüne bastın 27
üstüne 19
üstüne alınma 28
üstünü ört 16
üstüne üstlük 16
üstünü değiştir 20
üstünü giyin 16
üstünü giy 19
üstüne bastın 27