English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ I ] / Inanıyorum

Inanıyorum translate Portuguese

51 parallel translation
Önceki yaşamımda yaptığım bir şey yüzünden sınanıyorum.
Estou a ser testada por algo que te fiz noutra vida.
Sanırım, zamanda yolculuk eden birisi tarafından sınanıyorum.
Supondo que eu me interesse na ideia de viagem no tempo e um Cavaleiro da Morte.
Niye her zaman sınanıyorum?
Porque me põe à prova constantemente?
Ücretsiz plaj ile giriş ücreti alınan bizim gittiğimiz plaj arasında bir çit vardı. - Anlıyorum.
Havia uma vedaçäo entre a praia gratuita e a praia onde íamos, que cobrava a entrada.
Çalınan tablolar ortaya çıkana kadar hiç bir şey yapmıyorum.
Vou esquecer isto tudo até aqueles quadros roubados aparecerem.
Ben, Tiberius Claudius Drusus Nero Germanicus tüm unvanlarımla başınızı ağrıtmayayım, falan feşmekan işte bir zamanlar, ki çok önce de değil arkadaşlarım ve akrabalarım tarafından Ebleh Claudius, Şu Aptal Claudius ya da Pepe Claudius olarak tanınan ben, şu an hayatımın bu tuhaf öyküsünü yazmaya hazırlanıyorum.
Eu, Tibério Claudio Druso Nero Germânico
Artık işler daha zor, ama tanınan biri olmanın kaderim olduğuna inanıyorum.
As coisas estão duras de momento, mas acho que é o meu destino ser conhecido.
Çalınan arabanı bulduklarına inanamıyorum.
Nem acredito que encontraram o carro que te roubaram.
Bu yüzden, memnun oldum Kardasya ve federasyon ilişkilerinin güzel ruhu içinde burada alınan kararı bir kenara bırakarak Bay O'Brien'ı Komutanı, Benjamin Sisko'nun gözetimi altında serbest bırakıyorum.
Portanto, é com agrado, no intuito de fomentar as relações entre Cardássia e a Federação, que revogo o veredito e deixo o Sr. O'Brien à guarda do seu comandante, Benjamin Sisko.
Aslında çalınan bebekler veya kasabanın bir yerindeki toplu mezarlar konusunda ihbarlar almadığınızı veya bu Kara Ayinlere ait delilleriniz olmadığını sanıyorum.
Houve relatos reais de crianças raptadas? Houve vaias comuns a serem descobertas em algum local da cidade? Foi encontrado um altar ou qualquer outra prova relativa a missas negras?
Fırtınanın ortasında bir ağaca tırmanmıyorum!
Não subo a uma árvore a meio de uma tempestade!
Fırtınanın bu kadar çabuk gelmesine inanamıyorum.
Nem acredito na rapidez com que a tempestade se formou.
Katılıyorum ama komite ülke çapında tanınan... ... fon sağlayabilecek bir yıldız istiyor.
Concordo, mas a comissão quer uma estrela com fama nacional que possa trazer patrocínios.
- Tanınan biri değilim. - Tiyatroda çalışıyorum.
Faço principalmente teatro...
Sana yalvarıyorum Nan.
Não te vou pressionar, Nan.
- Fernand'ı tanıyor musun? - O tanınan biridir, evet tanıyorum.
Sim, conheci-o recentemente.
Bu fırtınanın ortasında duygularımı analiz etmekte zorlanıyorum.
Serei o único a se fustigar por esta tempestade puritana?
Lanet olsun. Emily, bağırsağı alınan Cecil'miş, ben Donlin'i arıyorum.
Emily, o Cecil é que removeu o cólon.
Bana tanınan oyuncu seçme hakkımı kullanıyorum.
Deu-me o direito para escolher o elenco e exerço aqui esse direito.
Fırtınanın beni buraya getirmesinden öncesini hatırlamıyorum.
Não lembro-me de nada antes da tempestade atirar-me aqui.
Ne hissettiğini anlıyorum, ama onu Kanada'ya taşınan bir arkadaşımın ricasıyla iyilik olsun diye aldım.
Eu percebo como te sentes, mas isto é um favor especial para um amigo que se está a mudar para o Canadá.
Masasından alınan protein çubuklarında iğne deliği izi arıyorum. Daha çıkmadı.
Nada ainda.
Kuo Nan. Hatırlıyorum.
Kuo Nan, lembro-me dele.
Tırnak altından alınan örneklerle çalışıyorum ama seks muayenesi için alınan DNA şu anda sistemde aranıyor.
Estou a trabalhar nos vestígios das unhas, mas a análise de ADN do kit de violação já está a ser tratada.
John, sana yalvarıyorum, Tanrı aşkına, bu anlaşmayı yanlış hareketler ve acele alınan kararlarla tehlikeye atma.
John, peço-vos, pelo amor de Deus, para não colocardes este acordo em risco com falsas acções e decisões precipitadas.
Lüks sosyetede tanınan bir adamla nişanlıyım ve bu düşük sınıf müzik salonunda çalışıyorum.
O meu noivo é bastante conhecido na alta sociedade... e não sabe que trabalho nesta espelunca.
O e-maili senin göndermediğine inanıyorum, ama senin peşinden kampüsüme taşınan ve geldiğinden beri daha da gürültüyle artan drama dozunu görmezden gelemem.
Eu acredito que não tenha enviado o e-mail, mas não posso ignorar os dramas que trouxe ao meu campus e que aumentaram desde chegou cá.
Fırtınanın gücünü çağırıyorum!
Convoco o poder da tempestade!
Boru hatta döşenmek üzere toprağı çalınan 3,000 çiftçiyi tazminat savaşı için çağırıyorum.
Eu chamo como uma reparação aos 3.000 agricultores que tiveram as suas terras roubadas para abrir caminho aos oleodutos.
Ben bütün parası çalınan bir hayır kurumu için çalışıyorum.
Trabalho para uma organização de caridade a quem roubaram tudo.
Buna inanamıyorum. Fırtınanın ortasında uyudun mu?
Não acredito nisto, dormiu durante uma tempestade.
Bunun gibi buralara taşınan züppelerin daha sık soyulmadığına şaşıyorum ben.
Espanta-me que todos estes yuppies não sejam assaltados mais vezes.
Ben işimi seviyorum. Erkenden uyandım. Amy Dampier'in oturma odasından çalınan yüzük kutusunu düşünmeden duramıyorum.
Eu, que amo o que faço, acordei cedo e não consegui parar de pensar na caixa de anéis que ele roubou da sala da Amy Dampier.
Oğullarımın mirası olan, kocam öldüğünde elimden alınan toprakları alamıyorum.
Não posso tomar posse da herança do meu filho, as terras do meu marido foram-me tomadas quando ele morreu.
Sanıyorum ki Daniel size benim ne kadar... kendinden bahsetmekten kaçınan biri olduğumu söylemiştir.
Bem, deduzo que o Daniel lhe tenha dito que eu sou uma pessoa bastante privada.
John F. K. başkan seçildikten sonra Slop Deresi yakınlarına taşınan bir aile tanıyorum.
Conheço uma família que se mudou para Slop Creek quando o Kennedy foi presidente.
Bakın arkadaşlar gelen bu müşteri bir tür iyi tanınan biri bu yüzden birbirinize sunduğunuz gizliliğin aynısını sunacağınıza inanıyorum.
Ouçam, pessoal, este cliente que está a chegar, é de alto nível, por isso espero que mantenham a mesma confidencialidade que têm uns com os outros.
Bu yüzden eğer Başkan, patronumun odasını paylaşmıyorsa, Ben anayasa tarafından tanınan hakkımı kullanmak istiyorum. - Anlıyorum efendim.
A menos que o Presidente esteja a ficar no seu quarto, espero a liberdade de movimentos garantida pela constituição.
Esas alınan gönderinizdeki 6 numaralı planınız sanıyorum.
O projecto é basicamente o seu. O sexto da sua candidatura, penso eu.
Casusluk Kanunu'nun yanı sıra, Bilgisayar Sahtekarcılığı ve İstismarı Kanunu'ndan cezalandırılabilirsin ve cezalandırılacaksın. Hırsızlığı veya çalınan belgeleri alıkoymayı cezalandıran federal yasaları saymıyorum bile.
Aparte a Lei da Espionagem, tu podes e irás ser acusado pela violação da Lei de Fraude e Abuso de Computador, assim como pelos estatutos federais que punem o furto ou retenção de...
Lissa sevgililer günü dansında yaptığı ufak, renkli seyahat yüzünden uzaklaştırıldığına göre çalınan kaptanlığımı geri alıyorum.
Com a Lissa suspensa por ter sido apanhada a tripar no baile do Dia dos Namorados, eu vou recuperar o meu lugar roubado de capitã.
Hiçbir parmak izi bulamıyorum. Çalınan hiçbir şey yok.
Não encontro digitais e parece não ter desaparecido nada.
Hala bakıyorum ama şimdiye dek çalınan haritaların olduğu çekmeceler bunlar.
Ainda estou a analisa-las, mas até agora são estas as gavetas de onde foram tirados os mapas.
Endişenizi anlıyorum, Dr. Warren, ama söylemem gerek ki, ben öyle her şeyden sakınan bir kadın değilim.
Agradeço a sua preocupação, Dr. Warren, mas devo dizer-lhe, não sou uma mulher terrivelmente cautelosa.
Rıhtımdan alınan sahte kimliklere bakıyorum.
Analiso os documentos falsos que recuperaram das docas.
Çalınan şeyi daha anlaşılır şekilde tanımlamakta özgürsünüz sanıyorum.
Depreendo que possa descrever-nos melhor o que foi roubado.
Avukatımın tavsiyesi doğrultusunda, Birleşik Anayasası'nın Birleşik Devletler Anayasası'nın beşinci ek maddesince bana tanınan susma hakkımı kullanıp soruyu cevaplamıyorum.
Aconselhada pelos advogados, eu recuso-me... respeitosamente recuso-me a responder, baseada nos meus direitos garantidos pela Quinta Emenda... da Constituição.
Burada benden alınan her şeyin bilgisiyle bu fedakârlığı yapıyorum.
Faço este sacrifício sabendo que, com tudo o que me foi tirado aqui,
Twitter'daki kaşınan parmaklarıyla ilgili bir şey olduğunu varsayıyorum?
Presumo que foi por causa dos dedos dele no Twitter.
Kesin teyidi bekliyoruz ama kendisinin Cipher adıyla tanınan siber terörist olduğuna inanıyorum.
Esperamos provas concretas, mas creio que esta é a ciberterrorista conhecida como Cipher.
Yeni satın alınan gemileri arıyorum.
Procuro navios recém-adquiridos.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]