Şaş translate Portuguese
24,872 parallel translation
Neden şaşırmadım acaba?
Porque não me surpreende?
Regina'yı bu kadar önemsemene şaşırdım özellikle diğer kızına yaptığından sonra.
Surpreende-me que te preocupes tanto com a Regina, especialmente depois do que fizeste com a tua outra filha.
Bu seni şaşırtmadı mı?
- Isso surpreende-te? - Não te surpreende a ti?
Şaşırmadım. 25 yıldır hiç değişmediğimi düşünüyorsun. Şaşırsan bile, tüm kaşlarını yolduğun için anlamazdım zaten.
Não me espanta que penses que não mudei nada em 25 anos.
İnsanlar birçok açıdan sizi şaşırtabilir.
O que raio quer isso dizer? Meu Deus.
Şaşırdığımı söylemeliyim.
Devo dizer-lhe que estou surpreendido.
Şaşırtıcı durum ise zehirli iğne infaz yöntemi tedarikçilerini destekleyen gizli kanunlar var.
O problema é que existem leis de sigilo que protegem fornecedores de injecções letais.
Bilmemene şaşırdım.
Surpreende-me que não saibas.
Şaşırtmaya da devam ediyorsam...
Desde que a continue a surpreender.
Babalarımızın arkadaş olduklarına şaşırmamak gerek.
Não é admirar que o seu pai e o meu fossem amigos.
İşteyken anksiyete ilaçları almaya başladığına şaşırmamak gerek.
Não é de admirar que tenha começado a tomar ansiolíticos no trabalho.
Henry'nin patent çalmaktan bahsetmediğine şaşırdım.
Estou admirada por o Henry não ter falado do roubo das patentes.
- Kraliyet Donanması'nda neler öğrettiklerini bilsen şaşırırsın.
Ficarias surpreendida com o que ensinam na Marinha Real.
Neden bu kadar şaşırdın?
Porque estais tão chocado?
- Şaşırdın mı ki buna?
- E isso é uma novidade para ti?
- Miktarına şaşırdım.
- A dimensão é.
Bu çok şaşırtıcı.
- Meu, que loucura.
- Ne? "Hiçbir şey söyleme. Açıklayınca şaşırmış gibi yap."
- "Não digas nada, finge estares surpreendida quando ela te contar".
Beatbox yapmaya karar vermene şaşırdım biraz.
Fiquei um pouco surpreendida quando decidiste fazer beat-box.
Çok şaşırtıcı şekilde... bak, işte!
É surpreendente, veja! Também têm!
Hakkında bunu bilmediğine şaşırdım.
Surpreende-me que não saiba isso.
Bu yeni dönem saçmalıklarını alanlara şaşıyorum. - Hop, hop! - Hiç anlamıyorum.
Não sei como é que as pessoas compram estes disparates da ciência da nova era.
Peki. Ne olduğunu söylemiyorum, ama seni oyalamam gerekiyordu, o yüzden bana bir iyilik yap ve şaşırmış gibi yap tamam mı?
Ouve, não estou a dizer, mas eu devia distrair-te, então faz-me um favor e finge-te surpreso quando entrares, está bem?
Gücüm seni şaşırtabilir.
Minha força pode surpreender-te.
Biz henüz yara durum çözülmüş değil varken, Bu keşfetmişlerdir. Tropikal alkoller şaşırtıcı bir çeşitlilik.
Podemos ainda não te ter tirado a marca, mas descobrimos uma grande variedade de álcool tropical.
Çok şaşırmışlar, ama sonra boşvermişler.
Ficam muito espantadas, mas depois não ligam.
Başardığında şaşırtma unsuru yararına olacak.
O elemento surpresa ajudará quando chegardes.
Şaşırdım sadece.
Estou apenas surpreendida.
Mary belli ki gizlice bir ordu kurmayı umuyor ki tahtını Protestanlardan almaya kalktığında onları şaşırtma ilkesini kullanmasını sağlar.
Claramente, a Maria espera reunir o seu exército secretamente para manter o elemento de surpresa quando ela tentar resgatar o seu trono dos protestantes.
Hatırlamana şaşırdım.
Surpreende-me que vos lembrais.
Şaşırtıcı derecede yenilenmiş.
- Surpreendentemente renovada.
Cevap sizi şaşırtabilir.
Sabem, a resposta pode surpreendê-los.
Anne, bunca yolu Sheldon'ın doğum günü için tepmene şaşırdım.
Então, mãe, estou admirado por vir - ao aniversário do Sheldon.
Şaşırtıcı bir şey daha var.
Sabes o que mais é uma surpresa?
Şunu söylemeliyim Max, direk atlayıp Randy'le görüşmemene şaşırdım.
Preciso confessar, Max, estou realmente surpreendida por não teres desistido e ires ver o Randy.
O namussuzun seni arazisine sokmasına şaşırdım senin hükümet ajanı olduğunu düşünürsek.
Admira-me que o sacana te tenha deixado entrar, sendo tu um agente do Governo.
Yukarıdakiler sonunda yolunu şaşırmış Ölüm Tanrısı'nı yok ettiler kardeşim Hades'i.
Os lá de cima destruíram finalmente... o pouco sensato Deus da Morte. O meu irmão. O Hades.
- Yine hesabı şaşırdım! Lanet olsun!
Perdi-me outra vez, meu.
Thane, bu garip ve hasta ve bükülmüş olan ve yanlış ve Marek, doğrusunu ben onunla birlikte oynuyoruz şaşırdım.
Thane, isto é esquisito, e doente, e detorpado, e errado, e Marek, estou surpreso que estejas a alinhar nisto.
- Dün gece sürekli seks sesleri gelmesine rağmen o kadar rahat uyuyabilmene şaşırdım.
Como dormiste tão bem ontem com os sons incessantes de sexo?
İtiraf etmeliyim ki Bay Springer, aramanız bizi şaşırttı.
Devo confessar que a sua chamada nos surpreendeu, Mr. Springer.
Bir hırsızın ya da onu kaçıracak birinin şaşırtabileceği bir adam değil Yanlış anlamayın.
Não era alguém que um assaltante ou um raptor pudesse surpreender.
Bu grubu yiyip bitiren varoluş korkusundan dolayı öfkeli olmaları hiç şaşırtmıyor.
A raiva é normal, dado o terror existencial que consome este grupo.
Kaç itirafın böyle başladığına şaşırırsınız.
Ficaria admirado com quantas confissões começam assim.
Seni şaşırtabilir ama bu seni benden bir hatta belki de iki önde yapıyor.
Talvez te surpreenda, mas tens um a mais que eu. Ou dois, pode dizer-se.
Beni gördüğüne şaşırdın mı, Camila?
Pareces surpreendida por me ver, Camila.
Uzun lafın kısası bu sıcak patates oyunu gibi.
Olhem, curto e resumido... É como o jogo da "batata quente".
Şaşırmamalıydım sanırım.
Acho que não devia ter ficado surpreendido.
- Pek şaşırmam.
- Diz.
Evet, uzun lafın kısası, Hudler Motors'un ilgisini takdir ediyoruz ve eğer yeni airbaglarınız için standart bir mühendislik firmasıyla çalışmaya karar verirseniz, buna aptallık denir.
Resumindo, agradecemos o interesse da Hudler Motors, e, se decidirem escolher uma empresa de engenharia para os seus novos airbag's... Bem, isso é uma burrice.
- Aman ne kadar şaşırdım.
- Não me digas.
sasha 103
sasuke 23
saskia 22
şaşırdım 114
sashenka 21
şaşırtıcı 184
şaşkın 20
şaşırt beni 22
şaşırmadım 144
şaşırma 16
sasuke 23
saskia 22
şaşırdım 114
sashenka 21
şaşırtıcı 184
şaşkın 20
şaşırt beni 22
şaşırmadım 144
şaşırma 16