Şüpheliyim translate Portuguese
2,084 parallel translation
Geldiğimizi fark edeceklerinden bile şüpheliyim.
Duvido que reparem, se não aparecermos.
Bundan şüpheliyim.
Duvido muito.
Bu şeyin işbirliği yapacağından şüpheliyim.
Duvido que esta coisa vai querer cooperar.
O, 60 yaşında, ve ben çocuklarının onunla beraber aynı evde daha az yaşayıp hala ona "Anneciğim" diye seslenmediklerinden şüpheliyim.
Ela tem 60 anos, duvido que os seus filhos ainda vivam em sua casa e muito mais que ainda lhe chamem "mamã".
- Şüpheliyim.
- Assumo que sim.
Seninle çalışmak güzeldi Bay Smith ve gelecekte bir daha yardımına ihtiyacım olacağından şüpheliyim.
Bem, foi bom fazer negócio com você... Mr. Smith e eu duvidamos que precisemos dos seus serviços no futuro.
Merhaba Cameron, sitenin kullanışlı olması için yeteri kadar ilgi çekecek kadar çok işlevsel olduğundan hala şüpheliyim.
"Cameron, ainda estou um pouco céptico sobre se as funcionalidades do sítio " serão suficientes para atrair a atenção e obter a massa crítica necessárias "para pôr um sítio destes a funcionar."
Bundan fena halde şüpheliyim.
Duvido que isso tenha acontecido.
Wade Haddad'ın bu riske gireceğinden şüpheliyim.
Não acredito que o Wadie Haddad corra esse risco.
Bundan şüpheliyim.
Duvido.
Bunun çocuklar için uygun olduğundan şüpheliyim.
Não tenho a certeza se é boa estória para crianças.
Sam'in bana nasıl tanıştığınızı tamı tamına anlattığından şüpheliyim.
Sabes? Não tenho a certeza se o Sam me contou a história toda de como se conheceram.
- Şüpheliyim.
Duvido disso.
Peşimizi bırakacaklarından şüpheliyim.
Não vai deixar de nos seguir.
Beni tanıdığından bile şüpheliyim.
Nem me deve ter reconhecido.
Karşıladığımdan şüpheliyim, ama...
Duvido que te tivesse dado tanto...
Dostundan bir şey çalınmasına izin vereceğinden şüpheliyim.
Duvido que ele aceite que roubem a um amigo.
Jack'in böyle düşündüğünden şüpheliyim.
Porque duvido que seja isso o que Jack pensa.
Bir sırrı varsa, pıhtıdan daha alakalı olduğundan şüpheliyim.
Se tiver um segredo, duvido muito que seja mais relevante que o coágulo.
Farkedeceğinden bile şüpheliyim. Pazartesi günü uçağım var.
Vou ficar em casa de um amigo até partirmos na segunda.
Babam bu şirketi kurduğunda California eyaletinin böyle bir şey yapabileceğini düşünmüş olabileceğinden şüpheliyim.
Quando o meu pai fundou esta empresa, duvido que imaginasse que a Califórnia alguma dia realizasse algo deste género.
Bundan şüpheliyim. Patronunuzla görüşmek istiyorum.
Estou à procura do responsável.
Sakın beni fidye için kaçırdığını söyleme. Çünkü benim için 50 dolar bile vereceklerinden şüpheliyim.
Por favor não me diga que me raptou para pedir resgate porque duvido que lhe dêem 50 dólares, quanto mais para salvar as baleias.
- Şüpheliyim.
- Duvido. - Tente mesmo assim.
Arayıcı'nın iyi insanları öldürmeni hoş karşılayacağından şüpheliyim.
Não acho que o Seeker iria gostar que matasses os bonzinhos.
Bundan şüpheliyim.
Disso duvido.
- 16 yaşında bir kızla yalnız olduğunu düşününce cevap vereceğinden şüpheliyim.
Duvido que atenda o telefone, visto que está a sós com uma rapariga de 16 anos.
Ama burası kadar güzel bir yer bulacağımızdan şüpheliyim.
Mas duvido que encontremos um lugar tão agradável como este.
Bunun arkadasında sizin olduğunuzdan şüpheliyim.
Duvido que estejam por trás disto.
Eğer uzaylılarla ilgileniyorsa sizinle konuşacağından şüpheliyim.
Mas se ele fala com alienígenas, duvido que fale consigo.
Ondan şüpheliyim.
Essa parte já suspeitava.
Bunu yapacağından şüpheliyim.
- Não sei se contavas.
Gücünü sadece baştan çıkarmak için kullandığına şüpheliyim.
Duvido que tenhas usado os teus poderes apenas para a sedução.
Şüpheliyim.
- Duvido.
Bu tamiraneyi Angela için ayakta tutmaya çalışıyorum ama onun bunu farkettiğine şüpheliyim.
Sabe, estou a lutar para manter esta garagem viva para Angela, quer acredite ou não. Entende?
Gargoyle saldırısının garanti kapsamında olduğundan şüpheliyim. Anladın mı?
Duvido que a garantia cubra ataques de gárgulas.
-... aptallık yapacağından şüpheliyim.
A filha.
Umarım mükemmel olduğunu kanıtlar ama şüpheliyim.
Espero que mostre ser perfeito, mas duvido.
- Hayır, şüpheliyim.
- Não, duvido muito.
Pudranın bu iş için yeterli açıklama getireceğinden şüpheliyim...
Duvido que o alternativo ao talco fosse espesso o suficiente para...
Hodges'ın iz sürme teknisyeni olduğundan şüpheleniyorum. Çünkü gerçek CSI ekibinden birinin belli detaylarda bu kadar heyecanlanacağından şüpheliyim.
Suspeito que o Hodges seja um técnico de análise, porque duvido que algum verdadeiro criminologista ficasse tão entusiasmado acerca dessa especialidade em particular.
Bu çok bozulmuş, bundan bir parmak izi alabileceğimizden şüpheliyim.
Isto é tão marado, duvido que consiga alguma impressão digital.
Konunun buraya geleceğine şüpheliyim. - Çay zilini çalayım mı?
Duvido que isso aconteça.
Bir sekreter olamayacağım. Hizmetçiliği bırakamayacağım. Buradan, 60'ımdan önce gideceğime şüpheliyim.
Não vou ser secretária, não vou deixar o serviço, duvido que saia daqui antes dos 60 anos.
Umarım zamanla daha bağışlayıcı olurum ama buna şüpheliyim.
Espero que, com o tempo, me torne mais misericordiosa, mas duvido.
Gazeteler her gün bizi Alman casuslar için uyarıyor ve Arnavutluk barışı için önemli olduğu söylenmişti. Şüpheliyim, Lordum.
Todos os dias, os jornais falam de espiões alemães e diziam que a presença dele era essencial para a paz na Albânia.
Şüpheliyim.
Duvido.
Bundan süpheliyim.
Duvido.
yani eger Kathy senin ablansa, ki ciddi olarak süpheliyim.
Então se a Kathy é tua irmã, coisa que duvido muito...
Bundan şüpheliyim.
De alguma forma, duvido disso.
- Bundan şüpheliyim nedense.
- De alguma forma eu duvido.