Bir fransız translate Russian
1,079 parallel translation
Çok ünlü bir Fransız aşçı.
Очень известный французский шеф-повар.
Güzel, ıslak bir Fransız öpücüğü nasıl olurdu şimdi?
Давай, покажи язычок. А теперь французский поцелуй.
Barry'nin ilk savaş deneyimi... bir Fransız artçı birliğine karşı önemsiz bir çarpışmaydı. Fransızlar, İngiliz ana kuvvetlerinin... geçmek istediği yolun kenarında bir meyve bahçesinde mevzilenmişlerdi.
Боевым крещением для Барри стала незначительная стычка с арьергардом французов занимавшим сад на краю дороги по которой хотели пройти основные силы англичан.
Aramızda bir Fransız casusu var.
Это французский шпион.
Bir Fransız sömürgesi için memurluk.
Замужем за французским колониальным чиновником.
Her ne kadar kız kardeşinizle beraberseniz de, odanıza güzel bir Fransız sarışın yollamamı isterseniz ayarlayabilirim.
Пока вы здесь со своей сестрой, не желаете ли, чтобы маленькую белокурую французскую мечту любви прислали к вам в комнату, это можно организовать.
Bir Fransız başka seçeneği varsa asla teslim olmaz.
если может сделать по-другому.
# Bir Fransız bunun için yaşar Ve bunun için ölür
Француз должен жить для Республики. За неё француз должен умереть!
Bir Fransız rahip hepimizin bir tür telepatiyle birleşeceğimize inanır.
Французский священник думал, что мы все обьединились В своего рода телепатии.
Kaliteli bir Fransız şarabıdır
Это очень хорошая марка из Франции.
Orjinali 1799 yılında, Nil Deltası'ndaki Raşit kasabasının sağlamlaştırılmasında çalışan bir Fransız askeri tarafından bulunmuştu. Arapça öğrenmeye tenezzül etmeyen Avrupalılar,... bu taşa "Rosetta" adını vermişlerdi.
Оригинал был найден в 1799 году французским солдатом, работавшим на укреплениях в дельте Нила у города Рашид, который европейцы, в упорном нежелании учить арабский язык, называли "Розетта".
Savaşın geri kalanını, hoş bir Fransız hemşirenin ittiği,... şık bir sallanan sandalyede geçireceksin.
Твою инвалидную коляску будет толкать прелестная санитарка.
Size kıyafetimi açıklayayım beyler, bu çok eski bir Fransız geleneğidir.
Господа, я все объясню. Это старая французская традиция.
- Yanında çocuk olan bir Fransız arıyoruz. Ayılı bir Fransız işimize yaramaz.
Мы ищем француза с ребенком, а не француза с медвежонком.
Bir Fransız ve bir de çocuk.
Француз с ребенком.
Grubunuzda bir Fransız olduğunu bilmiyordum.
Я не знала, что в ансамбле француз.
Bir Fransız oyunu, Kapellmeister.
Это французская пьеса, капельмейстер.
Hatta bir Fransız genelevini işleten bir madam rolündeymiş gibi görünüyorsun.
Ты даже немного напоминаешь хозяйку французского борделя.
Bir Fransız filmindeki bir yıldız gibi.
Как кинозвезда... Из французского фильма.
Eski bir fransız şalı.
Французская. Старинная.
Arka bahçene bir Fransızın girdiğini nereden anlarsın?
Эй, а как ты узнал, что этот французишка был в твоём дворе?
Onda, bir Arabî'nin dolambaçlı zarefeti, bir Etiyopyalı'nın ateşi, bir Fransız'ın korkmuş samimiyeti, bir Hintli'nin yüksek zanaatı, bir Yemenli'nin utangaçlığı ve bir Çinli'nin dar dehlizi vardı.
Ибо она в себе объединяла чувственные движения арабских девушек с жаром египтянок, испуганную наивность франков с совершенной наукой индианок, кокетство женщин племени Ямани с маленькими органами китаянок.
Bunu bir Fransız filminde görmüştüm.
Я это видел во французском фильме.
- Çok ünlü bir Fransız.
Французский чувак.
Burası bir Fransız restoranı, öyle değil mi?
Это же французский ресторан, разве нет?
Siz bir Fransız'sınız. Nasıl oldu da burada çilingir oldunuz?
Почему вы работаете слесарем, если вы француз?
Şu Tangoyu ( Fransız kokteyli ) önceleri bir türlü içemiyordum.
Тот коктейль'Танго', было трудно глотать...
- Ben Fransızım. Yoksa neden böyle feci bir aksanım olsun şapşal kral?
Oткyдa y мeня инaчe этoт yжacный aкцeнт, глyпый кopoль?
Kaderin cilvesi, kendimi bir grup Fransız General'in ortasında bulurken onların derhal teslim olmalarını sağladım ve bu beni bir kahraman yaptı.
Волею случая, я приземлился на группу французских генералов, вызвав их немедленную капитуляцию, что сделало меня героем.
Bir çeşit Fransız numarası. Bunu yapabilir misin?
Что-то вроде французкого номера.
Bir gün bir aptal çocuk grubu geçmekte olan Fransız askerleri taşa tutmuştu.
Однажды глупому мальчишке пришла в голову мысль бросать камни во французских солдат, проходивших через эти места.
O bir Fransız Asilzadesi.
Он пэр Франции.
Messidor, Fransız Devrimi'nin takviminde... bir yaz ayı.
Мессидор - это летний месяц в старом календаре Французской революции.
1801 yılında,... ünlü bir fizikçi, Isere isimli Fransız ilinin valisiydi.
В 1801 году один знаменитый физик был префектом французского департамента Изер.
Gezegenin öbür tarafından bir keşif seferi gelmişti ve önderi Fransız kaşif La Perouse'ydi.
С другого края планеты пришла экспедиция, вел которую французский мореплаватель Лаперуз.
Fransız bir arkeolog.
Французский археолог.
Ortasına Fransız bir kristal koydurmuştu, kristalin çevresinde, bir yüzünde kabartma işaretler vardı.
В центре такой же камень. Вокруг него насечки, но только на одной стороне диска.
Geceyi bir kadınla geçireceksek, biz Fransız erkekleri, her zaman sonunda dolapta bu halde oluruz da, bu yüzden vakit kaybetmeyeyim diye, yemekten önce ben böyle giyindim.
Проводя вечер с дамой, французы оказываются в шкафу в одних трусах. Чтобы не терять время, я разделся до ужина.
Çok uysal ve hassas bir delikanlıdır. Fransız olmasına rağmen, ona sonuna dek güvenirim.
Он очень спокойный малый.
"Aslında bugün Fransız Gıdıklayıcı alacağım, çünkü ben bir Protestanım."
"Думаю, сегодня я возьму" французские усики ", потому что я протестант. "
Bir ara Fransız Akademisi'nde de çalıştım.
Да.
Ertesi gün elinde bir çantayla Fransız büyükelçiliğine gitti. Çıkışta ise, sizin de görebileceğiniz üzere, çanta yoktu. Bütün bulgularını Fransız istihbaratına sattı.
Зашел в посольство с сумкой а вышел без сумки, как вы можете видеть все, что он добыл, он передал французской секретной службе по дипломатическим каналам они отправили это в Париж, из Парижа в Вашингтон, к какому-нибудь ковбою!
- Ben bir lokantada tanıştığı, sonradan kaçırılmış bir bilim adamının kızı çıkan ve en son ıssız bir adada gördüğü, 15 yıl sonra Fransız direnişinin lideri çıkan adamı tercih eden bir kıza asık olan ilk erkek değilim.
Я не первый парень, который влюбился в девушку, которую он встретил в ресторане, которая оказалась дочерью похищенного ученого, которая встретила давнего любовника, которого видела в последний раз на необитаемом острове который, спустя 15 лет, оказался лидером Французского Сопротивления.
Bilgiler, Rusların, şehirden çıkmak için ABD, İngiliz ve Fransız... garnizonlarına güvenli bir geçiş önerdiği yönünde.
Русские предложили безопасный выход из города гарнизонам США, Британии и Франции.
Başımın üzerinde bir Fransız oturuyor gibi.
Голова раскалывается так, как будто в ней кто-то поселился. Удивительно даже.
Şöyle bir antlaşma yapabiliriz, sadece Fransız'ları istiyoruz.
Мы можем даже условиться, что это будет касаться только французов.
Bu çocuk bir Fransız değil.
Этот мальчик — не француз...
Fransız André Bouvier ve yeni bir katılımcı, Lincoln Hawk.
Андрэ Бьювиас и новичок, Линкольн Хоук.
Fransız bir ismi vardı sanki.
По-моему, у него какое-то французское имя или какое-то похожее.
Şimdi sana bir kere daha neden biz Hollandalı erkeklerin Fransız kızlardan bu kadar çok hoşlandığını açıklayacağım. Birincisi...
Так, я объясню тебе еще раз, - мьı датские ребята, так любим французских девушек потому, что, первое...
Bir zamanlar Hollandalı bir ressamdım. Artık Fransız bir ressamım.
Раньше бьıл голландским художником, теперь я французский художник.
fransızca 136
fransız 174
fransızlar 62
fransız mı 23
fransızca biliyor musunuz 16
bir fikir 16
bir fahişe 36
bir fare 26
bir fincan kahve 36
bir fikrim var 616
fransız 174
fransızlar 62
fransız mı 23
fransızca biliyor musunuz 16
bir fikir 16
bir fahişe 36
bir fare 26
bir fincan kahve 36
bir fikrim var 616