English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ D ] / Da değilsin

Da değilsin translate Russian

900 parallel translation
Hatta muhtemelen bana aşık da değilsin.
Ты не любишь меня.
Neden ait olduğun gibi dışarıda değilsin?
Ты почему не в зале?
Her zamanki Guido da değilsin.
Ты тоже уже не тот, что был раньше.
Kesinlikle aşağıda değilsin.
Ты же не пошел вниз?
Zeki olduğunu düşünüyorsun, ama o kadar da değilsin.
Думаешь, ты одна такая умная...
Determinist ya da değilsin, beni ilgilendirmiyor.
Я над этим посмеюсь, пока ты будешь чинить раковину.
Sen onların tarafında değilsin ve olamazsın da.
Ведь вы не можете быть на их стороне!
Neden Bakersfield'da değilsin?
А почему вы больше не в Бейкерсфилде?
Çalıntı mal suçlamasının nihai kararını duymak için New Hampshire'da federal mahkemeye çıkmak dışında istemediğin bir şey yapmak zorunda değilsin.
Тебе не нужно делать что-либо, чего ты не хочешь. Кроме пребывания в суде в Нью Хэмпшире за краденое.
Hem beni dokuz ay taşımak zorunda da değilsin. Ama seni annemden daha çok seviyorum.
Ты меня не вынашивала девять месяцев в животе, но мне с тобой лучше, чем с матерью.
Bana neler olduğunun da mı farkında değilsin?
И что со мной, ты тоже не замечаешь?
Gerçek bir suçlu da değilsin.
Не просто преступником же. Но и не полицейским.
- Seni henüz bir şeyle suçlamadım, Ascher. Konuşmak zorunda da değilsin.
Я пока ни в чем не обвиняю Вас, Ашер.
Şarlatandan başka bir şey değilsin ve hayatın boyunca da öyle kalacaksın!
Ты никогда не был чем-то большим, чем большой пакет, летающий на ветру... таким ты и останешься!
Bebeğim, o kadar da zeki değilsin.
Что ж, детка, это не слишком умно.
- Çok da mütevazı değilsin, ha?
- А ты скромница. - У меня есть на то свои причины.
Her seyi oldugu gibi anlat... ama paketten bahsetme. Telefonu açan da benim, sen degilsin.
Расскажи все, как есть в точности, но без посылки, и я, а не ты, ответил на звонок.
Sen ya delisin ya da sarhoş. Ayık değilsin anlaşılan.
Вы или с ума сошли, или всё ещё пьяны!
O kadar da yaşlı değilsin.
Ну, вы не такой старый.
O kadar da kelepir değilsin. Kibirli, düşüncesiz ve dağınıksın.
Ты не такая уж находка, ты тщеславен и самонадеян.
O kadar da iri değilsin.
- Вы не кажетесь полным.
Sen o kadar da değerli değilsin.
Вы не самая большая часть приза.
Ve bunu yapacak kadar da büyük değilsin.
А Вы недостаточно большой для этого.
- Hadi, o kadar da sarhoş değilsin.
Перестаньте, Вы не настолько пьяны.
Bana, mektuba, işine ya da herhangi bir şeye sahip değilsin.
Ты потерял меня, свою работу, письмо, всё.
- Benim karımdan yaşça çok da büyük değilsin.
- Вы ненамного старше моей жены.
Şimdi o kadar da heybetli değilsin.
Ну вот, теперь у тебя лицо не такое серьезное.
O kadar da emin değilsin.
Да.
Seni de buraya getirdi, yani bu da buralı değilsin demek.
Он Вас привез сюда.
Sen barbar değilsin. Barbar gibi davranmaya da hakkın yok.
Ты не варвар, у тебя нет права вести себя по-варварски.
Sen de pek mutlu değilsin ya da ben yanılıyorum?
И у Вас, по-моему, со счастьем плоховато, или я ошибаюсь?
- Hiç komik değilsin. - Bırak da cümlemi bitireyim.
- Перестань, это не смешно.
Bana halatı ya da çekici denemediğini söyleyecek değilsin di mi?
- Иногда это делаешь не желая. Не будешь же ты меня убеждать, что не пробовал веревки или молотка?
Şişman da değilsin.
Ты вовсе не толстая.
... ya da, "Sen katolik değilsin, yani iyi değilsin."
"Эй, четырехглазый, эй косоглазый!"
25 dolar tarla ilaçlamak için, ama senin tarlan yok çünkü sen çiftçi değilsin bu da demektir ki sen fakir değilsin ve bence sen bir sapıksın!
- Вы же сказали, что берете 25. - 25 долларов за опыление поля, но у тебя поля нет, потому что ты не фермер, а это значит, ты не бедный, и, я считаю, что ты извращенец!
O kadar da çocuk değilsin. 18 yaşındasın.
Ты не такой уж и ребенок. 18 лет.
Onu da reddedecek değilsin herhalde.
Вы же не станете спорить...
- Demek o kadar da mükemmel değilsin.
Она, конечно, была стерва.
Biraz başkalarını da düşün sorunları olan tek sen değilsin.
Подумай о других, не у одного тебя полно хлопот. Можно подумать, весь мир крутится вокруг тебя.
Chelsea... geçmişinle hiç barışık değilsin. Bu da çok itici bir durum.
Челси... у тебя на плечах большой груз... очень тяжелый и неприятный.
O kadar da iyi değilsin.
Ты не настолько хорош. Нет?
Aynı kişi değilsin, daha da büyük bir hainsin.
Ты еще больший предатель...
Ama sadece yakışıklı değilsin aynı zamanda çok da iyi bir aktörsün.
И вы не просто хорошенький, вы также прекрасный актер.
Afrika'da dolaşmak için hazırlıklı değilsin.
Ты не готов к такому походу по Африке.
Sen yazar, gazeteci ya da ülkenin kurtarıcısı değilsin.
Ты не писатель, не жураналист и не спаситель страны.
Göründüğün, işitildiğin ya da... en iyi testimizin gösterdiği kadar aptal değilsin.
Ты не так глуп, как можно судить по твоему виду или речам или результатам нашего тестирования.
Hazırsın ya da değilsin, doğa, işte biz geliyoruz! Heyecan budur.
Правильное настроение!
Norma, bana kızgın değilsin umarım... Eddie ile çıkıyoruz da. Kızgın mısın?
О, кстати, Норма ты не сердишься и всё такое потому что Эд встречается со мной, а?
O kadar da görünmez değilsin.
Вы не такая уж невидимка.
O kadar da meşgul değilsin.
Ну, не настолько уж занята.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]