English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ E ] / Elinde

Elinde translate Russian

10,604 parallel translation
Baban mahkumları elinde tutuyor.
У твоего отца заложники.
Valentine annemi elinde tutuyor. Gördüğüm şey bu.
Моя мать у Валентина, вот что я видела.
Elinde iyi hissettiriyor değil mi?
Ты чувствуешь праву в своей руке, а?
Barnes'ın elinde ne varmış?
Так, что у Барнса на тебя?
Uçaktan indiğinde seni elinde kartla falan bekliyor olacak.
У него будет одна из этих, табличек с его именем.
Enstitü'nün elinde bu şeyin ne olduğunu öğrenmeye yardım edecek kaynaklar var.
У Института есть средства, которые помогут нам узнать, кто это существо.
Ne gördüğümü söyleyeyim ben sana. İyi kalpli ve nazik bir kadının bir canavara dönüştüğünü ve nihayet iplerini elinde tutan kötülükten kurtulduğunu gördüm.
я скажу, что € видел... ƒобрую, спокойную женщину, превращЄнную в монстра,
Senin ilahî kudretin ve Kutsal İncil'in gücüyle içindeki canavarın elinde azap çeken bu kadını kurtar.
— воей божественной силой и силой св € того ≈ вангели € освободи эту женщину от мук звер €, что находитс € внутри.
Elinde gücün var.
У тебя преимущество.
- Cathy, şu an elinde Francis yok.
Кэти, сейчас у вас нет Фрэнсиса.
İpler bölge savcılığının elinde.
Он пляшет под дудку прокурора.
Herkesi hayatından uzaklaştırdın... ve şimdi de elinde kalan azıcık şeyi o bozulmuş yaşlı herifi korumak için mi harcayacaksın?
Ты оттолкнул всех... и сейчас ты собираешься пожертвовать тем немногим, что у тебя осталось, защищая сломленного старика?
Şeyi fark etmeden önce ailemin Savage ve ordusunun elinde ölmesine defalarca defa şahit oldum...
Я видел смерть семьи бесчисленное количество раз от рук Сэвиджа и его войск до того как понял, что...
Savage'ın elinde çok ölümcül bir silah var ve her şeyin kıyısında kendi silahımızın olması harika olur.
У Сэвиджа есть сокрушительное оружие а теперь, через 11 часов, нам очень нужно собственное оружие.
Alıp almamak senin elinde elbette, ama zamanla uğraşmak istemiyoruz.
Все зависит от тебя, конечно, но мы не хотели бы вмешиваться во время слишком сильно.
Bu diyar bile Thanagarialıların elinde olacak.
Даже это место падет перед танагарцами.
Carter ve Kendra hâlâ Savage'ın elinde.
Картер и Кендра всё ещё у Сэвиджа.
Zaman Efendileri arkanda olmadan gücü daha ne kadar elinde tutabileceğini sanıyorsun?
Как ты думаешь, как долго ты сможешь удержать власть без помощи Повелителей Времени?
Silah elinde, vur beni.
У тебя есть пушка. Давай, выстрели в меня.
Madem kanatlardan o kadar nefret ediyordun neden bunca zaman elinde tuttun?
Если ты так сильно ненавидишь эти крылья, то почему ты продолжаешь держаться за них всё это время?
Malcolm elinde para tutuyordu.
Малкольм держал в руках деньги.
Sanırım Cennet onu istemedi Cehennem de elinde tutamadı.
Определенно, Небеса не захотели его и Ад не смог удержать его.
Belki katilin elinde termometre kalmamıştır.
Что ж, может у убийцы закончились градусники.
En başından beri beni yatağa atmaya çalışan sendin. Elinde benimle yatma şansı vardı. Ama sen...
Ты все это время пытался затащить меня в постель и вот у тебя появился шанс это сделать, но ты не стал?
Bizarro'nun elinde.
Он у Бизарро.
Alex elinde.
У него Алекс.
Bir saniye, elinde senin oturma odanda çektiğin Jimi Hendrix fotoğrafları mı var?
- Погоди, у тебя есть непроявленная пленка с Джими Хендриксом, которого ты снимала у себя дома?
Sen koltukta oturursun diye düşündük, elinde bir bardak ile bir yudum içerken.
- Мы тебя посадим на диван, может, с чашкой в руке...
O da gidip bizden önce UZI'yi bulmuş ve Bölge Savcı Yardımcısı Gray'i öldürmek için duruşmaya kadar elinde mi tutmuştur?
И она нашла Узи до нас и спрятала его до суда?
Zaten söyledim Dekan'nın elinde bir şey vardı.
Я уже сказал вам, у декана было что-то в руке.
Büyü elinde. Bu kadar.
И всё.
Yıllarca onu memnun etmeye çalıştım, ona verebildiğimce çok şey verdim kendimden çünkü yaşamam gereken övünülecek o hayatın anahtarını elinde tuttuğunu düşünüyordum.
На протяжении многих лет я пыталась угождать ему. Я отдалась ему настолько, насколько могла, потому что думала, что он обладает ключом к тому, кем мне суждено стать, к большой жизни.
Transfer evrakların yakında elinde olur.
Твои проездные документы могут прийти в любой день.
Bu şeyde dizginleri elinde tutan vali.
* Всё зависит только от губернатора.
Elinde bir sorun mu var Eichhorst?
Что-то случилось с Вашей рукой, Айхорст?
Fet, elinde ne var?
Стригои возвращаются в гнездо на рассвете.
Senin elinde ne var?
А что есть у тебя?
Eğer Ruiz'le kayıt dışı bir şeyler yapıyorduysan umarım elinde sağlam bir şeyler vardır.
Если ты работал с ним неофициально, то надеюсь, что не зря.
Hiçbir bok yok elinde. Bu kayıt hiç var olmadı, hatırladın mı?
- Ты, видимо, забыл, что этой записи не существует.
Benimle ilgili elinde bir şey olsaydı, çoktan arabanın arasında oturuyor olurdum.
- Будь у вас доказательства, я бы уже ехал с вами.
Elinde kanıt var demiştin?
Ты говорил про улику? Давай ее используем.
- Elinde kanıtı olmadığını söyledim, Angie elinde kanıt olsaydı, beni tutuklardı zaten.
- Что у него нет доказательств. Иначе он бы меня арестовал.
İşte İmparatorun vermesi gereken kararlar tam olarak bunlar. Eğer tahtını elinde tutmak istiyorsa tabi.
Понимаешь, именно так должен думать император если желает сохранить свой трон.
Elinde ne kadar kaldıysa bana vermen gerek.
Мне нужно, чтобы ты отдала мне что у тебя осталось.
Gracie elinde.
У него Грейси!
- İnandım. - Söylesene. Lütfen elinde bundan daha fazlasının olduğunu söyle.
— Скажи, умоляю, скажи у тебя есть что-то ещё.
Uzun zamandır sosyal medyayı, donanımları ve en gözde uygulamaların denetimini elinde bulunduran rakipsiz ileri teknoloji lideri Lookinglass, esrarengiz Teknoloji Başkanı Otto Goodwin'in kendisini daha da uzaklaştırması, son zamanlarda hisselerde düşüşe yol açtı.
Не так давно непревзойдённый лидер на рынке технологий, охватывающий соцсети, оборудование и новейшие приложения, Lookinglass смотрел, как его акции падают в цене, а как всегда таинственный технический директор Отто Гудвин стал ещё более нелюдимым.
Birisi kulağını kaşıdığında elinde vale ya da daha iyi bir şey olduğu anlamına geliyor.
Один из вас чешет ухо — значит, у него валет или выше.
Ona aradığı adamın sol elinde kobra dövmesi olduğunu söyleyin.
Скажите, что у парня, которого он ищет, татуировка кобры на левой руке.
- Elinde ne var yani?
- И что у тебя?
Elinde sadece bir koz olduğunda gelirdin.
Ты бы пришёл, только если у тебя что-то есть.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]