English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ E ] / Erken

Erken translate Russian

12,008 parallel translation
Belki St. Louis'teki doktor haklıydı. Seni eve çok erken getirdik.
Может, доктор был прав, и мы слишком рано забрали тебя.
Hayır daha çok erken.
Нет, ещё слишком рано.
Bu kadar erken geldiğim için kusura bakma.
Прости, что рано.
- Hayır, erken uyanırım ben hep.
- Нет, я жаворонок.
- Olabildiğince erken olması lazım.
Мы должны это сделать как можно быстрее.
Dostum, saat daha çok erken.
Эй, мужик, ещё слишком рано.
Çok erken.
Слишком рано.
Elinden geldiğince erken getirmeye çalış lütfen.
Верни их поскорее.
Neden daha erken aramadınız?
Почему не позвонили сразу?
Ve bu da yani onun odağını kazanmak benim için gerçekten zor ve bence bunun sebebi Belki de erken çağrı süreleri ve
И мне... очень сложно заставить ее сосредоточиться, похоже, это из-за того... может, из-за ранних подъемов...
Galiba biraz erken gelmişim, o zaman ben...
Наверное, я рановато пришел, так что...
Kusura bakmayın, biraz erken geldim.
Да, извини, я немного рано.
Saati başlattınız mı? Ne erken ne de geç basabilirsin. Saat tam 9'da olmak zorunda.
сейчас... а ровно в 9 : 00.
Nam Joo Yeon. Notlarla kafayı bozduğundan sen de erken kayda gelmedin mi?
потому что одержима оценками?
Daha çok erken.
Еще так рано.
Belki de 7 : 00 gibi erken bir vakit seçeriz.
Может, выберем время пораньше, в семь? В семь?
Dünkü yürüyüşte yoldaki tozlarca cezalandırılmış kuyudan erken içmeye çalışıyordum kölelerden ve benden kat be kat susuz olanlardan önce.
Вчера, на марше, измученный пылью дорог, я хотел испить из колодца прежде своих рабов, мучимых жаждою гораздо более, чем я.
Çok mu erken?
Не слишком рано?
Eğer çok erken kalkman gerekmeyecekse.
Если тебе не слишком рано вставать.
Yeni tekne erken gelecek.
Новая яхта прибудет пораньше.
Hayır, erken çıktım.
Нет. Сбежала.
Şey, çalışanlarımız amanlarıyla vakit geçirmek için işten erken çıkmak istiyorlar.
И наши сотрудники хотели бы уйти пораньше, чтобы побыть с любимыми.
- Daha görmedim ama sizi yarın en erken saatte tutuklamaya karar vermelerine yetecek kadar yeterli bir kanıt.
– Ну, я его ещё не видел, но мне сказали, что этого достаточно, чтобы завтра утром они могли планировать ваш арест.
Erken geldin hala yemeği hazırlıyorum.
Ты рано. Я ещё готовлю.
Lütfen, ne kadar erken işbirliği yaparsak herkes için o kadar iyi olur.
Конечно. Но, пожалуйста, чем скорее мы поговорим, тем лучше для всех нас.
Bu yıl Noel biraz erken mi geliyor yoksa?
Рождество в этом году приходит раньше?
Hayır, ölüm katılığı olması için çok erken. - Belki ellerinde başka bir silah vardır.
Нет, для трупного окоченения рановато, но... может у них есть другой вид оружия.
Bugün erken saatlerde.
Сегодня утром.
Gece kuşu mu yoksa erken kalkan biri mi, bunu bilen biri olduğunu sanmıyorum.
Не думаю, что кто-то знал, был ли он совой или жаворонком?
Niçin çok erken kalkması gerektiğini merak etmiştim sadece.
Любопытно, зачем ему было вставать в такую рань.
Hafta sonu tatilini erken kestiğim için üzgünüm.
Прости, что испортила тебе выходные.
Saat düşünmek için çok erken.
Рано ещё гадать.
Erken dönebilirmiş.
Э-э, что-то о превращении в начале.
- O kartı erken oynadık belki de.
Может, нам не стоит пока разыгрывать эту карту.
Bu konuları konuşmak için daha erken.
Еще рано для этого.
Bir araba erken ateşleme yapıyor sanmış.
Принял его за хлопок в двигателе.
Bu sabah erken saatlerde meydana gelen, sürpriz olduğu görülen saldırılarda Mısır askeri havalimanı, İsrail savaş uçakları tarafından sert bir saldırıya maruz kaldı.
Во время неожиданной, по всем признакам, атаки сегодня рано утром египетские аэродромы подверглись сильной бомбардировке со стороны израильских самолётов.
Annemle Joan ne kadar erken dönerse o kadar iyidir.
Чем скорее вернутся мама и Джоан, тем лучше.
Neden erken çıkmıyorsun?
Почему бы тебе не ускользнуть пораньше?
Hayır, erken dönecekmiş.
Да, она приедет раньше.
- Onu çok erken getirirsek...
Возвращаем его слишком рано...
Daha çok erken.
Слишком рано!
- Evet. Genelde o kadar erken olmazdı ama evet.
Да, но обычно не так рано.
Sabahın erken saatlerinde kimse oralarda olmayacak.
Рано утром на улицах не будет ни души.
Belki çok erken oldu, bunca zamandan sonra olsa bile.
Может, я поспешила. Нужно было подождать ещё.
Belki sen beni öldürürsün, belki de ben seni belki erken, belki geç, bunu biliyorsun değil mi?
Может, ты убьёшь меня, а быть может - - я тебя. Может, скоро, а быть может - - нет. Но тебе это известно, так ведь?
Erken geldi.
Что-то она рано.
Çok mu erken?
Слишком рано?
Sanki biraz erken konuya girdim.
Слишком рано заговорил.
o yüzden güne erken başladım.
Взяла выходной.
Kusura bakma erken geleceğim.
Гас :

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]