Farklı translate Russian
29,685 parallel translation
Çoğu yarasa uçmakta olan böcekleri avlar, ama bu çölde onlardan o kadar az bulunur ki bu yarasa farklı bir yol izlemek zorundadır.
Большинство летучих мышей ловят насекомых на лету, но их так мало в пустыне, что этому виду приходится идти иным путём.
Bunlar vahşi ve acımasız hayvanlar. Ama şehrin içine girdiler mi tamamen farklı davranışlar sergiliyorlar.
Это дикие и свирепые животные, но оказавшись внутри городских стен они ведут себя совсем по-другому.
Bir vahşi yaşam film ekibi için kent ortamında çalışmak baştan aşağı farklı bir deneyimdi.
Для съёмочной группы, обычно работающей на природе, съёмки в городской среде были совершенно новым испытанием.
İki ekip birbirinden hayli farklı iki görev için yola çıktı.
Две группы отправились выполнять два очень разных задания.
1.100 kilometre güneyde, Mumbai'de kameraman Gordon Buchanan tümüyle farklı bir çekim tekniği kullanmak zorunda. Tabii, şehir leoparını filme almak üzere.
В 1100 км южнее, в Мумбаи, оператору Гордону Бьюкэнону нужно использовать совершенно иной подход к съёмкам, если он хочет получить кадры городской охоты леопарда.
Sizde farklı bir şey olmalı.
Но в вас есть что-то особенное.
Kafan herkesten farklı çalışıyor.
Ты не думаешь так, как другие люди.
Keşke her şey farklı olsaydı ama olanları değiştirecek gücüm yok.
Я бы хотел, чтобы все было по-другому, но не в моих силах изменить что-либо.
Karar verebiliriz.... farklı biri olmaya karar verebiliriz.
Мы можем... принять решение измениться.
Bu hastaya davranışın bana davranışından bir hayli farklı.
чем со мной?
Bu defa izleyen kişi farklı ama!
Но в этот раз там другой человек!
Park Kwan Soo'yu neden öldürmeyi istiyorumdur iyice düşün taşın. Gizli bir görüşmeye çevirmenlik yaptı diye birini öldürmek veya görmemesi gereken şeyler gördü diye poster asan birini öldürmek de çok farklı değil. Dahası posteri asan çocuk bilmemeleri gereken bilgileri sızdırmıştır diye masum yaşlı insanları da öldürmüştün, değil mi?
почему я хочу убить Пак Квансу. особо разницы нет. так?
Farklı bir toplantere gideceksin.
Что ты ходишь в другое место.
Düşündüğünü söyledin sence Daha akıllı olmak sizi farklı kılar.
Я сказала, что ты так считаешь и думаешь, что это отличает тебя от других.
Sizi farklı kılmaz, sizi tipik hale getirir.
Это не отличает тебя от других, а объединяет с ними.
Ağzına koyduğun şey niye farklı olmalı?
Чем же отличается ситуация с едой?
Cockburn kesin bir mağdur sağladı Cinayetlerin her birine ait olduğunu göstermek Taahhüt zamanlarında tamamen farklı bir şehir.
Кокберн предьявил надёжное алиби для каждого из убийств, доказывая, что в то время он находился в совершенно другом городе.
Çift sayıları farklıdır.
несколько чисел отличаются.
Biliyordum işte. İlk gördüğümde diğer hayaletlerden farklı olduğunu anlamıştım zaten.
Вот оно что... что вы необычный призрак.
O kelime her seferinde farklı bir anlama gelir oldu.
Нынче это слово слишком часто меняет значение.
Sen farklı olduğunu mu düşünüyorsun?
Думаешь, ты другой?
Bir yıl önceki hayatımı düşünüyorum da... eğer babam ölseydi ve sen bana evet yerine hayır deseydin her şey şimdi ne kadar farklı olurdu.
Если сравнивать мою жизнь с той, что была год назад... Насколько всё было бы иначе, если бы мой отец умер, или ты бы сказала "нет" вместо "да".
Homo sapiens'in Neanderthal ve Homo sensoriyum gibi diğer ilk atalarıyla arasındaki farklılaşma noktasıyla ilgileniyoruz.
Нас интересует ответвление между гомо-сапиенсом и ранним предкам, типа неандертальцев и гомо-сенсориумов.
Şikago Üniversitesi'nde genetikçi olan Profesör Kolovi'ye sorarsanız, onun fikri farklı olacaktır.
А если вы спросите профессора Колови, генетика из университета Чикаго, у него наверняка будет противоположное мнение.
Farklı bir bakış açısını değerlendiriyorum...
Я лишь пытаюсь представить другую сторону...
Sen bizden çok farklı görünmüyorsun.
С виду ты не очень-то отличаешься.
Gerçi düşündüğümden farklı geldi sesi.
Хотя это звучало иначе, чем я думал.
Farklı birşey var.
Ты какой-то другой.
Parlaklıkların farklı bir dokusu var... Kodunuzun geri kalanı için.
У сбоев всегда другая текстура, не как у основного кода.
Hissettiriyor... farklı.
Что ты другая.
Vay canına. Gerçekten farklı görünüyorsun Gibbons.
А ты, и правда, изменился, Гиббонс.
Aynı pislik, farklı bir kılıkta gibi kokuyor.
То же дерьмо, но в другом костюмчике.
Sadece gündemlerimiz farklı.
Просто, у нас разные цели.
Ya bugün buraya farklı bir nedenle gelmişsen?
Ну а представь, что ты пришла сюда с другой целью.
Robotik uğraşları bırakacağım için. Bilgisayar biliminden vazgeçip daha farklı bir şeyler yapacağım için.
Я рад, что завяжу с проклятой робототехникой и компьютерами и займусь чем-то полезным.
Konseyin istediğiyle koyun ihtiyacı olan farklı şeyler.
Совету нужно одно, а заливу - другое.
Farklı şekilde konuşmayı öğrenebilirsin.
Понимаешь, научиться говорить по-другому.
Bu farklı.
Это другое.
Birkaç farklı işte çalıştım.
У меня несколько работ, ты же знаешь?
- Sen farklısın.
- Это другое.
İşler düşündüğümüzden biraz farklı gelişti değil mi?
Все вышло не так, как мы хотели, да?
Ama Şirine ile alakalı tek farklı şey bu değildi.
Но отличие Смурфетты не только в этом.
Farklı bir tasarım mı?
Другой дизайн?
Sen çok farklısın.
Ты совсем другая.
Herkesin yas tutma şekli farklıdır.
Мы все скорбим по-своему.
Bunun sayesinde büyülü sözler olmadan yaklaşık 20 saat boyunca farklı boyutlarda kalabiliyorum.
Позволяет мне попадать в различные плоскости реальности без чтения заклинаний на протяжение 20 с лишним часов.
Kendimize özgü farklılıklarımız olsa da yardımın gerçekten çok işimize yarardı.
Я знаю, мы такие разные, но твоя помощь нам бы не помешала.
Bunun gibi farklı şekil ve özelliklere sahip yüzlerce yüzüğüm var benim.
У меня семь сотен колец, и у каждого свои свойства и внешний вид.
Eski poker arkadaşlarımızı daha farklı şekillerde çağırdı o kadar.
Он призвал наших старых приятелей по покеру в более могущественных формах.
İlgimi çekti, senin de dediğin gibi sanırım artık farklı şeyler yapmanın zamanı geldi.
Довольно интересно, и как ты сказал, быть может пришло время что-то поменять.
Artık hayatın çok farklı olacak çünkü birçok kişinin ilgisini üzerine çektin. İstediğin yere gidebilecek ve istediğin şeyi yapabileceksin. Yalnız kalmak istersen de kimse seni rahatsız edemeyecek.
твоя жизнь изменится. что пожелаешь. никто тебя не потревожит. тебе нельзя оставаться одной. ты умрешь. что Чхве Юджин не нужно было осторожничать с тобой.