English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ G ] / Gerekmiyor

Gerekmiyor translate Russian

5,345 parallel translation
Ama cezamı çekmem gerekmiyor mu?
- Разве так бывает?
Yani günahlarımın bedelini ödemem gerekmiyor mu?
Разве я не должна заплатить за свои грехи?
- Yemeğe başlamamız gerekmiyor mu?
Не хочу говорить.
Hiçbir şey yapman da gerekmiyor.
Тебе не придется ничего делать.
Onun yanında olman gerekmiyor mu şimdi?
Может, стоит проверить, как он?
Ama bu kadar hevesli görünmeniz de gerekmiyor.
Это и значит быть девушкой, да. Но не обязательно разрываться от нетерпения.
Gelmen gerekmiyor zaten. Sadece beni evinize götür ve annenle konuşayım.
И не надо, просто приведи меня домой и дай поговорить с твоей мамой.
Bu soruyu yanıtlamam gerekmiyor.
Я не обязан отвечать на этот вопрос.
Bu yüzden Adam'ı artık bırakman gerektiğini düşünüyorum. Hayır gerekmiyor.
Это нормально, что, когда ты приезжаешь в новое место, ты впервые задумываешься о самоубийстве?
Onu kırman falan gerekmiyor mu?
Ты не собираешься его разбить или что-то вроде?
Evet ama bu sefer izleyiciler olmayacak, her şeyin kurala göre olması gerekmiyor. - Kimse acıyıp o şişkoyu seçmeyecek bu sefer.
Да, но в этот раз там не будет зрителей, которые устроят, типа, политкорректность, и отдадут все толстой черножопой, чтобы она не плакала.
Bak, senin şeyi okuman gerekmiyor mu?
Слушай, а может тебе почитать...
Gülümsemen gerekmiyor.
Тебе не надо улыбаться.
Yani, eve gidip ödev yapman gerekmiyor mu?
Разве тебе не нужно идти домой и работать?
Artık benim için endişelenmen gerekmiyor.
Не надо больше обо мне беспокоиться.
Sınıfta olmanız gerekmiyor muydu, Bayan Pratt?
Вы не должны быть на учебе, мисс Пратт?
- Gitmen gerekmiyor.
Тебе не обязательно идти.
- Haftanın sonuna dek ödemem gerekmiyor.
До конца недели я могу им не платить.
Avukat-müvekkil gizliliğini koruman gerekmiyor.
Не нужно утаивать адвокатские секреты. Я и не утаиваю.
İşe gitmen gerekmiyor muydu?
Разве ты не должен идти на работу сегодня?
Onu durdurmanız gerekmiyor mu?
Не думаешь, что тебе нужно было его остановить?
Üretken olmak uğruna kendini delirtmen gerekmiyor.
Ты не должен сводить себя с ума, чтобы быть продуктивным.
Burada zombi olması gerekmiyor muydu?
Разве тут не должны быть зомби?
İş için hazırlanman gerekmiyor mu?
Ты не пойдёшь на работу?
Gerekmiyor gibi geliyor.
Не хочется.
Uzun süre dayanması gerekmiyor.
Они быстро изнашиваются, как и должны.
Yangın Dairesi şansını kaybettiren kişi olarak da kasabayla yüzleşmem gerekmiyor.
И это не я перед лицом города опозорилась в пожарном депо.
Gerekmiyor.
Не мы.
Ön seçimlere kadar beklememiz gerekmiyor muydu?
Может, стоит вернуться к этому вопросу поближе к праймериз?
Bizzat senin yapman gerekmiyor, hallolsa yeter.
Тебе не обязательно делать это самому.
Cevabınızı şimdi vermeniz gerekmiyor.
Можете не отвечать сразу.
Senin arkada basınla beklemen gerekmiyor mu?
Разве вы должны быть не в хвосте, с прессой?
Aslında gerekmiyor.
Ей есть совсем не надо.
Utanmamız ama daha zekileşmemiz gerekmiyor mu?
Так что разве мы не должны быть более устыдившимися и умными?
Sizin öğlene kadar falan uyumanız gerekmiyor mu?
Разве вы не спите до полудня?
Spa'da nedimelerinle geçirmen gerekmiyor mu bugünü?
Разве ты не должна провести день в спа-салоне с подружками невесты?
- Bunu her gün yapman gerekmiyor.
- Ну не каждый же день.
Hademelerin hastanın durumunu anlaması gerekmiyor. Ama benim anlamam gerekiyor.
Их не санитарам должно быть удобно читать, а мне.
- Bunu yapmamız gerekmiyor.
Думаю, не стоит.
Evi görmen gerekmiyor.
Нет, Эффи. Ты этот дом не увидишь.
Senin para kazanmak için seks yapman gerekmiyor.
- Не обязательно секс, чтобы заработать.
Polisi aramamız gerekmiyor mu? - Hayır!
Может стоит позвонить в полицию?
Hayır, gerekmiyor. - Bu ne bok yiyor burada?
Нет, не нужно.
Anlaman gerekmiyor.
Тебе и не нужно понимать.
Önce şarkı söyleyip, pastayı üflemesi gerekmiyor muydu, Oscar?
Разве сначала мы не должны спеть и разрезать торт?
İzleyicinin bilmesi gerekmiyor.
Публика не любит правды.
- Hayır, gerekmiyor.
Нет, не должна.
Ölmen gerekmiyor.
Тебе не придется умирать.
- Bugünden sonra bitmesi gerekmiyor.
Но это не значит, что мы остановимся на сегодняшнем рейде.
Bitmesi gerekmiyor.
Это не должно вот так вот закончится.
Evde olman gerekmiyor mu?
Разве ты не должен быть дома?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]