Gideceğim translate Russian
7,501 parallel translation
Yetkililere gideceğim.
Я собираюсь обратиться к властям.
Gideceğim ama yanıma bir çamaşırını alacağım.
Я уйду, но сначала возьму парочку твоих трусов.
Ben... Arabaya gideceğim.
Я должна вернуться в машину.
Sen pes edinceye dek onun üstüne gideceğim.
Я буду изводить ее, пока ты не сломаешься.
Hafta sonu için lazımdı. Atlanta'ya gideceğim.
Трешка в кармане, нужен четвертак на выходные.
Evet, tabii ki onların peşinden gideceğim.
Что ну, Сирил? Да, очевидно, что я пойду за ними...
Teknoloji destek birimine gideceğim.
Я позвоню в техподдержку.
Evlat, birazdan alışveriş merkezine gideceğim.
- Да! Дружок, мне нужно пойти в магазин позже.
İçemem, erken ayrılıp Kral-KarataşAk hokey maçına gideceğim.
- Не могу. Мне нужно уйти пораньше, чтобы успеть на хоккей. Короли против Черныхястр-ебов.
Zorundayım. Bu yüzden de Hananya tarafından vaftiz edilmek için nehre gideceğim. Size yalvarıyorum.
И для этого я пойд к реке, чтобы меня крестил этот человек...
Öyle bir ağrım var ki ya doktora gideceğim ya da seni görmeye geleceğim.
Меня снова беспокоит эта боль, и я мог бы поехать ко врачу или заехать к тебе.
Ve atletlerin aileleriyle röportaj yapmak için tavuk lokantasına gideceğim.
Потом в гриль-баре будем беседовать с родителями спортсменов.
- Hayır. İşe gideceğim.
Иду на работу.
Şu yeşil devle fingirdeş diye mi gideceğim yani?
- А ты здесь будешь развлекаться c этой каланчой?
- Ben diğer yoldan gideceğim. - Prens'im!
Возьму на себя боковую дорогу
Gregory ile bir doğum günü partisine gideceğim.
Я иду на день рождения с Грегори.
Hemen gideceğim.
Я не останусь.
Ne demek gideceğim?
Что значит, не останешься?
Ofise gideceğim.
Я поеду в офис.
- Yok, gideceğim.
- Нет, старик, я пойду.
Şimdi gideceğim.
Я поеду сейчас.
Görüyorsun, söz veriyorum ki iyiye gideceğim.
Видишь, мне становится лучше. Я обещаю.
Yarın Londra'ya gideceğim.
Завтра собираюсь в Лондон.
Öğleden sonra çiftliğe gideceğim, istersen beraber yürürüz.
Я собираюсь на ферму, не хочешь вместе пойти?
Saraydan bir kaç günlüğüne ayrılacağım, evime gideceğim.
Я покидаю двор на несколько дней, мне нужно съездить в свое имение
Lori Greiner ile yarın ki saha toplantısına sensiz gideceğim.
Завтра утром я иду на эту встречу с Лори Грейнер без тебя.
Şu an bunun için uygun bir zaman değil, Joe. Bu öğlen antreman kampına gideceğim.
- Не получится, Джо, я вечером уезжаю в лагерь.
Ben nereye gideceğim?
Что делать мне?
- Ben askeri üsse gideceğim.
- Я поеду в воинскую часть.
Bu yüzden de buradan hemen gideceğim.
Поэтому я сматываюсь, сейчас же.
Ölmeden önce annemi ziyarete gideceğim. Rusya'ya.
Я еду повидаться с мамой, пока она не умерла... в Россию.
Ben Sheridan'a gideceğim... Greg Collette'in kapıştığı psikiyatrist ile görüşeceğim.
Я собираюсь в Шеридан, поговорить с психиатром, с которым у Грэга Колетта была ссора.
Bakın, ben şimdi gideceğim, ama birinizi bırakacağım, o araba geri gelecek mi baksın diye.
Слушайте, я уеду, но я оставлю здесь одного из вас проверить, вернётся ли та машина.
Durumu düzelir düzelmez gideceğim.
Отпусти меня. Определи в приют.
Şimdi gideceğim.
Я иду к нему.
- Bir müzeye gideceğim.
Музей? Какое сов -
Ben Stone'u alıp okuma odasına gideceğim.
Я возьму Стоуна и пойду в читальный зал.
Ben, Stone'la birlikte profesörle konuşmaya gideceğim.
Стоун и я поговорим с профессором.
Şimdi gideceğim.
А сейчас я должен вас покинуть.
Görünüşe göre bir süre buradan gideceğim. Kendi ofisim de Moskova ile... -... güvenli bir hatta bana ihtiyaç var.
Похоже, я пробуду здесь какое-то время, и мне понадобится собственный кабинет и засекреченная линия связи с Москвой.
Öğlen bizzat kendim gideceğim Doğu Berlin'e.
Сегодня же лично отправлюсь в Восточный Берлин.
Fakat Gina'nın "yoluna git" fikriyle gideceğim.
Но я предпочту идею Джины посыла в задницу.
Bu kamyoneti alıp donmuş yoğurt almaya gideceğim.
Так что я собираюсь уехать на этом грузовичке и купить себе мороженого
İlk sana geldim, çünkü gelmemi isteyeceğini biliyordum. Ama sen yardım edemezsen anneme gideceğim.
Я сначала пришёл к тебе, потому что ты об этом просил, но если ты не поможешь, я обращусь к маме.
Evet ama gideceğim yere kısa süre sonra varacağım.
Но рано или поздно я добьюсь своего.
Oteline gideceğim.
Я схожу в его отель.
- Scott'ın kaldığı otele gideceğim.
- Да. - Я собираюсь в отель Скотта.
Pekala, tamam, gideceğim.
Ладно, я пойду.
Artık bu şekilde gideceğim.
Теперь только так.
Gideceğim. Gitmemi istedi. - Güzel, git o zaman.
Я не могу снова потерять тебя.
- Gideceğim ama iyi olduğunu gördüğüm zaman.
Пожалуйста.