English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ G ] / Görebiliyorum

Görebiliyorum translate Russian

3,691 parallel translation
- Bunu görebiliyorum.
Да, я вижу это.
Böyle düşündüğünü çok iyi görebiliyorum.
Вижу, что именно так ты и думал.
Onları görebiliyorum.
Вижу их.
# Görebiliyorum gerçeklerini # # Fark et olan her şeyi #
* Я вижу всё, как есть. *
Bunu görebiliyorum.
Я это вижу.
Gömleğinin altında koruyucu yeleğini görebiliyorum.
Я вижу бронежилет под твоей рубашкой.
Ben hala sanırım senin kalbini görebiliyorum.
Думаю, я до сих пор могу тронуть твоё сердце.
Üzgün olduğunu görebiliyorum. Haksız da sayılmazsın.
Я вижу, что ты расстроена, и даже не без причины.
- ikisini görebiliyorum.
Ну, я вижу двоих.
Görebiliyorum.
Я вижу.
- Bunu görebiliyorum.
- Да, я вижу.
Onları görebiliyorum, evlat atalarımı.
Я вижу их, мальчик. Моих предков.
Onu sevdiğini görebiliyorum ama onu özgür bırakmalısın.
Я вижу, за это ты её и любишь... но следует её отпустить.
Bu inanılmaz bir hikaye. Ayrıca Castle'ın yeteneğini nereden aldığını görebiliyorum. Ama bu söylediklerinin doğru olduğu anlamına gelmez.
Это невероятная история, и я теперь вижу, от кого Касл унаследовал талант, но это не значит, что все, что вы тут рассказали - правда.
- Her neyse işte o zaman... - Tamam iniş pistini görebiliyorum.
сразу после этого... я вижу посадочную полосу.
Geleceğini görebiliyorum.
Я вижу, как всё будет.
Osuruğunu görebiliyorum!
Я вижу твой пердеж!
Yaptığı şey doğruydu demiyorum ama kime çektiğini görebiliyorum.
Я не говорю, что его поступок правильный, но я вижу, откуда ноги растут.
Bizim için olan geleceği çok net görebiliyorum.
Я вижу наше будущее довольно ясно.
Şimdi seni görebiliyorum.
Ну а сейчас... Я вижу тебя.
Bunu görebiliyorum.
— Это то, что... — Да, я вижу это.
Burları burada görebiliyorum.
Я вижу колючки здесь.
Evet, onun titiz programının senin sınırsız boş zamanını nasıl çiğnedini görebiliyorum. Biliyor musun?
Оу, да я вижу как его плотный график растаптывает твое безгранично свободное время.
Artık görebiliyorum.
Теперь я вижу.
Dediğim gibi, bazı şeyleri görebiliyorum.
Ну, как я и говорил, я могу видеть вещи.
Üzgün olduğunu görebiliyorum, lütfen oturup, konuşalım.
Я вижу, что вы расстроены, но давайте просто присядем и поговорим об этом.
- Çok az görebiliyorum.
– Если есть, то совсем немного.
Bunu görebiliyorum.
Я вижу её.
- Görebiliyorum.
- Да я вижу это.
Ann'le dalga geçip durduğunu biliyorum, ama içten içe onun senin için önemli olduğunu görebiliyorum.
Я знаю, что ты обижаешь Энн, но я вижу, что в глубине души тебе правда не всё равно.
Gözlerinin ardında dönen çarkları görebiliyorum.
Я вижу, как у тебя в голове прокручиваются колёсики.
Bunu görebiliyorum.
В смысле, я видел.
Sonunda statiğin ötesini görebiliyorum, Jeffrey, senin gibi.
Я наконец-то могу увидеть прошлое статики, Джеффри, как ты.
Bunu görebiliyorum.
Я вижу это.
Görebiliyorum.
Я вижу это.
Ailemin sırları demek istiyorsun ailenin senin için öneminden bahsediyorum onlar için herşeyi yaparsın tüm risklere rağmen kendine veya tahtına zararı olabilecek şeyler, şuan bunu görebiliyorum ve sen bunun sorumsuzca olduğunu düşünüyorsun bence soylu bi davranış onun için bunu istemeyeceğini düşünüyorum,
Вы имеете ввиду секреты моей семьи. Я имею ввиду ценность вашей семьи Вы сделаете что угодно ради них не смотря на риск для себя, или вашей короны, и это я вижу сейчас
Gözlerinde görebiliyorum bunu.
Я вижу это в твоих глазах.
Şimdi görebiliyorum.
Теперь я это понимаю.
Tahtanın sadece bir tarafını görebiliyorum. Rakibin hiç bir hamlesini bilmiyorum.
Я только с одной стороны доски и не знаю ходов противника.
- Bunu kocaman donutın içinden görebiliyorum.
Я понимаю исходя из твоего... Твоего большого пончика, Гейни.
Görebiliyorum ama neden bunları bana gösteriyorsun?
Я вижу это. Но почему ты мне их показываешь?
Gitmek istediğini görebiliyorum. Dürüst olmak gerekirse, bunu her zaman yapabiliriz.
Я вижу, что ты хочешь пойти и честно говоря, мы можем повеселиться в любое время.
bunu şuan görebiliyorum.
Теперь я это понимаю.
- İçeriyi görebiliyorum.
- И я все видел.
O kadar soğuksun ki göğüs uçlarını görebiliyorum.
Это был так грубо, у тебя аж соски встали.
İkisini de kabul edeceğim, çünkü acı çektiğini görebiliyorum ve dışarda nasıl hareket edeceğini görmek için sabırsızlanıyorum.
Согласен, потому, что вижу твою боль, и потому, что мне очень интересно, что из этого получится.
Bunu sesinde duyabiliyorum ve düşüncelerinde görebiliyorum.
Я чувствую это в его словах, слышу в его мыслях.
Evet, görebiliyorum.
Да, я ее вижу.
- Banyonu görebiliyorum.
- Не в ванной.
Ne yaptığını görebiliyorum, Alex.
Дай я только разъединюсь с дедушкой, потому что пока этого не произошло.
Acıdan perişan olduğunuzu görebiliyorum.
( laughs ) I can see you're overwhelmed with grief.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]