English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ G ] / Gülümsüyor

Gülümsüyor translate Russian

311 parallel translation
Muhteşem Machiavelli, ahlaksız Sidney Kidd'e gülümsüyor.
Настоящий Макиавелли - этот улыбающийся циничный Сидней Кидд.
Bu adam çok acayip. GPS ile konuşuyor. Dikiz aynasından bana gülümsüyor.
Сейчас он вообще разговаривает с навигатором он улыбается мне через зеркало заднего вида он чокнутый мне стоит вылезти из этого такси?
Kadının gözleri bile gülümsüyor.
- Она улыбается глазами.
Bu adamdan hoşlanmadım. Çok fazla gülümsüyor.
Мне он не нравится Слишком много улыбается
Ölümle dalga geçiyor... Tanrıya içten içe kıkırdıyor, kendisine gülüyor... ve kızlara da gülümsüyor.
Смерти он не боится, бога не стыдится, над собой потешается, на девок зарится.
Sanırım belediye başkanı sana gülümsüyor.
Я думаю, мэр тебе улыбнётся.
Genel olarak, senin haline gülümsüyor olabilirim ama sende benim hakkımda kötü konuşuyorsun..
- А разве это не так? Эти дамочки всех держат за дураков. У лыбаются тебе в лицо, чтобы потом куснуть за зад.
onlar onu asırlardan taşıyacaklar ve onunla büyüklüğümüzün tarihini. Pagan çobanı gülümsüyor :
Это те, кто проносит его, через века и с ним, история нашего величия.
- Gülümsüyor muydu?
- Улыбался?
Kannon heykeli sana bakıp gülümsüyor... Çünkü benim ve üstadın hayatı içine süzüldü.
Кан-он смотрит на вас с улыбкой потому, что в нее вложены жизни : моя и учителя.
Şuna bak gülümsüyor.
Она улыбается.
Bir masanın önündeyken hep böyle gülümsüyor musunuz?
Вы всегда так улыбаетесь, когда вам приносят столики?
Gülümsüyor çünkü budala!
Он улыбается, ведь он же лох.
Sürekli de gülümsüyor.
Всё время улыбается!
- Gülümsüyor.
Она придёт.
Mutlu bir başkan gülümsüyor.
- Карлу Альберту.
O da örgüsünü örerken bana gülümsüyor. - Şanslısın.
Она мне улыбается поверх своего вязанья.
Gülümsüyor. Çekebilir miyim şimdi?
Я тебя очень сильно люблю, Иренка.
Prenses gülümsüyor.
- Улыбается.
Sonra Filargi'nin koruması adamı çıkarınca onlara gülümsüyor ve bebeğe "agucuk" diyor.
Уже после того, как охранник вывел Филаджи из квартиры. Она улыбается им. Она сюсюкает с ребёнком.
- Sana gülümsüyor muyum?
Смеюсь?
Yürürken gülümsüyor, kemerinin tokasını çıkarıyordu.
Он улыбался и на ходу снимал униформу
Neredeyse onu gömmek üzereyiz, ama o hala gülümsüyor.
ћы забиваем гвозди в крышку его гроба, а он смеЄтс €.
Gülümsüyor.
Она улыбается.
Şu çuval gülümsüyor mu?
Этот мешок улыбается?
Benim arım gülümsüyor.
Она улыбается.
Benimle konuşuyor, bana gülümsüyor.
Говорит со мной. Улыбается.
Dünya bugün gülümsüyor
Сегодня мир улыбки шлёт
Bak şimdi, ben "merhaba Bay Thompson" dediğimde ve ayağına bastığımda, gülümsüyor ve başını sallıyorsun.
Когда я скажу "Привет, мистер Томпсон" и надавлю вам на ногу, вам надо улыбнуться и кивнуть.
Bir melek gibi gülümsüyor...
Улыбалась, словно ангел...
- Çok fazla gülümsüyor.
- Она слишком улыбчива.
Aslında, gülümsüyor.
Вообще-то улыбается
Ve senin dualarını duyduğu zaman da gülümsüyor.
И улыбается, когда слышит твои молитвы.
Ne zaman odaya girsem, gülümsüyor.
Каждый раз, когда я захожу в комнату, он улыбается.
Çocuklarım, Cennet Orta Krallığın... toprakları üzerine gülümsüyor.
Дети мои, небеса улыбаются нам... Срединному Царству.
Tek başına gülümsüyor
Своё прячет лицо.
Herkes mutlu ve gülümsüyor.
Все улыбаются.
- Gülümsüyor musun?
- Ты улыбаешься?
Ona gülümsüyor, ne tatlı.
Он ей улыбается. Очень мило.
- Gülümsüyor muyum?
- Я улыбаюсь?
Şu samuray gerçekten hoş birisi Caka satmıyor, her zaman gülümsüyor.
Хороший человек этот самурай, не гордый.
Gözleri kısıyordu ve yüzünün tamamı gülümsüyor gibi görünüyordu.
Его глаза словно приподнимаются, и кажется, будто улыбается все лицо.
Geçmişimizi ve bağlarımızı koparabiliriz ama hala gülümsüyor olacağız.
И пусть печалей тень нависнет вдруг над нами Все равно мы улыбаться ни за что не перестанем
Güneş bugün bize gülümsüyor.
Солнце улыбается сегодня и как же иначе?
Gülümsüyor, yüzüne bakın!
Она улыбается! Посмотрите на ее лицо! Смотрите!
Gülümsüyor!
Она улыбается!
Kâhinler bize gülümsüyor.
Пророки улыбаются нам.
O devamlı gülümsüyor, dünyadan bashaderken evrendeki en öneli şey oymuş gibi davranıyor.
Она улыбается всё время, говорит о Земле так, как будто это величайшее место во вселенной.
Gülümsüyor, neyse sonra görüşürüz.
Но он улыбается. Ладно, давай.
Sürekli gülümsüyor.
О, это обидно.
Mükemmel gülümsüyor.
- Увидимся дома. ... и улыбка. У неё великолепная улыбка!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]