Kalmayacağım translate Russian
813 parallel translation
Artık bu çöplükte kalmayacağım.
Я больше не собираюсь оставаться в этом гадюшнике.
Bunu atlatacağım ve tüm bunlar sona erdiğinde, bir daha asla aç kalmayacağım.
Я пройду через всё, а когда это закончится я никогда не буду голодать.
Tanrı şahidim olsun ki, bir daha asla aç kalmayacağım!
я никогда не буду голодать!
Daha fazla ayrı kalmayacağım.
Я не могу больше терпеть.
Size şunu söyleyeyim Bay Kralik, bir gün hiç çalışmak zorunda kalmayacağım bir duruma gelebilirim.
Так вот, возможно, скоро мне не нужно будет тут работать.
Burada kalmayacağım.
Я не останусь.
- Fazla kalmayacağım, yemin ederim. - Haydi, Blanche!
Я не останусь надолго, обещаю.
Yalnız kalmayacağım.
Я не заскучаю.
Zaten ebediyen burada kalmayacağım.
Я тут не на всю жизнь.
Ben burada kalmayacağım.
Я буду спать отдельно.
Burada uzun kalmayacağım.
Меня долго не будет.
Şey, burada oturup kalmayacağım.
Я не могу просто сидеть сложа руки.
Burda kalmayacağım!
Мне здесь не нравится.
Sonsuza dek burada kalmayacağım.
Я не останусь здесь вечно.
Fazla kalmayacağım.
Я не хочу надолго задерживаться.
Çok kalmayacağım, Umarım.
Надеюсь, не помешаю.
Fazla kalmayacağım.
Я ненадолго.
Glabrus benim dostumdur ve onun bu onursuzluğuna kayıtsız kalmayacağım.
Глабр - мой друг, и на мне лежит часть ответственности.
Bu defa sessiz kalmayacağım.
В этот раз - я всё скажу.
Bunu kullanmak zorunda kalmayacağım zaman memnun olacağım.
Я была бы и сама рада, если бы я могла обойтись без него.
Sanırım kalmayacağım, değil mi?
Думаете, мне следует остаться?
Burda kümese tıkılmış gibi kalmayacağım!
Меня не удержат здесь взаперти!
Kalmayacağım, Harriet teyzen bekliyor.
Я не останусь. Меня ждет тетя Гарриет.
Ve Chuncho yalancı biri. Kalmayacağım.
Чунчо лжец.
'Ama ben burada kalmayacağım, biraz dolaşmaya karar verdim.'
- " Но я решил поменять планы и еще немного попутешествовать.
Kalmayacağım.
Не опоздаю.
Kalmayacağım! Çeneni kapatırsan, geç kalmayacağım!
Если ты не замолчишь, то не опоздаю!
Fazla kalmayacağım.
Я не долго.
Uzun kalmayacağım, söz.
Я ненадолго.
- Görüşürüz anne. Çok uzun süre kalmayacağım.
Я ненадолго.
Bu korkunç,... onunla bir saniye bile kalmayacağım.
Это ужасно. Я не на секунду с ним не останусь.
Riske girmememiz gerektiğini çok dikkatli davranıp dedikoduya mahal vermememizi daha fazla ayrı kalmayacağımızı, yakında birbirimize kavuşacağımızı gün ışığına ebediyen çıkacağımızı biliyorum.
Я понимаю, что нам нельзя рисковать. Надо быть осторожными и постараться избежать сплетен. Это последние дни нашей разлуки.
Söz veriyorum çocuklar, fazla kalmayacağım.
Я быстро.
Bu deliler evinde seninle kalmayacağım. Sen hastalıklı bir herifsin.
Я не останусь в этом сумасшедшем доме.
Ama burada da kalmayacağım.
Но и здесь оставаться не собираюсь.
Yani, burada daha uzun süre kalmayacağım ya.
Я имею в виду, что не хочу больше тут торчать.
Tanrı'ya şükürler olsun ki, şunu bir daha söylemek zorunda kalmayacağım :
Слава Богу, что этого я больше в жизни не скажу.
Görünüşe göre o cezaevini bildiğim sürece hiç yalnız kalmayacağım.
Похоже, пока я помню эту тюрьму, я не буду одинок.
- Hayır, fazla kalmayacağım.
- Нет, но я тут не задержусь
- Korkumuyor musun? - En azından odun kırmak zorunda kalmayacağım.
я не буду дровосеком.
Buna daha fazla seyirci kalmayacağım, değil mi?
Но, если погода не изменится, я ведь ничего не увижу?
- Kalmayacağım.
Ни за что.
Eğer parayı bulursanız karımın hiç şansı kalmayacağını biliyordum.
Я знал, если вы найдете его, жена не спасется.
Eğer yarın bizi tahliye ederlerse giderken yanımızda bir sürü şey taşımak zorunda kalmayacağız.
То есть если завтра нас выселят... нам не придётся собирать много вещей
Ancak rüya gibi bu duruma merakımızı bir kenara bırakıp kayıtsız kalmayacağız.
Но мы не будем разделять равнодушие мира к этой идиллии.
- Çekil yolumdan. Çekil yolumdan! Burada kalmayacağım.
Как ты думаешь, приятно, когда кто-то бросает такой тяжелый мячик в прямо лицо?
Avans vermelerine şaşırırdım, daha kalıp kalmayacağın belli değil...
Вряд ли, пока ты не на постоянной работе, аванс...
Ben de kalmayacağım.
И я тоже.
Kiminle yaptığını söyle, Benimle kalıp kalmayacağın umurumda değil. Eğer seninle kalırsam, seninle uyurum, seninle uyanırım.
Если бы ты сказала мне, с кем ты сделала этого ребенка, я бы принял его - если бы ты осталась со мной, если бы я остался с тобой, спал бы с тобой, просыпался рядом с тобой!
Burada kalmayacağım.
Я не останусь здесь.
Uzun süre kalmayacağım.
Не беспокойся! Я ненадолго.
kalmadı 44
kalmamış 19
kalmak istiyorum 46
kalmam 16
kalmamı ister misin 17
kalmanı istiyorum 30
kalmak mı 16
kalmalısın 16
kalmamış 19
kalmak istiyorum 46
kalmam 16
kalmamı ister misin 17
kalmanı istiyorum 30
kalmak mı 16
kalmalısın 16