Kolaydı translate Russian
1,468 parallel translation
Şoförlükte uzman değilim ama kolaydır.
Я не специалист в автомобилизме, но это просто.
Zaten filmlerim de, benim kadınları çok iyi tanımadığımı ispatlasa da, Maradona'nın durumunda, "her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır" deyiminin boş bir deyim olduğunu düşünmek kolaydı.
Хотя, как показывают мои фильмы, я не претендую на хорошее знание женщин, но в случае Марадоны мне было легко увидеть, что поговорка "за каждым успешным мужчиной стоит женщина"
Niyetin varsa onlarla geçinmesi kolaydır.
Поладить. При желании.
Eskiden daha kolaydı herşey.
Намного легче.
Bıçakları saklamak kolaydır tutukluk yapmazlar ve mermileri tükenmez.
Это все, что тебе нужно знать, педик. Они никогда не заедают, и не летят бестолково как пули.
Yepyeni. Yeni bir pasaport yapmak kolaydır. Kopyalayacak daha az pul ve onay olur.
А новый паспорт легко подделать, в нем меньше виз и печатей.
On yıl önce işler kolaydı.
10 лет назад все было просто.
zengin için daha iyidir... zenginden girmesi......... bir devenin iğnenin deliğinden geçmesi... zengin adamın krallığa girmesinden kolaydır.
Легче верблюду пройти сквозь игольное ушко, чем богатому попасть в царство небесное.
- Çok kolaydır.
- Ничего особенного.
Gençlikle de kol kolaydı bu güzellik. Haksızlıktı bu. Neredeyse densizlikti.
А вкупе с молодостью - совершенно несправедлива почти вульгарна я изучил ее лицо, ее брови ее глаза, рот
Ama diğer yandan, olumsuz düşünmek kolaydır.
Конечно, значительно легче быть циником.
- Böyle devam edersen seni terk ederim. - Bu o kadar kolaydı, değil mi fahişe!
Шлюха.
Ve o kadar kolaydı ki...
Но само действие было простым...
Taşıması çok kolaydı.
Но Тим был худенький, как щепочка.
Yoksulluğun, umutsuzluğun, ve uyuşturucu çetelerinin olduğu yerlerde silah veya bıçak çekmek kolaydır.
Там, где правят бедность, разочарование и банды наркоторговцев палец легко давит на курок, а рука легко берет нож. Слишком легко.
Ofis içinde bir kaç dakika kazanmak istiyorsanız, bir bilgisayarın, her telefonu aynı anda aramasını sağlamak, hem ucuz hem de kolaydır.
Для создания минутного замешательства в условиях офисной обстановки запрограммируй компьютер позвонить разом на все телефоны. Это дешево и сердито.
.. ve alt kısımlar çok daha kolaydır.
Внутренние слои куда податливее.
Bir gece kulübü sahibinden kurtulmak kolaydır.
- чтобы запугать владельца клуба.
Çok daha kolaydır ve daha az karmaşıktır.
Это менее хлопотно и безболезненно.
Diyorum ya, takılmak kolaydır.
Я ж говорю. Познакомиться очень просто.
Çok kolaydır. Zaten deneyimin var, değil mi?
У тебя уже есть опыт, верно?
Daha kolaydır.
Это проще.
Demek istediğim, bir aile yetiştirmek için daha kolaydır.
Я имел ввиду, проще растить детей.
Siz gerçek değilken daha kolaydı.
Это было намного легче до того как вы стали настоящими.
Yaşamın temel kanunu ; eğer bir şeylere sahipseniz başka şeylere de sahip olabilmeniz daha kolaydır.
Основным законом жизни является то, что если у тебя есть вещи, ты можешь легко иметь еще больше вещей.
Her şeyden şikeyet etmek kolaydır, Syracuse.
Страдать легко, Сиракуз.
Deveye hendek atlatmak daha kolaydı, tabii.
Скорее, я бы умудрился выхватить песчинку сирокко.
Demek istediğim, aşk tarafından süpürülmek kolaydır,... ama ayaklarını yere sağlam basmak zorundasın.
Вся эта романтическая дребедень давит на мозги но нужно твердо стоять на ногах.
Ama çekip gitmen çok kolaydı.
Ты сделал это с такой легкостью.
Sen de öyle, Gérard, ama erkekler için daha kolaydır.
Ты тоже, Жерар. Но для мальчика это само собой разумеется.
- Kolaydır, sadece biraz böyle yapacaksın.
- Это просто, нужно будет только сделать.
Hiçbir şey yapmadan yorumlamak kolaydır.
Легко давать комментарий и ничего не делать.
Kızmak, mutlu olmadıklarını kabullenmekten kolaydı.
Злиться было гораздо легче, чем признать, что они не были счастливы.
Çünkü düşünmek o konu hakkında bir şeyler yapmaktan kolaydır.
Думаю, что говорить об этом гораздо легче, чем делать.
Dans etmek kolaydır, evet bilirim. Sanırım halledebilirim.
Танцевать довольно просто, так что да, думаю, я с этим справлюсь.
Doldurması da kolaydır. Sıkması da.
Лeгко зaряжaть, лeгко стрeлять.
- Ne zaman. O zamanlar kolaydı.
Да, когда.
Ne istediğini tam olarak biliyorsan, yapmak daha kolaydır.
Мне легче делать то, что я хочу.
O salak diyecek : "Ama diğerleri yeniden doldurmak için daha kolaydır."
Какие-нибудь идиоты могут сказать : "Но магазин легче перезарядить".
Boston daha kolaydı.
В Бостоне было проще.
Ve orada bizi farketmeleri çok kolaydı.
Там мы беззащитны.
Bu kolaydı.
Это было легко.
Bu kolaydı. Tamam.
Вот так просто.
Ve yaşam anlamını yitirdiğinde öldürmek çok ama çok kolaydır.
А когда жизнь не имеет значения, становится очень, очень легко убивать.
- Beş yaşındayken işler çok kolaydır.
- Ну, все легче, когда тебе 5. - Да.
Fiziksel acı çekmek, yalnızlık ve yastan daha kolaydır.
Физическая боль легче чем... Одиночество и печаль.
- Katillerin serileri çok daha karmaşıktır. - Kolaydı.
Это было просто.
Ölmek kolaydır.
Умереть легко
Paniğe çok kolaydır.
Эй, тьI слишком много беспокоишься, приятель.
- Kutuları değiştirmek kolaydı.
А Эймс?
Çok kolaydı.
Проще простого.
kolaydır 22
kolay gelsin 78
kolay 211
kolayca 28
kolay iş 26
kolay olmayacak 74
kolay oldu 39
kolay para 20
kolay mı 24
kolay değil 104
kolay gelsin 78
kolay 211
kolayca 28
kolay iş 26
kolay olmayacak 74
kolay oldu 39
kolay para 20
kolay mı 24
kolay değil 104